Sigara, bilindiği gibi toplum içinde en kolay ulaşılan, en kolay bağımlılık yaratan ve aleni ya da gizli pek çok insanın kullandığı, günümüzün en tehlikeli alışkanlıklarından biri.
Hepimiz sigara bağımlılığının ne kadar tehlikeli olduğunu ve pek çok hastalığın doğrudan sebebi olduğunu biliriz ama bu bilgi bile sigaraya olan bağımlılığı sona erdirmeye yetmez. Birçok yetişkin sigara kullanımına devam ederek sadece kendisine değil, çevreye de zarar verdiğini nedense görmezden gelir.
Sigara, içerdiği ağır zehirli maddeler sebebiyle ortamı ve ortamda bulunan kişileri de pasif içici haline getirerek olumsuz etkiler. Daha da kötüsü çocuklar ve gençler için de olumsuz örnek oluşturur. Özellikle aile içinde sigara içen bireyler çocuklarına ve yakın aile bireylerine son derece kötü bir model oluşturmakta olduklarını unutarak onları sigaradan uzak tutmaya çalışırlar. Oysa çocuklar sözlere değil, davranışlara bakar. Kendisi sigara içip çocuğuna sigaranın zararlarından bahseden bir yetişkin hiç samimi ve güvenilir olmayacaktır.
Sigara içmek, insanların kendi seçimleriyle benimsedikleri bir davranış biçimidir ve bu anlamda bir tercihli bağımlılık olduğunu düşünebiliriz. Sigara içmeyi tercih eden bir yetişkin kendi çocuğuna sigara içmemesi gerektiğini söylerken söylemle davranış uyuşmadığı için genellikle çocuğunu sigaradan uzak tutması mümkün olmaz. Çocuklarını sigaradan uzak tutmak isteyen anne babalar önce kendi davranışları ve bağımlılıkları üzerinde kontrol sağlama başarısını göstermek zorundadır.
Bu konuda en önemli noktalardan birisi de, sigaraya başlama yaşıdır. Bu yaş tüm dünyada gün geçtikçe düşmüş ve 9-10 yaşa kadar inmiştir. Sigara firmalarının önemle üzerinde durduğu bu yaş kuşağı, sigarayla mücadele eden kesimler için de ilk planda göz önünde tutulması gereken kesimdir.
Hepimiz sigara bağımlılığının ne kadar tehlikeli olduğunu ve pek çok hastalığın doğrudan sebebi olduğunu biliriz ama bu bilgi bile sigaraya olan bağımlılığı sona erdirmeye yetmez. Birçok yetişkin sigara kullanımına devam ederek sadece kendisine değil, çevreye de zarar verdiğini nedense görmezden gelir.
Sigara, içerdiği ağır zehirli maddeler sebebiyle ortamı ve ortamda bulunan kişileri de pasif içici haline getirerek olumsuz etkiler. Daha da kötüsü çocuklar ve gençler için de olumsuz örnek oluşturur. Özellikle aile içinde sigara içen bireyler çocuklarına ve yakın aile bireylerine son derece kötü bir model oluşturmakta olduklarını unutarak onları sigaradan uzak tutmaya çalışırlar. Oysa çocuklar sözlere değil, davranışlara bakar. Kendisi sigara içip çocuğuna sigaranın zararlarından bahseden bir yetişkin hiç samimi ve güvenilir olmayacaktır.
Sigara içmek, insanların kendi seçimleriyle benimsedikleri bir davranış biçimidir ve bu anlamda bir tercihli bağımlılık olduğunu düşünebiliriz. Sigara içmeyi tercih eden bir yetişkin kendi çocuğuna sigara içmemesi gerektiğini söylerken söylemle davranış uyuşmadığı için genellikle çocuğunu sigaradan uzak tutması mümkün olmaz. Çocuklarını sigaradan uzak tutmak isteyen anne babalar önce kendi davranışları ve bağımlılıkları üzerinde kontrol sağlama başarısını göstermek zorundadır.
Bu konuda en önemli noktalardan birisi de, sigaraya başlama yaşıdır. Bu yaş tüm dünyada gün geçtikçe düşmüş ve 9-10 yaşa kadar inmiştir. Sigara firmalarının önemle üzerinde durduğu bu yaş kuşağı, sigarayla mücadele eden kesimler için de ilk planda göz önünde tutulması gereken kesimdir.