Ortalama bir akla ve şuura sahip her insan, kendisine yapılan uyarıları dinler. Akılcı uyarıların kendisine yarar sağlayabileceğini bilir. Ancak bazı insanlar buna oldukça kapalıdır.Sabit fikirleri nedeniyle, dinlemek yerine kendi düşüncelerini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışırlar.Bu insanlara özellikle, iman etmeleri konusunda yapılan uyarılar fayda vermez. Allah bu durumdaki insanlara Kuran’da dikkat çeker;
“Şüphesiz,inkar edenleri uyarsan da,uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.” Bakara Suresi,6
Allah Kuran’da kendisine yapılan uyarıları dinlemeyen insanları, ölüler, sağırlar olarak tanıtır;
“Çünkü gerçekten sen ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.” Neml Suresi,80
Bu insanlar delilleri de gördükleri halde neden uyarıları dinleyip iman etmezler?
Bu sorunun cevabı birkaç tanedir. Öncelikle dünya hayatına hırs derecesindeki bağlılıkları, vicdanlarının değil, nefslerinin isteklerini yerine getirmeleri, şeytanın etkisi altında olmaları, yüz çevirmelerine neden olur.Bu nedenle çeşitli mazeretlerle, tevillerle uyarılara kulak tıkar, iman etmekten kaçınırlar.
Şuuru kapalı bir durumda, sadece istek ve tutkularını tatmin için yaşayan insan, uyarıları dinleyip öğüt alamaz. Kuran’da, gerçek yaratılış amacını tamamen unutarak geçici ve eksik olan dünya hayatına razı olan insanlardan şöyle söz edilir;
“… Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır.” Tevbe Suresi, 38
İnsan, sonsuz hayatını tehlikeye atabilecek her türlü tavırdan sakınmalı, ahiretine yararlı olabilecek tüm öğüt ve hatırlatmalara açık olmalıdır. Sonsuz rahmet sahibi Allah Kuran’da, iman eden insanların uyarılardan yararlanabileceğini haber vermektedir:
“Sen öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, müminlere yarar sağlar.” Zariyat Suresi,55
“Şüphesiz,inkar edenleri uyarsan da,uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.” Bakara Suresi,6
Allah Kuran’da kendisine yapılan uyarıları dinlemeyen insanları, ölüler, sağırlar olarak tanıtır;
“Çünkü gerçekten sen ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.” Neml Suresi,80
Bu insanlar delilleri de gördükleri halde neden uyarıları dinleyip iman etmezler?
Bu sorunun cevabı birkaç tanedir. Öncelikle dünya hayatına hırs derecesindeki bağlılıkları, vicdanlarının değil, nefslerinin isteklerini yerine getirmeleri, şeytanın etkisi altında olmaları, yüz çevirmelerine neden olur.Bu nedenle çeşitli mazeretlerle, tevillerle uyarılara kulak tıkar, iman etmekten kaçınırlar.
Şuuru kapalı bir durumda, sadece istek ve tutkularını tatmin için yaşayan insan, uyarıları dinleyip öğüt alamaz. Kuran’da, gerçek yaratılış amacını tamamen unutarak geçici ve eksik olan dünya hayatına razı olan insanlardan şöyle söz edilir;
“… Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır.” Tevbe Suresi, 38
İnsan, sonsuz hayatını tehlikeye atabilecek her türlü tavırdan sakınmalı, ahiretine yararlı olabilecek tüm öğüt ve hatırlatmalara açık olmalıdır. Sonsuz rahmet sahibi Allah Kuran’da, iman eden insanların uyarılardan yararlanabileceğini haber vermektedir:
“Sen öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, müminlere yarar sağlar.” Zariyat Suresi,55