İskenderun Gelişim Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Büşra Sipahioğlu, tüp mide ameliyatı geçirenlerin, ameliyattan sonra ilk bir yıl boyunca oruç tutmalarının sağlık açısından risk oluşturabileceğini ifade etti.
Büşra Sipahioğlu, “Hacmi oldukça küçülen mideniz, uzun saatler süren açlığın ardından bir anda yemek yemeyi kaldıramaz. Ayrıca sıvı dengesinin korunmasının çok önemli olduğu bu dönemde yeterince sıvı alamamanız sağlığınızı olumsuz yönde etkiler. Dehidratasyona, dumping sendromu ve yetersiz protein alınımına bağlı kas kayıpları gibi hastalıklarla karşılamamak için ilk 12 ay oruç tutmayı önermiyoruz. Obezite cerrahisi sonrasında bir yıl geçmiş ve yandaş hastalığınız yok ise bazı önemli kuralları dikkate almak kaydıyla, doktorunuza danışarak oruç tutulabilirsiniz” açıklamasında bulundu.
Obezite Cerrahisi Sonrası İftar
Obezite ameliyatı olmuş kişilerin, yeterli protein almalarının ve katı-sıvı dengesinin ayarlanmasının son derece önemli olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Büşra Sipahioğlu, “Obezite cerrahisi sonrası özenle dikkat etmemiz gereken katı-sıvı ayrımı için öncelikle iftarda orucunuzu ılık bir su veya çok sıcak olmayan bir çorbayla açabilirsiniz. Sonrasında yarım saat kuralı gereği beslenmeye ara verilerek mide dinlendirilmelidir. Obezite cerrahisi sonrası beslenmenin temel taşı olan proteinler, Ramazan ayında da büyük öneme sahip. Yapılan araştırmalarda ramazan ayında obezite cerrahisi hastalarının protein alımının yaklaşık yüzde 40 oranında azaldığı görülmüştür. Obezite ameliyatı olmuş kişilerin yeterli protein almaları ve katı-sıvı dengesinin ayarlanması son derece önemlidir. Özellikle yüksek protein içeren et, tavuk, balık, hindi gibi besinler öncelikli tercih edilmelidir. Ayrıca obezite cerrahi sonrası az miktarlarda ve sık sık beslenmeye düzenine alışmış hastalarımız, uzun süreli aç kalmanın sonrasında çok yemek yeme isteği duyabilir. Bu durum; dumping sendromuna, dehidratasyona, karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye ve yetersiz protein alımına bağlı kas kayıplarına sebep olabilir. Bu nedenle, ana öğünlerde lifli ürünler ve yüksek kalitede proteinler ile beslenmeli, aşırı yağlı ve tuzlu yiyeceklerden kaçınmalısınız. Sık sık ara öğünler yapmalısınız ve tercihleriniz protein ihtiyacını karşılamak adına laktozsuz süt, ayran, kefir, yoğurt veya vitamin eksikliğini önlemek adına meyvelerden yana olmalıdır. Günlük su ihtiyacınızı için iftar ve sahur arasında sürekli azar azar katı-sıvı ayrımına dikkat ederek en az 1.5litre olacak şekilde su tüketimine özen göstermelisiniz” dedi.
