Samandağ evvel temmuz festivali Kapsamında "Rüzgar Enerji Santralleri ile Doğa - turizm - tarım ve yaşam alanlarımız" konulu panelde söz alan kanat ve din önderleri “Sit alanı kabul edilen ve Hıristiyan cemaatinin kutsal kabul ettiği Simon manastırı ve Alevilerin kutsal mekânlarının hemen yanı başında bu Restlerin yerleştirilmesine karşıyız” dediler
Samandağ Belediyesi hizmet binası toplantı salonunda gerçekleşti. iki saat süren panel yoğun ilgi görürken Panele konuşmacı olarak Av. Mehmet Horuș, Prof.Dr. Müberra Koşar katılmıştı.
Samandağ Belediye Meclis Üyesi ve SKD yöneticisi Ecz. Adil Nural’ın yönettiği panelde
CHP İlçe başkanı İbrahim Aydoğan, Seracılık Kooperatifi başkanı Hikmet Oruç, Av. Güney Cuma Can, Alevi Din Önderleri; Zülfikar Çiftçi, Süleyman Okur, Ender Dağ, Şeyh Aziz Kuh , katılarak Rüzgar Enerji Santrallerinin günden güne çoğaldığını dile getirdiler.
ŞEYH OKUR: “ORADAKİ HALK RES'LERİN BİLİMSEL OLARAK NE DERECEDE ZARARLI OLDUĞUNU BİLMİYORDUK”
Panelde söz alan Şeyh Süleyman Okur , Öncelikle paneli sunan siz değerli konuklarımızı selamlıyor inanç temsilcisi olarak hoşgeldiniz. Değerli moderatör Eczacı Aydın Nuralın 2010 da Tekebaşının direnişini andı ben o direnişten bahsedeceğim. Ben ve oradaki halk birebir orada resmen tırların ve iş makinelerinin önünde siper olduk. Oradaki halk Res'lerin bilimsel olarak ne derecede zararlı olduğunu bilmiyorduk, oradaki halk yaşam alanlarına saldırıldığını dedelerinin ve atalarının mirası topraklarının talan edileceği endişesi ve korkusu vardı ve direndik. Zaten bizin inancımızda toprağın ayrı bir yeri ve önemi vardır zira İmam Ali efendimizin diğer bir lakabı da "ebu turab'tır" yani toprağın babası anlamındadır. Onun için toprağın ayrıca bir kutsallığı vardır. Dolayısı ile bu tür projelere ne pahasına olursa olsun her zaman direneceğiz
ŞEYH ENDER DAĞ: “BİZ ALEVİLERİN KUTSAL MEKÂNLARININ HEMEN YANI BAŞINDA BU RESTLERİN YERLEŞTİRİLMESİNE KARŞIYIZ”
Temiz enerji adı altında samandağ'ın tarihi alanları ile beraber Alevi toplumunun inancında önemli bir yer tutan Türbelerin hemen yanında rüzgar enerjisi türbini yerleştirilmesi ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Sit alanı kabul edilen ve Hıristiyan cemaatinin kutsal kabul ettiği Simon manastırı ve biz Alevilerin kutsal mekânlarının hemen yanı başında bu Restlerin yerleştirilmesine karşıyız. Ayrıca enerji şirketleri arazi sahiplerini: 'eğer arazilerinin satmamaları durumunda devlet el koyacak' şeklinde korkuttuğunu haber alıyoruz. Bu konuda da halkın yasal haklarının neler olduğu konusunda bilinçlendirmesi ve iki kuruş menfaat için çocuklarının geleceğini satmaları gerekmektedir.
ŞEYH ZÜLFİKAR ÇİFTÇİ BURALARIN 49 YILLIĞINA ÖZELLİKLE YABANCI ORTAKLARA VERİLMESİ ÜLKEMİZ AÇISINDAN STRATEJİK BİR HATADIR.
Şeyh Zülfikar Çiftçi panelde söz alarak şunları söyledi. “Yerli ve yapancı kartellerin RES’ler vasıtasıyla Samandağ’ımızın dağlarını , tepesini, piknik yerlerini, meralarını istila etmesi kabul edilemez. Bu yerler çocuklarımızın mirası ve yaşam alanıdır. Buraların 49 yıllığına özellikle yabancı ortaklara verilmesi ülkemiz açısından stratejik bir hatadır. Çünkü bunlar bu süre dolmadan bu tribünler kaldırılıp faklı amaçlar içinde buraları kullanmak isteyebilirler. Bu alanlar buradaki halkın malıdır. Daha sistematik bir mücadele için Sivil Toplum Örgütleri , Belediyeler ve gönüllü Kurumlarla bir platform oluşturulabilir.(Haber Merkezi)
Samandağ Belediyesi hizmet binası toplantı salonunda gerçekleşti. iki saat süren panel yoğun ilgi görürken Panele konuşmacı olarak Av. Mehmet Horuș, Prof.Dr. Müberra Koşar katılmıştı.
