Kurtuluş Caddesi’nin tarihi dokusunun korunması ve canlandırılması için 56 tescilli yapı restore edilecek.
126 yapı özgün dokuyla uyumlu bir biçimde inşa edilecek ve yürüyüş yolları, aydınlatma elemanları ve kent mobilyaları olmak üzere caddenin kentsel öğeleri iyileştirilecek. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Betül Kiminsu, “Kurtuluş Caddesi için kentsel tasarım projeleri hazırladık. Bu caddeden başlayarak Hatay’ın o eski yaşantısına dönmesi için çaba harcıyoruz” dedi. “Depremden önce Hatay’ın çarşısı; Kurtuluş Caddesi, Saray Caddesi ve Asi Nehri arasında kalan kısımdı, kentin kalbiydi. Burası aynı zamanda gastronominin de merkeziydi. Birbirine çok yakın camileri, kiliseleri ve sinagoğuyla dinler arası diyaloğu simgelerdi; çarşı esnafı hangi dinden olursa olsun dükkânlarını kapatır ve bayramlarını birlikte kutlardı." Hatay (Antakya) doğumlu biyolog Ender Karateke, Kurtuluş Caddesi’nin günlük yaşam açısından önemini yukarıdaki sözlerle anlatıyor. Şubat depremlerinden büyük zarar gören cadde, 1,5 kilometrelik alanı kapsıyor. Depremden önce cıvıl cıvıl olan caddede birkaç esnaf dışında kimse yok. Hasar gören yapılar arasında Anadolu’da ilk cami Habib-i Neccar, Antakya Musevi Havrası, Ortodoks Rum Kilisesi, Katolik Kilisesi ve Protestan Kilisesi de bulunuyor.
DÜNYANIN İLK IŞIKLANDIRILAN CADDESİ
Antakya doğumlu Turizmde Sürdürülebilirlik Derneği (TUSDER) Yönetim Kurulu Üyesi Linda Urhan’a göre cadde tarihi ve kültürel açıdan büyük önem taşıyor. Aile ve iş nedeniyle sık sık Antakya’ya gidip gelen Urhan şöyle diyor: “Kurtuluş Caddesi, eski adıyla Herod Caddesi, dünyanın ilk ışıklandırılan caddesiydi; meşalelerle aydınlatılıyordu. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış eski Antakya’nın her bir köşesinde olduğu gibi, Kurtuluş Caddesi’nde bu kadim medeniyetlerin ve farklı dinlere sahip insanların dayanışma içindeki yaşamlarının izlerini bulursunuz. Antakya defalarca kez yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Eski haritalara baktığınızda görürsünüz ki; Kurtuluş Caddesi ufak sapmalar olsa da kenti hep aynı yerden ikiye bölen bir cadde olma özelliğini hiç yitirmeden günümüze kadar geldi. Antakyalılar kayıplarının yasını tutarken aynı zamanda Antakya’yı da kaybetmenin korkusunu yaşıyorlar. Bu yüzden bence bu caddenin tarihi dokusuna sadık kalarak yeniden inşası, kentin ve burada yaşayanların ruhuna çok iyi gelecek.”
HATAY’IN O ESKİ YAŞANTISINA DÖNMESİ İÇİN ÇABA HARCIYORUZ
Kiminsu, “Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak biz depremin hemen ardından afet acil eylem planımızı uygulamaya koyduk. Kurtuluş Caddesi’ndeki hasar tespit çalışmasının ardından tarihi yapıların enkazlarını diğer enkazlarla karışmaması için tabela sistemiyle ayırdık. Bu yapıların enkazlarından bulduğumuz kitabeler, çanlar ya da panolar gibi parçaları depolara kaldırdık. Cadde üzerindeki az hasarlı tescilli binaları çelikle güçlendirdik. 307 hektarlık sit alanının riskli alan ilan edilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bir protokol imzaladık ve bu alan için koruma amaçlı imar planı revizyon çalışmasına başladık. Kurtuluş Caddesi için kentsel tasarım projeleri hazırladık. Bu caddeden başlayarak Hatay’ın o eski yaşantısına dönmesi için çaba harcıyoruz” dedi.
ŞEHRİ YENİDEN CANLANDIRMAK İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM
Kurtuluş Caddesi’ndeki esnaf ve üreticiler de gelişmeyi memnuniyetle karşılıyor. Onlardan biri de Gülay Gül. Ayakkabı tamircisi Ahmet Kalbi de bu caddedeki esnaflardan bir diğeri. Depremin ardından terk ettiği Hatay’a geri dönmüş ve hasarlı olmasına rağmen dükkânını açmış. Ancak yeniden inşa edilmek üzere binası yıkılacağı için başka bir yerdeki konteyner dükkâna taşınacak. Caddenin yeniden yapılandırılmasının ardından Kurtuluş Caddesi'ne geri dönecek. Kurtuluş Caddesi’nin tarihi dokusunun korunması ve canlandırılması için 56 tescilli yapı restore edilecek, 126 yapı özgün dokuyla uyumlu bir biçimde inşa edilecek ve yürüyüş yolları, aydınlatma elemanları ve kent mobilyaları olmak üzere caddenin kentsel öğeleri iyileştirilecek.
KÜLTÜREL MİRASA AB DESTEĞİ
Ocak 2024’te Hatay’ı ziyaret eden AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, “Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Antakya'da bölgenin sosyal, kültürel ve tarihi dokusunu bir bütün olarak yeniden canlandırmaya yönelik çalışmalarını destekliyoruz. Bu çalışmalar için AB Dayanışma Fonu'ndan ilk fon tahsis edildi. Deprem bölgesindeki kültürel mirasın toparlanması ve korunmasını desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu. AB Dayanışma Fonu'ndan Türkiye'ye sağlanan 400 milyon avroluk hibe, depremden etkilenen bölgelerde hastane, okul ve su altyapısının inşası ile kültürel mirasın restore edilmesine yardımcı olmak üzere kullanılacak.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN