Yaşadığımız teknoloji ve bilgi çağında her türlü bilgi, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yayılıyor. Özellikle internet gibi etkileşim ağlarında uluslararası her türlü kaynağa ulaşmak mümkün. durum böyle olunca her dil, başka dillerden etkinmekte, başka dillere ait olan sözcükleri kendi bünyesine toplanmaktadır.
Nihayetinde Türkçe de bundan nasibini almıştır. Bilgisayar donanımlarının neredeyse tamamının adları İngilizce şekliyle dilimize girmiştir. Bu sadece bilgisayar donanımları ile de sınırlı değil elbette, gelişen ve değişen teknolojiye ait birçok kavram dilimize yabancı haliyle geçmiştir. Sohbet yerine ''chat'', özel mesaj yerine ''pm'' (private message), fare yerine ''mause'' ve dahası; check-up, star, shoe, download, fast-food, selfie gibi yüzlerce yabancı sözcük kullanılmaktadır. Dili korumak gerekir, dil bir kere bozuldu mu onu iyileştirmek, eski haline getirmek neredeyse imkansızdır. Örneğin dünyada bir akım haline gelen ve belki de en çok kullanılan sözcüklerden bir tanesi ''selfie'' dilimize bu şekilde girdi. Bir süre sonra bu sözcük yerine ''özçekim'' sözcüğü getirildiyse de artık bunu kimse kullanmadı; zira halk alışık olduğundan kolay kolay vazgeçmez.
Türk Dil Kurumunun 1998 yılına ait bir çalışması var. Yapılan araştırmaya göre, hazırlanmış TDK Sözlükte toplam 98 bin civarı kelime var ve bu kelimelerin sadece 46 bin kadar sözcüğü Türkçe. Bu aslında korkunç bir sayı; bu durumu düzeltmek ise neredeyse imkansız. 1920’li yıllarda çeşitli yayın ve basın organlarında kullanılan yabancı sözcük oranı %70 civarındaydı. Bu yabancı sözcüklerin çoğu ya Arapça ya da Farsça kökenliydi. Mustafa Kemal’in rehberliğinde başlatılan 1928 Yazı Devrimi ve 1932 Dil Devrimi, ülkemizin dili için çok önemli gelişmelerdi. Dilimizde halen yirmi bine yakın yabancı sözcük bulunmaktadır ve dilin artık temizlenmesi gerekmektedir. Bu da ancak; atatürk devrinde yapıldığı gibi devrim sayılacak değişikliklerle yapılabilir.
Nihayetinde Türkçe de bundan nasibini almıştır. Bilgisayar donanımlarının neredeyse tamamının adları İngilizce şekliyle dilimize girmiştir. Bu sadece bilgisayar donanımları ile de sınırlı değil elbette, gelişen ve değişen teknolojiye ait birçok kavram dilimize yabancı haliyle geçmiştir. Sohbet yerine ''chat'', özel mesaj yerine ''pm'' (private message), fare yerine ''mause'' ve dahası; check-up, star, shoe, download, fast-food, selfie gibi yüzlerce yabancı sözcük kullanılmaktadır. Dili korumak gerekir, dil bir kere bozuldu mu onu iyileştirmek, eski haline getirmek neredeyse imkansızdır. Örneğin dünyada bir akım haline gelen ve belki de en çok kullanılan sözcüklerden bir tanesi ''selfie'' dilimize bu şekilde girdi. Bir süre sonra bu sözcük yerine ''özçekim'' sözcüğü getirildiyse de artık bunu kimse kullanmadı; zira halk alışık olduğundan kolay kolay vazgeçmez.
Türk Dil Kurumunun 1998 yılına ait bir çalışması var. Yapılan araştırmaya göre, hazırlanmış TDK Sözlükte toplam 98 bin civarı kelime var ve bu kelimelerin sadece 46 bin kadar sözcüğü Türkçe. Bu aslında korkunç bir sayı; bu durumu düzeltmek ise neredeyse imkansız. 1920’li yıllarda çeşitli yayın ve basın organlarında kullanılan yabancı sözcük oranı %70 civarındaydı. Bu yabancı sözcüklerin çoğu ya Arapça ya da Farsça kökenliydi. Mustafa Kemal’in rehberliğinde başlatılan 1928 Yazı Devrimi ve 1932 Dil Devrimi, ülkemizin dili için çok önemli gelişmelerdi. Dilimizde halen yirmi bine yakın yabancı sözcük bulunmaktadır ve dilin artık temizlenmesi gerekmektedir. Bu da ancak; atatürk devrinde yapıldığı gibi devrim sayılacak değişikliklerle yapılabilir.