Samandağ Belediye Meclis Üyesi ve SKD yöneticisi Ecz. Adil Nural’ın yönettiği panelde
CHP İlçe başkanı İbrahim Aydoğan, Seracılık Kooperatifi başkanı Hikmet Oruç, Av. Güney Cuma Can, Alevi Din Önderleri; Zülfikar Çiftçi, Süleyman Okur, Ender Dağ, Şeyh Aziz Kuh , katılarak Rüzgar Enerji Santrallerinin günden güne çoğaldığını dile getirdiler.
ŞEYH OKUR: “ORADAKİ HALK RES'LERİN BİLİMSEL OLARAK NE DERECEDE ZARARLI OLDUĞUNU BİLMİYORDUK”
Panelde söz alan Şeyh Süleyman Okur , Öncelikle paneli sunan siz değerli konuklarımızı selamlıyor inanç temsilcisi olarak hoşgeldiniz. Değerli moderatör Eczacı Aydın Nuralın 2010 da Tekebaşının direnişini andı ben o direnişten bahsedeceğim. Ben ve oradaki halk birebir orada resmen tırların ve iş makinelerinin önünde siper olduk. Oradaki halk Res'lerin bilimsel olarak ne derecede zararlı olduğunu bilmiyorduk, oradaki halk yaşam alanlarına saldırıldığını dedelerinin ve atalarının mirası topraklarının talan edileceği endişesi ve korkusu vardı ve direndik. Zaten bizin inancımızda toprağın ayrı bir yeri ve önemi vardır zira İmam Ali efendimizin diğer bir lakabı da "ebu turab'tır" yani toprağın babası anlamındadır. Onun için toprağın ayrıca bir kutsallığı vardır. Dolayısı ile bu tür projelere ne pahasına olursa olsun her zaman direneceğiz
ŞEYH ENDER DAĞ: “BİZ ALEVİLERİN KUTSAL MEKÂNLARININ HEMEN YANI BAŞINDA BU RESTLERİN YERLEŞTİRİLMESİNE KARŞIYIZ”
Temiz enerji adı altında samandağ'ın tarihi alanları ile beraber Alevi toplumunun inancında önemli bir yer tutan Türbelerin hemen yanında rüzgar enerjisi türbini yerleştirilmesi ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Sit alanı kabul edilen ve Hıristiyan cemaatinin kutsal kabul ettiği Simon manastırı ve biz Alevilerin kutsal mekânlarının hemen yanı başında bu Restlerin yerleştirilmesine karşıyız. Ayrıca enerji şirketleri arazi sahiplerini: 'eğer arazilerinin satmamaları durumunda devlet el koyacak' şeklinde korkuttuğunu haber alıyoruz. Bu konuda da halkın yasal haklarının neler olduğu konusunda bilinçlendirmesi ve iki kuruş menfaat için çocuklarının geleceğini satmaları gerekmektedir.
ŞEYH ZÜLFİKAR ÇİFTÇİ BURALARIN 49 YILLIĞINA ÖZELLİKLE YABANCI ORTAKLARA VERİLMESİ ÜLKEMİZ AÇISINDAN STRATEJİK BİR HATADIR.
Şeyh Zülfikar Çiftçi panelde söz alarak şunları söyledi. “Yerli ve yapancı kartellerin RES’ler vasıtasıyla Samandağ’ımızın dağlarını , tepesini, piknik yerlerini, meralarını istila etmesi kabul edilemez. Bu yerler çocuklarımızın mirası ve yaşam alanıdır. Buraların 49 yıllığına özellikle yabancı ortaklara verilmesi ülkemiz açısından stratejik bir hatadır. Çünkü bunlar bu süre dolmadan bu tribünler kaldırılıp faklı amaçlar içinde buraları kullanmak isteyebilirler. Bu alanlar buradaki halkın malıdır. Daha sistematik bir mücadele için Sivil Toplum Örgütleri , Belediyeler ve gönüllü Kurumlarla bir platform oluşturulabilir.(Haber Merkezi)