Obezite Cerrahisi Sonrası Sahur
Sipahioğlu, “Sahur, atlanmaması gereken bir öğün. Ramazan Ayı’nı tek öğün beslenmeyle geçirmek, obezite cerrahisi hastalar için de çok yanlıştır. Sahura mutlaka kalkılmalı, hatta sahur için uzun bir zaman ayırarak yavaş yavaş, aralıklarla yemek yenmeli günlük protein gerekli vitamin mineral ve yeterli sıvı mutlaka alınmalıdır. Sahurda daha hafif protein kaynakları olan; yumurta, peynir, süt, yoğurt yanına yüksek lif içeren besinleri ve kan şekerini dengede tutmak için kompleks karbonhidrat da ekleyerek, uzun süreli tokluk sağlanabilir. Oruç tutarken diyetisyeniniz ile birlikte özel bir ramazan menüsü planlamak daha sağlıklı olacaktır” şeklinde konuştu.(Haber Merkezi)
Büşra Sipahioğlu, “Hacmi oldukça küçülen mideniz, uzun saatler süren açlığın ardından bir anda yemek yemeyi kaldıramaz. Ayrıca sıvı dengesinin korunmasının çok önemli olduğu bu dönemde yeterince sıvı alamamanız sağlığınızı olumsuz yönde etkiler. Dehidratasyona, dumping sendromu ve yetersiz protein alınımına bağlı kas kayıpları gibi hastalıklarla karşılamamak için ilk 12 ay oruç tutmayı önermiyoruz. Obezite cerrahisi sonrasında bir yıl geçmiş ve yandaş hastalığınız yok ise bazı önemli kuralları dikkate almak kaydıyla, doktorunuza danışarak oruç tutulabilirsiniz” açıklamasında bulundu.
Obezite Cerrahisi Sonrası İftar
Obezite ameliyatı olmuş kişilerin, yeterli protein almalarının ve katı-sıvı dengesinin ayarlanmasının son derece önemli olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Büşra Sipahioğlu, “Obezite cerrahisi sonrası özenle dikkat etmemiz gereken katı-sıvı ayrımı için öncelikle iftarda orucunuzu ılık bir su veya çok sıcak olmayan bir çorbayla açabilirsiniz. Sonrasında yarım saat kuralı gereği beslenmeye ara verilerek mide dinlendirilmelidir. Obezite cerrahisi sonrası beslenmenin temel taşı olan proteinler, Ramazan ayında da büyük öneme sahip. Yapılan araştırmalarda ramazan ayında obezite cerrahisi hastalarının protein alımının yaklaşık yüzde 40 oranında azaldığı görülmüştür. Obezite ameliyatı olmuş kişilerin yeterli protein almaları ve katı-sıvı dengesinin ayarlanması son derece önemlidir. Özellikle yüksek protein içeren et, tavuk, balık, hindi gibi besinler öncelikli tercih edilmelidir. Ayrıca obezite cerrahi sonrası az miktarlarda ve sık sık beslenmeye düzenine alışmış hastalarımız, uzun süreli aç kalmanın sonrasında çok yemek yeme isteği duyabilir. Bu durum; dumping sendromuna, dehidratasyona, karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye ve yetersiz protein alımına bağlı kas kayıplarına sebep olabilir. Bu nedenle, ana öğünlerde lifli ürünler ve yüksek kalitede proteinler ile beslenmeli, aşırı yağlı ve tuzlu yiyeceklerden kaçınmalısınız. Sık sık ara öğünler yapmalısınız ve tercihleriniz protein ihtiyacını karşılamak adına laktozsuz süt, ayran, kefir, yoğurt veya vitamin eksikliğini önlemek adına meyvelerden yana olmalıdır. Günlük su ihtiyacınızı için iftar ve sahur arasında sürekli azar azar katı-sıvı ayrımına dikkat ederek en az 1.5litre olacak şekilde su tüketimine özen göstermelisiniz” dedi.
Obezite Cerrahisi Sonrası Sahur
Sipahioğlu, “Sahur, atlanmaması gereken bir öğün. Ramazan Ayı’nı tek öğün beslenmeyle geçirmek, obezite cerrahisi hastalar için de çok yanlıştır. Sahura mutlaka kalkılmalı, hatta sahur için uzun bir zaman ayırarak yavaş yavaş, aralıklarla yemek yenmeli günlük protein gerekli vitamin mineral ve yeterli sıvı mutlaka alınmalıdır. Sahurda daha hafif protein kaynakları olan; yumurta, peynir, süt, yoğurt yanına yüksek lif içeren besinleri ve kan şekerini dengede tutmak için kompleks karbonhidrat da ekleyerek, uzun süreli tokluk sağlanabilir. Oruç tutarken diyetisyeniniz ile birlikte özel bir ramazan menüsü planlamak daha sağlıklı olacaktır” şeklinde konuştu.(Haber Merkezi)