Meydana gelen deprem sonrasında aralıksız devam eden enkaz kaldırma çalışmaları il genelinde sürüyor.
Ancak yıkım firmalarının şartnameye uygun olarak çalışmamaları vatandaşları çileden çıkarmaya devam ediyor. Yıkım firmalarının özellikle yıkım esnasında su sıkmaması tepkilere yol açıyor. Konuya ilişkin görüş bildiren vatandaşlar, “Yıkım firmaları bir türlü istenilen düzeyde disipline edilemedi. Bu durum herkesi rahatsız ediyor. Her yeri toz bulutu kaplıyor ve biz o tozu solumak zorunda kalıyoruz” yorumunu yaptılar. Yıkım firmalarıyla ilgili yaşanan diğer bir sorunun ise yerinde ayrıştırma olduğunu belirten vatandaşlar, molozlardan yayılan zararlı maddelerden endişe duyduklarını söylediler. Molozlar ve Hava Kirliği panelinde konuşan Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey ise Hatay’daki 32 döküm sahasının yarattığı riskler konusuna vurgu yaptı. Kentte 65 bin binanın yıkıldığını ya da ağır hasar aldığını aktaran Atabey, “Molozlarda karışık halde tarım ilacı, radyoaktif atıklar, cıvalı atıklar, asbestli malzemeler, temizleyiciler, leke ve vernikler, araba aküleri, böcek ilaçları içerir, toksik kimyasallar, elektronik atıklar var. Bunlar sağlığa zararlı. Asbest tozlarına maruz kalan kişilerde zamanla akciğer zarı kanseri (mezotelyoma), kalp ve damar hastalıkları, astım, alerji gibi solunumla ilgili rahatsızlıkların olabileceği biliniyor. “Molozlarda asbest riski yoktur” şeklindeki bazı söylemler, bilim dışı ve sorumluluktan kaçma anlamına gelmekte. Yapıların inşasında çimento başta olmak üzere, ısı yalıtımı, döşemelerde birçok malzemede asbest kullanılmış olduğu düşünüldüğünde, tehlikenin boyutu anlaşılacak” ifadelerini kullandı.
KRONİK HASTALAR ORTAMDAN UZAK TUTULMALI
Molozun insanlar dışında bitkilere de zarar verdiğini hatırlatan Dr. Eşref Atabey, “Tozdaki asbest lifleri içme sularına, kaynak sularına, baraj ve kuyu sularına karışabilir. Enkaz kaldırmalarda şu noktalara dikkat etmeli: Görevliler dışında kimse alanda olmamalı. Özellikle yaşlı, kronik akciğer ve kalp hastası olanlar ortamdan uzak tutulmalı” dedi. Dr. Eşref Atabey, molozların hatalı alanlara döküldüğünü belirterek yapılan yanlışları şöyle sıraladı: “Ana yollar kenarında, orman ve tarım alanları, zeytinlikler, su havzaları, dere ve vadi içlerine atılmakta. Hiçbirinde membran sızdırmazlık sistemi yok. Yüzey ve yer altı suyu kirletiliyor. Yağmurla harekete geçerek heyelanlara yol açabilir. Tarım alanlarını kirletir. Atık maddeler açıkta bırakılmakta. Sulama-nemlendirme yapılmamakta. Yoğun tozlaşma olmakta. Tozlar tüm yerleşimleri, konteyner ve çadır kentleri tehdit etmekte. Çevresinde yeterli önlem alınmamış, alanın çevresi çitlerle kapatılmamış.”
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN