Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Derealizasyon, kişinin çevresindeki dünyayı gerçek dışı veya tuhaf bir şekilde algıladığı bir durumdur. Bu durumu daha basit bir dille açıklamak gerekirse, derealizasyon yaşayan bir birey, etrafındaki her şeyi bir rüya veya film sahnesi gibi hisseder; sanki gerçeklik kaybolmuş gibidir. Yoğun kaygı atakları yaşayanlar veya travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan kişilerde sıkça karşılaşılan bu durum, "kişiliksizleşme" ve "gerçekdışılaşma" olarak da bilinen depersonalizasyon bozukluğunda ortaya çıkar. Bu bozuklukta, kişi kendine yabancılaşarak bedenine uzaktan bakıyormuş hissine kapılır ve gerçeklik duygusunu yitirir. Derealizasyon ve depersonalizasyon, birlikte bireyin hem kendisini hem de çevresini yabancı ve gerçek dışı hissetmesine neden olarak, dünyayı tanıdık olmaktan çıkarır ve tuhaf bir hale sokar.
NEDEN OLUR ?
Yoğun kaygı atakları veya travmatik olayların ardından ortaya çıkabilir ve bu durumlar, aslında akut kaygı ve travma dönemlerinde gerçekliğin üstünü kapatan bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Beyin, aşırı stres altında, kişinin duygusal acıyı hafifletmek için çevresini "gerçek dışı" olarak algılamasına neden olabilir. Bu deneyimler, bireyin günlük yaşamını oldukça zorlaştırabilir, çünkü gerçeklik algısının bozulması, anksiyete ve strese ek bir yük getirir.
Derealisyon yaşayan biri için dünya, sanki tanıdık olmaktan çıkar ve tuhaf bir hal alır. Bu durum, kişinin günlük yaşamını oldukça zorlaştırabilir, çünkü gerçeklik algısının bozulması, anksiyete ve strese ek bir yük getirir. Ayrıca, bireyin çevresindeki insanlarla olan etkileşimlerini, iş performansını ve genel yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
DEPERSONALİZASYON VE DEREALİZASYON
Depersonalizasyon, kişinin kendine yabancılaştığı ve bedenine uzaktan bakıyormuş gibi hissettiği bir durumdur. Bu, sanki kendi vücudunun içinde değilmiş gibi hissetmekle ilgilidir. Öte yandan, derealizasyon, kişinin çevresindeki dünyayı gerçek dışı veya tuhaf bir şekilde algılamasıdır; etrafındaki her şey bir rüya veya film sahnesi gibi gelir. Yani, depersonalizasyon kendine yabancılaşmakken, derealizasyon dış dünyaya yabancılaşmaktır. İkisinin ortak noktası, her ikisinin de kişinin gerçeklik duygusunu bozarak kendini veya çevresini tanıyamaz hale getirmesidir.
DEREALİZASYON BELİRTİLERİ
Derealizasyon belirtileri, kişinin etrafındaki dünya ile bağlantısının kopması ve her şeyin tuhaf, sisli ya da cansız görünmesidir. Sanki bir rüya veya filmdeymiş gibi hissetme, görüntülerin dalgalanması veya küçülmesi, seslerin boğuk ve uzaktan gelmesi, hatta bazen zamanın yavaşlaması ya da hızlanması gibi algı bozuklukları yaşanır. Kısacası, derealizasyon yaşayan biri, dünyanın tanıdık yüzünü kaybedip, kendisini yabancı ve uzak bir dünyada bulur.
EN ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR ?
Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, '' Derealizasyon, çocukluk döneminde travmatik deneyimler yaşayan, fiziksel veya duygusal istismar ve ihmal görmüş bireylerde sıklıkla görünürken Ayrıca, bastırma mekanizması yüksek düzeyde anksiyete, panik ataklar, depresyon, gibi çeşitli ruhsal sağlık sorunları olan kişilerde de derealizasyon görülür. Özellikle yoğun kaygı yaşayan ve duygularını bastıran kişilerde de sıklıkla görmekteyiz. Bu kişiler, içlerindeki stresi ve korkuları dışa vurmak yerine, onları içlerinde biriktirirler. Travmatik olaylar yaşamış, kendilerini sürekli baskı altında hisseden veya sürekli endişe duyan bireyler, derealizasyon belirtilerini daha sık deneyimleyebilir. Duygularını içe atan ve kaygılarını saklayan insanlar, bir noktada gerçeklikten kopup, kendilerini tuhaf ve yabancı bir dünyada bulabilirler.'' dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN