Saadet Partisi Hatay İl Başkanı Mustafa EĞE, toplumun çok farklılaştığını kaydettiği konuşmasında; bugün ak dediğine yarın kara dediğini aktararak, “İçinde yaşadığımız toplumu doğru bir şekilde etkilemeliyiz. Onları iyilik ve güzelliğe doğru yönlendirmeliyiz. İnsanlar bugün ak dediğine yarın kara diyor. Ancak bizim için temel prensipler vardır. Biz bunlara bağlı olursak da güçlüklerin üstesinden gelebiliriz” diye konuştu.
FEDAKÂRLIK BİZİM İÇİN MESULİYET
Saadet Partisi Hatay İl Başkanı Mustafa EĞE haftalık toplantıda yaptığı konuşmada şöyle devam etti “Düşünmeden karar verebilmek telafisi mümkün olmayan problemler çıkarabilir. Bazen kararlar isabet eder, ancak isabet etmezse büyük problemlerle karşılaşabiliriz. Biz ise problemleri çözmeye çalışmak ile mükellefiz. Toplumun daha iyi bir noktaya gelebilmesi için fedakârlıkta bulunmak bizim için olmazsa olmaz mesuliyettir.
ENDİŞELERİMİZ KARŞILIK BULMADI
İktidarda bulunanlar 14 yıldır görevdeler. Halen problemler çözülemedi, aksine artıyor. Referandum ile anayasa değişikliği milletin önüne gidiyor. Endişelerimizi izale edecek hususlar yer almadı. Bunun sonunda da dedik ki 'kimseyi kırmak istemiyoruz, üzmek de istemiyoruz. Ama bu haliyle biz bu başkanlık sistemine evet diyemeyiz’.
DİZİLER SADECE BİZİ DEĞİL İSLAM DÜNYASINI YOZLAŞTIRIYOR
Bugünkü iktidarın en büyük problemi ise istişare sisteminin kaybolması. Varmış gibi gözüken ama olmayan istişare sistemi var, eksiklik ise orada. Bu sistem problemleri çözmüyor. Bir takım adımlar atılıyor, yollar yapılıyor, hızlı trenler yapıldı, havaalanları yapıldı, başörtüsü serbest hale geldi. Bunlar güzel adımlar. Ancak temel meseleler çözülmedi. Ahlaki ve manevi gerileme bizim memleketimizde var. Bu çözülemiyor. Ne başörtüsü ne de imam hatip okulları bunu engellemeye yetmedi. Bizim dizilerimiz sadece bizi değil, İslam ülkelerinde de en ön safa geçti, onları da yozlaştırmaya başladı. Ahlak anlayışında bozulmalar meydana geldi. Tüm bunlar bizim toplumumuza yakışmaz. Biz kimseyi incitmek veya rezil etmek için değil bu yanlışlar düzelsin diye söylüyoruz.
TOPLUMDA HANIMIN YERİ İHMAL EDİLMEYECEK KADAR ÖNEMLİDİR
Bu toplumun içinde üstleneceğiniz vazife aile yapısını korumak ama onun üzerinde bu toplumun temelini oluşturacak vasıflar sizde var. Biz bundan kaçındık. Birçok İslam âlimi de süreç içinde kadınların rolüne ihtiyaç duymadılar hatta 'çocukları ile meşgul olsunlar' dediler. Peygamber Efendimiz zamanında kadınlar savaşlara katılmış. Hz. Ömer zamanında pazarın denetimini bir kadına verilmesini öğrendiğimde çok şaşırdım. Kendi devrinde hem de. Pazarda erkekler pek fazla anlamazlar, kadınlar oradaki problemleri daha iyi çözer diyerek verilmiş. Çok ama çok önemli bir örnek! Hz Ömer bunu yaparken ise Batılar ise 'kadının ruhu var mı yok mu? İnsan olarak vasıflandırılabilir mi, onlar cadı oldukları için yakılmalı diye tartışıyorlardı. Onun için sizin omuzlarınıza çok büyük yükler düşüyor. Toplumda hanımın yeri ihmal edilmeyecek kadar önemlidir.
İNSAN İÇİN GÜÇ ADALE, DEVLET İÇİN TEKNOLOJİ DEMEK
İnsan gücü adale demekse ülkeler için ise sanayi demek, teknoloji demektir. Neye ihtiyacımız var ise biz bu ülkede yapmalıyız. Teknoloji de öyle bir noktaya gideceğiz ki, çok uzaklardaki düşman gemisinden fırlatılan füzeyi alıp onun gemisinin başına patlatacak sistemleri geliştirmeliyiz. Bu seviyeye gelirsek dünyaya barış ve huzuru getirebiliriz. Siz bir pehlivanın sadece manevi yönünü güçlendirerek er meydana çıkmasını düşünebilir misiniz? Doğru dürüst insanımızı yetiştirmezsek onun ringde başarılı olması mümkün olmaz.
FARKLILIKLAR BİZİ BİRBİRİMİZDEN AYIRMAMALI
Farklı partilerde, görüşlerde olmamız bizi birbirimizden ayırmamalı. Farklılıkları görerek birbirimizi ikna etmeye çalışacağız. İkna edemezsek de beraber yaşayacağız. Mahalleler ayrılıyor, aileler ayrılıyor.
