Hz. Ali’nin vefatından sonra müminlerin biatı ile halife seçilen Hazreti Ali’nin büyük oğlu Hasan (r.a.), kendisine savaş açan Ebu Süfyan oğlu Muaviye (r.a.) ile Müslümanlar arasında kan dökülmesin diye halifelik hakkını ona devretti. Bir süre sonra Hz. Hasan (r.a.) karısı tarafından zehirlenerek öldürüldükten belli bir zaman sonra Muaviye (r.a.) Şamlılardan oğlu Yezid’e uymalarını istedi ve Şamlılar bunu kabul etti. Hacca geldiğinde aynı şeyi Hicazlılardan da isteyince onlar kabul etmediler. Dediler ki
” Eğer sen devam etmek istiyorsan kabulümüzdür. Eğer bıktınsa bu işi Müslümanlara bırak. “
Muaviye (r.a.), kendisinden sonra oğlu Yezidin halifeliğini kabul etmelerini isteyince, Hz. Ömerin oğlu Abdullah (r.a.), Peygamberimizin amcası Abbas’ın oğlu İbni Abbas (r.a.), Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman (r.a.) gibi Medine büyüklerine haber gönderdi. Onlar Muaviye’nin (r.a) bu teklifini red ettiler.
Muaviye öldükten sonra Şam’da ve diğer yerlerde Yezit zorbalıkla hükümdarlığını kabul ettirdi. Bunun üzerine Yezit Medinedeki valisine haber göndererek Hz. Hüseyin’in de (r.a.) kendisine biat etmesini istedi. Hüseyin bunu duyunca Yezit belasına karşı tedbir için Mekke’ye gitti. Kufeliler ise Hz. Hüseyin’e biat için Kufe’ye gelmesini rica ettiler.
İbni Abbas(r.a.) onların tekliflerini kabul etmemesini rica etti ve dedi ki:
-“ Ey amcamın oğlu. Onlar babanı öldürdüler. Kardeşini aldattılar. Doğrusu sen ailene dön. “
Hz. Hüseyin buna razı olmadı. Bunun üzerine İbni Abbas; “Vah Hüseyin” diye ağladı. Hazreti Ömer’in oğlu İbni Ömer’de (r.a.) Hz. Hüseyin’i bu hususta uyardı: Ne yazık ki Hüseyin onun da uyarısına aldırış etmedi. Nihayet gözlerinden öperek :
-“Ey Hüseyin. Seni düşmanlarının şerrinden, Allah’ın korumasına emanet ediyorum.” dedi.
Mekke de herkes Hüseyin’in Kufe’ye gidişine üzüldü. Hatta bu haber kardeşi Muhammed bin Hanefiye’ye ulaşınca ağladı, ellerine kapandı. Bu gidişten vazgeçmesini ısrarla rica etti.
Başta Müslim Bin Ukeyl olmak üzere Kufe ehlinden 12.000 kişi biat etti. Yezit bu haberi duyunca İbni Zeyyad’ı Hz. Hüseyin’i öldürmek üzere yola koydu. Yezid’in ordusu Müslim Bin Ukeyl’i yakalayıp öldürdüler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin’den habersiz tarafları ikiye bölündü. Farazdak’a rastlayıp halkın durumunu sorunca şu cevabı aldı:
-“ İnsanların kalpleri seninle fakat ne yazık ki kılıçları Ümeyye oğulları iledir. Kaza gökten iner.”
Kadsiye’ye yaklaşınca Yezidin ordusunun geleceğini haber veren kişi Hz. Hüseyin’e bu işten vazgeçip geri dönmesini söylediyse de Müslim Bin Ukeyl’in kardeşleri kardeşlerinin intikamını almadan geri dönmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin;
-“ Sizden sonra yaşamanın ne manası var?” diyerek Yezid’in ordusunun üzerine yürüdü.
İbn-i Zeyyad’ın süvarileriyle karşılaştı ve Kerbela’ya döndü. İbni Zeyyad 20 bin askerle ona karşı hazırlandı. İki taraf karşılaşınca Zeyyad Hz. Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini istedi. Hz. Hüseyin kabul etmedi ve “Bırakın Yezid’e gideyim“ dedi. İbni Zeyyad kabul etmedi. Akabinde savaş başladı. Hz. Hüseyin’in taraftarları kaçarak onu savaş meydanında yalnız bırakmaları sebebiyle Hz. Hüseyin şehid edildi. Onu şehid edenler ile onu savaş meydanında bırakıp kaçanlar da lanete mucip oldular. Savaş meydanını bırakıp kaçanlara daha önceden Hz. Ali şöyle demişti;
“Sizi Şamlılarla değişme imkanı olsaydı, onunuzu bir kişiye değişirdim!”
Hz. Hüseyin (Allah Ondan razı olsun) savaş meydanında sadece 81 kişiyle kalmıştı. O halde dahi büyük bir ordu ile kahramanca çarpışmıştı. Yanındakiler birer birer şehid edilip yalnız kaldı. Bu kez hep birden ona saldırdılar. 31 mızrak darbesi dört kılıç darbesi almasına rağmen yine de onlarla çarpışmaktan geri durmuyordu. En nihayetinde susuzluğa dayanmayıp yere düştü. O alçaklar onun mübarek başını kestiler. Tarih: 61. hicri yılının Muharem ayının 10. Günüydü. Milâdi 680 yılı. Bu hazin olay Cuma gününe rastlamıştı.
