saldırılara yönelik ne kadar tedbir alınsa da bazen yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle 2025 yılına kadar, şirketlerin %40’ının yönetim kurullarında nitelikli bir yönetim kurulu üyesi tarafından denetlenecek olan bir siber güvenlik komitesi olacak. Bu komitenin şirketlerin siber güvenlik stratejilerinde proaktif rol alması planlanıyor.
2. 2025’e kadar siber güvenliği benimseyen kuruluşlar, finansal zararları %90 azaltacak. Siber saldırılar şirketlere yüklü miktarda maddi zarara neden olabiliyor. Özellikle hibrit çalışma modelinde güvenlik önlemleri almak zorlaştığından şirketlerin siber güvenliğe her zamankinden daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalar da 2025’e kadar siber güvenlik önlemlerini benimseyen kuruluşların siber saldırılardan doğan maddi zararlarının etkisini %90 oranında azaltacağını öngörüyor.
3. Siber güvenlik yasaları çıkaran ülkeler artacak. Son yıllarda hayatımıza GDPR, KVKK gibi kişisel verilerin saklanması, işlenmesi ve paylaşılması üzerine yeni yasalar girdi. Teknolojinin gelişmesiyle daha da önemli bir yere sahip olacak olan bu yasaları uygulamaya alan ülkelerin sayısında siber güvenlik farkındalığının artmasıyla önümüzdeki yıllarda büyük bir artış bekliyoruz. Bu da doğrudan şirketleri bekleyen birçok regülasyonun yeniden tasarlanacağını ve güvenlik önlemlerinin daha da geniş bir alana yayılacağını gösteriyor.
4. Üçüncü taraf hizmetlerde siber güvenlik birincil öncelik olacak. Yatırımcılar, değerlendirmelerinde siber güvenlik risklerini önemli bir faktör olarak görüyor. Bu nedenle kuruluşlar da belli satın almalarda, iş anlaşmalarında veya ortaklıklarda siber güvenliğe her zamankinden daha fazla öncelik vermeye başlıyor. 2025’e kadar kuruluşların %60’ı, herhangi bir iş anlaşması yaparken siber güvenlik risklerini birincil öncelikleri olarak kullanacak.
5. Hibrit çalışma modeline uygun yeni siber güvenlik önlemleri alınacak. Pandemiyle birlikte hayatımıza giren hibrit çalışma yönteminde siber güvenliği sağlamanın şirketler için zorlaştığı bir dönem geçirdik. Önümüzdeki yıllarda hibrit çalışmanın artacağını öngörüyoruz, bununla birlikte uzaktan çalışanlar için yeni siber güvenlik önlemleri alınacak.(Haber Merkezi)
2. 2025’e kadar siber güvenliği benimseyen kuruluşlar, finansal zararları %90 azaltacak. Siber saldırılar şirketlere yüklü miktarda maddi zarara neden olabiliyor. Özellikle hibrit çalışma modelinde güvenlik önlemleri almak zorlaştığından şirketlerin siber güvenliğe her zamankinden daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalar da 2025’e kadar siber güvenlik önlemlerini benimseyen kuruluşların siber saldırılardan doğan maddi zararlarının etkisini %90 oranında azaltacağını öngörüyor.
3. Siber güvenlik yasaları çıkaran ülkeler artacak. Son yıllarda hayatımıza GDPR, KVKK gibi kişisel verilerin saklanması, işlenmesi ve paylaşılması üzerine yeni yasalar girdi. Teknolojinin gelişmesiyle daha da önemli bir yere sahip olacak olan bu yasaları uygulamaya alan ülkelerin sayısında siber güvenlik farkındalığının artmasıyla önümüzdeki yıllarda büyük bir artış bekliyoruz. Bu da doğrudan şirketleri bekleyen birçok regülasyonun yeniden tasarlanacağını ve güvenlik önlemlerinin daha da geniş bir alana yayılacağını gösteriyor.
4. Üçüncü taraf hizmetlerde siber güvenlik birincil öncelik olacak. Yatırımcılar, değerlendirmelerinde siber güvenlik risklerini önemli bir faktör olarak görüyor. Bu nedenle kuruluşlar da belli satın almalarda, iş anlaşmalarında veya ortaklıklarda siber güvenliğe her zamankinden daha fazla öncelik vermeye başlıyor. 2025’e kadar kuruluşların %60’ı, herhangi bir iş anlaşması yaparken siber güvenlik risklerini birincil öncelikleri olarak kullanacak.
5. Hibrit çalışma modeline uygun yeni siber güvenlik önlemleri alınacak. Pandemiyle birlikte hayatımıza giren hibrit çalışma yönteminde siber güvenliği sağlamanın şirketler için zorlaştığı bir dönem geçirdik. Önümüzdeki yıllarda hibrit çalışmanın artacağını öngörüyoruz, bununla birlikte uzaktan çalışanlar için yeni siber güvenlik önlemleri alınacak.(Haber Merkezi)