Burada iktidarın da muhalefetin de kabahati var. Bunun birinci mesele olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz.”(Haber Merkezi)
FEDAKÂRLIK BİZİM İÇİN MESULİYET
Saadet Partisi Hatay İl Başkanı Mustafa EĞE haftalık toplantıda yaptığı konuşmada şöyle devam etti “Düşünmeden karar verebilmek telafisi mümkün olmayan problemler çıkarabilir. Bazen kararlar isabet eder, ancak isabet etmezse büyük problemlerle karşılaşabiliriz. Biz ise problemleri çözmeye çalışmak ile mükellefiz. Toplumun daha iyi bir noktaya gelebilmesi için fedakârlıkta bulunmak bizim için olmazsa olmaz mesuliyettir.
ENDİŞELERİMİZ KARŞILIK BULMADI
İktidarda bulunanlar 14 yıldır görevdeler. Halen problemler çözülemedi, aksine artıyor. Referandum ile anayasa değişikliği milletin önüne gidiyor. Endişelerimizi izale edecek hususlar yer almadı. Bunun sonunda da dedik ki 'kimseyi kırmak istemiyoruz, üzmek de istemiyoruz. Ama bu haliyle biz bu başkanlık sistemine evet diyemeyiz’.
DİZİLER SADECE BİZİ DEĞİL İSLAM DÜNYASINI YOZLAŞTIRIYOR
Bugünkü iktidarın en büyük problemi ise istişare sisteminin kaybolması. Varmış gibi gözüken ama olmayan istişare sistemi var, eksiklik ise orada. Bu sistem problemleri çözmüyor. Bir takım adımlar atılıyor, yollar yapılıyor, hızlı trenler yapıldı, havaalanları yapıldı, başörtüsü serbest hale geldi. Bunlar güzel adımlar. Ancak temel meseleler çözülmedi. Ahlaki ve manevi gerileme bizim memleketimizde var. Bu çözülemiyor. Ne başörtüsü ne de imam hatip okulları bunu engellemeye yetmedi. Bizim dizilerimiz sadece bizi değil, İslam ülkelerinde de en ön safa geçti, onları da yozlaştırmaya başladı. Ahlak anlayışında bozulmalar meydana geldi. Tüm bunlar bizim toplumumuza yakışmaz. Biz kimseyi incitmek veya rezil etmek için değil bu yanlışlar düzelsin diye söylüyoruz.
TOPLUMDA HANIMIN YERİ İHMAL EDİLMEYECEK KADAR ÖNEMLİDİR
Bu toplumun içinde üstleneceğiniz vazife aile yapısını korumak ama onun üzerinde bu toplumun temelini oluşturacak vasıflar sizde var. Biz bundan kaçındık. Birçok İslam âlimi de süreç içinde kadınların rolüne ihtiyaç duymadılar hatta 'çocukları ile meşgul olsunlar' dediler. Peygamber Efendimiz zamanında kadınlar savaşlara katılmış. Hz. Ömer zamanında pazarın denetimini bir kadına verilmesini öğrendiğimde çok şaşırdım. Kendi devrinde hem de. Pazarda erkekler pek fazla anlamazlar, kadınlar oradaki problemleri daha iyi çözer diyerek verilmiş. Çok ama çok önemli bir örnek! Hz Ömer bunu yaparken ise Batılar ise 'kadının ruhu var mı yok mu? İnsan olarak vasıflandırılabilir mi, onlar cadı oldukları için yakılmalı diye tartışıyorlardı. Onun için sizin omuzlarınıza çok büyük yükler düşüyor. Toplumda hanımın yeri ihmal edilmeyecek kadar önemlidir.
İNSAN İÇİN GÜÇ ADALE, DEVLET İÇİN TEKNOLOJİ DEMEK
İnsan gücü adale demekse ülkeler için ise sanayi demek, teknoloji demektir. Neye ihtiyacımız var ise biz bu ülkede yapmalıyız. Teknoloji de öyle bir noktaya gideceğiz ki, çok uzaklardaki düşman gemisinden fırlatılan füzeyi alıp onun gemisinin başına patlatacak sistemleri geliştirmeliyiz. Bu seviyeye gelirsek dünyaya barış ve huzuru getirebiliriz. Siz bir pehlivanın sadece manevi yönünü güçlendirerek er meydana çıkmasını düşünebilir misiniz? Doğru dürüst insanımızı yetiştirmezsek onun ringde başarılı olması mümkün olmaz.
FARKLILIKLAR BİZİ BİRBİRİMİZDEN AYIRMAMALI
Farklı partilerde, görüşlerde olmamız bizi birbirimizden ayırmamalı. Farklılıkları görerek birbirimizi ikna etmeye çalışacağız. İkna edemezsek de beraber yaşayacağız. Mahalleler ayrılıyor, aileler ayrılıyor.
Burada iktidarın da muhalefetin de kabahati var. Bunun birinci mesele olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz.”(Haber Merkezi)