” Eğer sen devam etmek istiyorsan kabulümüzdür. Eğer bıktınsa bu işi Müslümanlara bırak. “
Muaviye (r.a.), kendisinden sonra oğlu Yezidin halifeliğini kabul etmelerini isteyince, Hz. Ömerin oğlu Abdullah (r.a.), Peygamberimizin amcası Abbas’ın oğlu İbni Abbas (r.a.), Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman (r.a.) gibi Medine büyüklerine haber gönderdi. Onlar Muaviye’nin (r.a) bu teklifini red ettiler.
Muaviye öldükten sonra Şam’da ve diğer yerlerde Yezit zorbalıkla hükümdarlığını kabul ettirdi. Bunun üzerine Yezit Medinedeki valisine haber göndererek Hz. Hüseyin’in de (r.a.) kendisine biat etmesini istedi. Hüseyin bunu duyunca Yezit belasına karşı tedbir için Mekke’ye gitti. Kufeliler ise Hz. Hüseyin’e biat için Kufe’ye gelmesini rica ettiler.
İbni Abbas(r.a.) onların tekliflerini kabul etmemesini rica etti ve dedi ki:
-“ Ey amcamın oğlu. Onlar babanı öldürdüler. Kardeşini aldattılar. Doğrusu sen ailene dön. “
Hz. Hüseyin buna razı olmadı. Bunun üzerine İbni Abbas; “Vah Hüseyin” diye ağladı. Hazreti Ömer’in oğlu İbni Ömer’de (r.a.) Hz. Hüseyin’i bu hususta uyardı: Ne yazık ki Hüseyin onun da uyarısına aldırış etmedi. Nihayet gözlerinden öperek :
-“Ey Hüseyin. Seni düşmanlarının şerrinden, Allah’ın korumasına emanet ediyorum.” dedi.
Mekke de herkes Hüseyin’in Kufe’ye gidişine üzüldü. Hatta bu haber kardeşi Muhammed bin Hanefiye’ye ulaşınca ağladı, ellerine kapandı. Bu gidişten vazgeçmesini ısrarla rica etti.
Başta Müslim Bin Ukeyl olmak üzere Kufe ehlinden 12.000 kişi biat etti. Yezit bu haberi duyunca İbni Zeyyad’ı Hz. Hüseyin’i öldürmek üzere yola koydu. Yezid’in ordusu Müslim Bin Ukeyl’i yakalayıp öldürdüler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin’den habersiz tarafları ikiye bölündü. Farazdak’a rastlayıp halkın durumunu sorunca şu cevabı aldı:
-“ İnsanların kalpleri seninle fakat ne yazık ki kılıçları Ümeyye oğulları iledir. Kaza gökten iner.”
Kadsiye’ye yaklaşınca Yezidin ordusunun geleceğini haber veren kişi Hz. Hüseyin’e bu işten vazgeçip geri dönmesini söylediyse de Müslim Bin Ukeyl’in kardeşleri kardeşlerinin intikamını almadan geri dönmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin;
-“ Sizden sonra yaşamanın ne manası var?” diyerek Yezid’in ordusunun üzerine yürüdü.
İbn-i Zeyyad’ın süvarileriyle karşılaştı ve Kerbela’ya döndü. İbni Zeyyad 20 bin askerle ona karşı hazırlandı. İki taraf karşılaşınca Zeyyad Hz. Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini istedi. Hz. Hüseyin kabul etmedi ve “Bırakın Yezid’e gideyim“ dedi. İbni Zeyyad kabul etmedi. Akabinde savaş başladı. Hz. Hüseyin’in taraftarları kaçarak onu savaş meydanında yalnız bırakmaları sebebiyle Hz. Hüseyin şehid edildi. Onu şehid edenler ile onu savaş meydanında bırakıp kaçanlar da lanete mucip oldular. Savaş meydanını bırakıp kaçanlara daha önceden Hz. Ali şöyle demişti;
“Sizi Şamlılarla değişme imkanı olsaydı, onunuzu bir kişiye değişirdim!”
Hz. Hüseyin (Allah Ondan razı olsun) savaş meydanında sadece 81 kişiyle kalmıştı. O halde dahi büyük bir ordu ile kahramanca çarpışmıştı. Yanındakiler birer birer şehid edilip yalnız kaldı. Bu kez hep birden ona saldırdılar. 31 mızrak darbesi dört kılıç darbesi almasına rağmen yine de onlarla çarpışmaktan geri durmuyordu. En nihayetinde susuzluğa dayanmayıp yere düştü. O alçaklar onun mübarek başını kestiler. Tarih: 61. hicri yılının Muharem ayının 10. Günüydü. Milâdi 680 yılı. Bu hazin olay Cuma gününe rastlamıştı.