CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, günlerdir etkisini gösteren sıcaklık artışlarının Hatay’daki çadır yaşamında hayati sorunlar oluşturduğuna dair yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
Afetin tek bir şekli olmadığını ve alınacak tedbirlerin iklim krizi de dahil olmak üzere tüm afetleri kapsaması gerektiğini belirten Yıldırım Kara, “Hatay’da durmuş bir afet dönemi yok. Acılar ve yaralar katlanarak artıyor. İklim krizi ve kuraklık son günlerde depremzedelerin yaşamını oldukça zorlaştırıyor. Bilim insanları ve bilimsel yayınlara göre; son 125 yılın küresel anlamda en sıcak günlerini yaşıyoruz. Her gün sıcaklık rekorları kırılıyor. El Nino etkisindeki sıcak hava dalgaları henüz ulaşmış bile değil. Her gün sel ve orman yangını haberleriyle uyanıyoruz. İklim krizinin gerçek olduğunu her gün daha acı bir şekilde deneyimliyoruz. Bizler bilimsel literatürü de takip ederek deprem bölgelerimizde önlem alınması gerektiğini vurgulamaya çalışıyoruz. İnsan vücudunun da maruz kalabileceği bir kritik sıcaklık var. Bu sıcaklık aşıldığı takdirde birçok rahatsızlık baş gösterecek. Henüz ağustos ayına girmedik, bu sıcaklık artışlarıyla çadırlarda ve konteynırlarda nefes almak güç olacaktır.” dedi.
TEHLİKENİN BOYUTU ANLAŞILMAZ İSE KAYIPLAR VERECEĞİZ
Hem ziyaretlerle hem de sürekli olarak iletişimde kalarak yetkililerden, sağlıkçılardan ve yurttaşlardan konuya dair bilgi aldığını ifade eden Hatay milletvekili, “Güncel veriler ışığında şu an Hatay’da 61 çadır kent bulunuyor. 151 çadır kentten bu sayıya düşüldü. Şu anda 7327 çadırda, toplam 30.908 yurttaşımız yaşıyor. Yaklaşık 10 gün içerisinde 10 çadır kent daha ortadan kaldırılacak. Yurttaşlar çadır kentlerden dışarı çıkartılıp konteynır kentlere yerleştirilmeye çalışılıyor ama sürecin daha da hızlanması gerek. Çünkü birkaç derece sıcaklık artışı çadırlar içerisinde çok daha fazla etkiye sebep oluyor. Kalan yurttaşlar, 45-50 dereceleri bulan çadırlarda yaşam alanı kurmaya çalışıyorlar. Çocuklar ve bebekler sıcaklıklara dayanamadıkları için çıplak şekilde içeride ve dışarıda oturuyor. Sürekli olarak üstlerine su dökerek serinlemeye çalışıyorlar. Artan sıcaklıklarla bu şekilde mücadele edebilmeleri imkân dahilinde değil.” dedi.
YAZ BAŞINDA ÖNLEMLER ALINMALIYDI
Konteynır ve çadırların büyük çoğunluğunun klima ve soğutma sisteminden mahrum olduğunu işaret eden Yıldırım Kara sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşırı sıcaklıktan bayılma nöbetleri geçiren, mide bulantısı ve baş ağrısı yaşayan insanlar var. Kalp ve beyinle ilgili kronik rahatsızlığı bulunanlar ve yaşlılar için sorun gün geçtikçe hayati bir noktaya ulaşıyor. Hatırlatmak isterim ki; burada yaşayan yurttaşlarımızın sağlık durumunun takibi de oldukça zor. Etraflarında başvuracakları hastaneler mevcut değil. Aracı veya hastaneye gidecek durumu olmayan binlerce depremzede var. Hızlı müdahale imkânı olmadığı için hastalıkların kötüleşmesi söz konusu. Mevcut çadırlarda devam edilmesi oldukça güç. Eğer bir süre daha mevcut çadırlarla devam edilecekse çadırların üzerinde hava geçirgenli tenteler kullanılmalıdır. Maalesef vaat edildiği gibi kısa sürede konutların tamamlanması mümkün de gözükmemektedir. Prefabrik evler en azından hızlı çözüm olarak düşünülebilir. Tabii ki bunların yaz başından itibaren bilim insanlarıyla iletişime geçilerek çözülmesi gerekiyordu. Tedbir alınmadığı için mağduriyetlerin seviyesi her gün daha da artıyor. En azından acil müdahale ekipleri için araç ve ekipman desteği merkezi idareden sağlanmalıdır.” dedi.
ABDULVAHİT GÜRASLAN