En büyük hasarı Hatay’ın Antakya ilçesinin aldığı deprem felaketinin ardından vatandaşları şoka uğratan bir karara daha imza atıldı.
Dünyaları başlarına yıkılan ve hayata tutunmak için en ufak bir umut ışığı bekleyen medeniyetlerin başkenti Antakya’nın kalbi olarak nitelendirilen Uzun Çarşı’yı da kapsayan geniş alanda yaşayan vatandaşlar, bölgenin riskli alan olarak ilan edilmesinden dolayı çok büyük mağduriyet yaşıyor. Defne ilçesine bağlı Sümerler Mahallesi’nden başlayarak Antakya’nın diğer ucu diye nitelendirilen Küçükdalyan Mahallesi’ne kadar olan alanın 5 Nisan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 307 hektar alan riskli alan ilan edilmesi, binlerce Antakyalı vatandaşı mağdur etti. Bölgede yaşayan vatandaşlar, zemin etüdü yapılsa dahi bölgede yapılara izin verilmeyeceğinin açıklanmasının ardından kamuoyuna yönelik bir açıklama yayınlayarak yardım beklediklerini kaydettiler.
TEMEL HAKKIMIZ OLAN MÜLKİYET HAKKI İHLAL EDİLİYOR
Vatandaşlar kararın gözden geçirilmesini isteyerek şu ifadeleri kullandılar,”5 Nisan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 307 hektar alan riskli alan ilan edilmiştir. Bu kapsamda riskli alan ilan edilen bölge Antakya’nın kalbidir. Bir anlamda Antakya Kalbi olmadan yaşamaya mahkûm edilmiştir. Kararın tekrar irdelenmesi ve temel hak olan mülkiyet Hakkının ihlal edilmemesi temennimizdir.”
VATANDAŞLAR YARDIM BEKLİYOR
Bölgede yaşayan duyarlı vatandaşlar, yetkililere seslenerek konunun yeniden değerlendirilmesini istediler. Konuyla ilgili kamuoyuna yapılan duyuruda şu ifadelere yer verildi, “4 Nisan 2023 tarih ve 7033 sayılı Cuhurbaşkanı Kararnamesi ile ilgili, kamuoyunda oluşan farklı spekülasyonlardan dolayı halkımızı doğru bir bilgilendirme amacı ile bu açıklamayı yapma gerekliliğini hissettim.
Bu karar, paylaşımda gösterdiğim hava fotoğrafında çizilen sınırları kapsayan alanlarda, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanunun 2. maddesi uyarınca verilmiş olup, bu kararın altında yatan nedenler bugün Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Sn. Göhan YAZGAN'nın başkanlığında bürokratların, akademisyenlerin, STK'ların ve yerel aktörlerin katıldığı toplantıda konuşulup şu açıklamalar yapılmıştır.
Sınırları belirlenen alanlar, kentsel sit alanlarını kapsamakta olup, kanun gereği bu alanlarda yapılacak her türlü planlama ve imar çalışmaları Kültür Bakanlığı kontrolünde ve yetkisindedir.
Afet alanlarında 8500 adet tescilli bina ve sayıları oldukça fazla olup tescilli olmayan geleneksel yapıları kapsamaktadır.
Bu alanın büyüklüğü ve müdahale aciliyeti göz önünde bulundurulduğunda Kültür Bakanlığının tek başına bu yükün altından kalkamayacağı son derece nettir. Kültür bakanlığına yardımcı olabilme adına bu kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu çalışmalara katılabilmesi sağlanmış ve böylece koruma altındaki eski Antakya'mıza daha çok ekiple müdahale edilerek gerek enkazların kaldırılması, gerekse planlamaların yapılması ile ilgili güç birliği ile hareket edilmesi sağlanmıştır.
Projelerin kontrol ve öncülüğü kültür bakanlığında olup çevre ve şehircilik bakanlığı destekçi rolü ile çalışmalar sürdürülecektir.
Toplantıda, gerek genel müdürümüz gerekse diğer bürokratlarımızın yaptıkları açıklamalar, sorduğumuz sorulara verilen cevaplar uygulandığı taktirde, bu duruma düşmüş memleketimizin ayağa kalkması için çizilebilecek en güzel yol haritalarından biri oluşturulmuş olduğunu gönül rahatlığı ile ifade edebilirim.
Bu alanlarda hiç kimsenin yerini, birilerinden el koyarak alıp, başkalarına verme gibi bir düşünceyi kapsamadığını kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Antakya halkının bu konuda rahat olmasını istiyorum. Bu çalışma süreci sadece bürokratlarla değil, akademisyenlerin, STK ların ve biz yerel aktörlerinde dahil olacağı gizli kapaklı yapılmayacak, yapılamayacak bir süreçtir.
Süreçle ilgi bakanlığın bazı düşünce ve hassasiyetlerini de sizlerle paylaşmak istiyorum.
1- Hatay sevgisi dünya kamuoyunda yeniden oluşturulacak.
2- Mevcut enkazlar hassasiyetle kaldırılacak ve kaldırılan her enkaz parsel numaralarına göre kültür molozlarının ayrı ayrı toplanacağı 68 dönümlük bir alan içerisinde korunacak, bu yıkılan yapılar tekrar yapılandırılırken enkaz içerisinde kullanılabilecek taşlar yeniden aynı yerde kullanılmaya çalışılacaktır.
3- Kentin yapılanması sadece bina ve mimari yapılar değil, kent belleğinin korunması adına bütün Antakya'yı Antakya yapan değerleri ile birlikte var etmeye çalışılacaktır.
4- Yerel usta ve sanatçıların bu yapılanma için destekleri alınacaktır.
5- Depremle birlikte Hatay'ın renklerini oluşturan ve Antakya'dan göç eden farklı din ve mezheplerdeki insanların geri gelmeleri sağlanacak ve Antakya'nın Antakya olmasını sağlayan değerlerimize sahip çıkılacaktır.
Ana hatları ile paylaştığım bu bilgileri birinci derecede yetkililerin ağzından bizzat duymuş olup, bu çalışmalarda mesleğimin gerektirdiği alanlarda benimde gönüllü olarak katkı vereceğimizi, gerek basından gerekse sosyal medya hesaplarımızdan yapılanları duyuracağımı ANTAKYA HALKI ile paylaşmak istiyoruz” ifadelerini kulandılar.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN