Son dönemde iç siyaset, Türkiye Büyük millet Meclisinde görüşülen yeni anayasa çalışmalarına odaklanmış durumda.
Yeni Başkanlık sistemi ve sivil bir anayasa çalışmaları tüm hızıyla devam ederken Türk Milleti, ekranlardan aynı zamanda ne yazık ki bir komediyi izliyor.
İktidarda olan AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisin de desteğini alarak görüşülen yeni anayasa maddelerinin referanduma yani milletin önünü gitmesini sağlayacak oy çoğunluğu birinci turda sağladı.
Ana muhalefet partisi CHP’nin mecliste ki tutumu açıkçası herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Bu başkanlık sistemi ve yeni anayasa maddeleri meclisten geçse bile millet istemiyorsa zaten kanunlaşamayacak.
Burada bu maddeler milletin önüne gitsin mi? Gitmesin mi onun oylaması yapılıyor.
Bu durumda hiçbir parti endişe duymamalı.
Çünkü bu konuda nihai kararı verecek millettir.
Görüşülen yeni anayasa maddelerin geçişini geciktirmek için saatlerce yapılan konuşmalar veya oy kabinine girip bir oy kullanmak için bir milletvekilinin 17 dakika geçirmesi, bir vekilin bir vekile yumruk atarak burnunu kırması, bir vekilin diğer vekilin ayağını ısırması ülkemiz adına hoş manzara değil.
Hoş manzara olmaması yanında bir utanç manzarasıdır.
Siyaset kurumunun saygınlığını korumak TBMM’de görev yapan milletvekillerinin öncelikli göreve olmalıdır.
Hani imam-cemaat meselesi olan bir durum var ya.
Vekil bunu yaparsa millet ne yapmaz.
Ama millet olgun davranırken parlamentoda görev yapan bazı vekiller maalesef çocukça davranıyor.
Olağanüstü durumların yaşandığı, iç ve dış düşmanların fırsat kolladığı bu ortamda tüm siyasi partiler, tüm milletvekilleri sorum davranmak zorundadır.
En çok birlik ve dayanışmaya ihtiyacımız olduğu şu dönemde gönül ister yeni anayasa çalışmalarında uzlaşı sağlansın.
Öyle görünüyor ki yeni başkanlık sistemi ve yeni anayasa ikinci turda da meclisten geçer ve konunun asıl sahibi milletin kararına kalır.
Madem son sözü bu millet verecek, bu endişe neden?
Bu asil milletten korkulmaz ki!
Yeni Başkanlık sistemi ve sivil bir anayasa çalışmaları tüm hızıyla devam ederken Türk Milleti, ekranlardan aynı zamanda ne yazık ki bir komediyi izliyor.
İktidarda olan AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisin de desteğini alarak görüşülen yeni anayasa maddelerinin referanduma yani milletin önünü gitmesini sağlayacak oy çoğunluğu birinci turda sağladı.
Ana muhalefet partisi CHP’nin mecliste ki tutumu açıkçası herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Bu başkanlık sistemi ve yeni anayasa maddeleri meclisten geçse bile millet istemiyorsa zaten kanunlaşamayacak.
Burada bu maddeler milletin önüne gitsin mi? Gitmesin mi onun oylaması yapılıyor.
Bu durumda hiçbir parti endişe duymamalı.
Çünkü bu konuda nihai kararı verecek millettir.
Görüşülen yeni anayasa maddelerin geçişini geciktirmek için saatlerce yapılan konuşmalar veya oy kabinine girip bir oy kullanmak için bir milletvekilinin 17 dakika geçirmesi, bir vekilin bir vekile yumruk atarak burnunu kırması, bir vekilin diğer vekilin ayağını ısırması ülkemiz adına hoş manzara değil.
Hoş manzara olmaması yanında bir utanç manzarasıdır.
Siyaset kurumunun saygınlığını korumak TBMM’de görev yapan milletvekillerinin öncelikli göreve olmalıdır.
Hani imam-cemaat meselesi olan bir durum var ya.
Vekil bunu yaparsa millet ne yapmaz.
Ama millet olgun davranırken parlamentoda görev yapan bazı vekiller maalesef çocukça davranıyor.
Olağanüstü durumların yaşandığı, iç ve dış düşmanların fırsat kolladığı bu ortamda tüm siyasi partiler, tüm milletvekilleri sorum davranmak zorundadır.
En çok birlik ve dayanışmaya ihtiyacımız olduğu şu dönemde gönül ister yeni anayasa çalışmalarında uzlaşı sağlansın.
Öyle görünüyor ki yeni başkanlık sistemi ve yeni anayasa ikinci turda da meclisten geçer ve konunun asıl sahibi milletin kararına kalır.
Madem son sözü bu millet verecek, bu endişe neden?
Bu asil milletten korkulmaz ki!