Seçimler yaklaştıkça siyasilerin tribüne oynamaları ve beceremeyecekleri işlere sadece yapmaya çalışıyorum diyerek atılmaları fazlalaşır.
Bunlardan birisi de Hatay Büyükşehir belediyesinin öncülük yapmaya çalıştığı “Hatay hakkını istiyor” kampanyası.
Nedir bu kampanyanın özü?
Hatay yatırım teşvik bölgesi olarak 4. Teşvik bölgesinde bulunuyor. Yani yapılan yatırımlardan % 35 vergi muafiyeti bulunuyor.
Şayet bir yatırımcı Hatay’a yatırım yapacak olursa ödeyeceği vergiden % 35 az vergi ödemesi gerekiyor.
Tabi, bir de 5. ve 6. Teşvik bölgeleri var. Şayet 5. Teşvik bölgesine girerse vergi muafiyeti % 40’a çıkıyor. Yani yüzde beşlik bir muafiyet daha kazanıyor.
Peki, büyük yatırımcılar Hatay yüzde 5 daha fazla vergi muafiyetine sahip diyerek “Hurraaa” diye hatay’a akın ederler mi?
Bunun boş bir hayal olduğu çok açık ve net değil mi?
Bilbordlarda belirtilen 10 bin kişilik yeni istihdam alanları oluşmasının koca bir aldatmacadan ibaret olduğu belli değil mi?
Zaten Organize Sanayi Bölgelerinde yatırım yapanlar bu haktan faydalanıyorlar. Onlar aynı 5. Bölge teşviklerini alıyorlar.
O halde Antakya’nın Oraganize Sanayi Bölgeleri niçin daha bomboş. Niçin yatırımcılar oralara akın etmiyorlar?
Veya soruyu biraz tersten sorayım.
Bizlere “siz 5. Teşvik Bölgesine girin, size şu kadar yatırım yapacağız” diyen ciddi bir yatırımcı var mı?
Ne yazık ki bu sorulara olumlu bir yanıt vermek mümkün değil. Demek ki yatırımcıyı buraya çekmenin ayrı formülleri gerekiyor. Onlar üzerinde kafa yormak gerekiyor.
Kaldı ki 5. Teşvik bölgesi şu kadar imzaya ulaşınca olacak bir şey hiç değil. Onun ayrı kriterleri var. Kriterlerin başında da o İlin vergi gelirleri ve fert başına düşen Gayri safi milli hasılası geliyor.
Yapılan hesaplamalarda Hatay ancak 4. Teşvik bölgesine giriyor.
İmza kampanyalarından önce eğer hesaplamaları beğenmiyor ve yeniden Hatay’ın son durumunu belirleyecek hesaplamalar istiyorsak bunun için 10 milletvekiline ihtiyaç duyuluyor.
Hatay’ın vekillerini harekete geçirmeden imza kampanyalarıyla gelin güveyi olmaya çalışmak trübünlere oynamaktan başka bir yarar getirmiyor.
Peki, Hatay hakkını alıyor mu?
Bu yakıcı soruya önce belediyelerden başlamak gerekmiyor mu?
Devasa bir bütçesi olan (Hatsu ile birlikte 1,5 Milyar, eski parayla 1,5 Katrilyon) Hatay Büyükşehir Belediyesi bütçesiyle mütenasip bir hizmet üretebiliyor mu?
Geçen 4 yıl içerisinde yaptığı yatırımlar Hatay’ın hakettiği kadar tatmin edici mi?
Hatırda kalan ve gerçekten yatırım budur denilebilecek yatırımı ne olmuştur HBB’nin?
Tartışma konusu olan kiralanan araçlar ile personel sayısı yapılan hizmetlerle mütenasip midir?
Bence gücünün yetmeyeceği şeylere uzanmak yerine gücünün yettiklerini başarabilirse Hatay halkı daha mutlu olur.
Bunlardan birisi de Hatay Büyükşehir belediyesinin öncülük yapmaya çalıştığı “Hatay hakkını istiyor” kampanyası.
Nedir bu kampanyanın özü?
Hatay yatırım teşvik bölgesi olarak 4. Teşvik bölgesinde bulunuyor. Yani yapılan yatırımlardan % 35 vergi muafiyeti bulunuyor.
Şayet bir yatırımcı Hatay’a yatırım yapacak olursa ödeyeceği vergiden % 35 az vergi ödemesi gerekiyor.
Tabi, bir de 5. ve 6. Teşvik bölgeleri var. Şayet 5. Teşvik bölgesine girerse vergi muafiyeti % 40’a çıkıyor. Yani yüzde beşlik bir muafiyet daha kazanıyor.
Peki, büyük yatırımcılar Hatay yüzde 5 daha fazla vergi muafiyetine sahip diyerek “Hurraaa” diye hatay’a akın ederler mi?
Bunun boş bir hayal olduğu çok açık ve net değil mi?
Bilbordlarda belirtilen 10 bin kişilik yeni istihdam alanları oluşmasının koca bir aldatmacadan ibaret olduğu belli değil mi?
Zaten Organize Sanayi Bölgelerinde yatırım yapanlar bu haktan faydalanıyorlar. Onlar aynı 5. Bölge teşviklerini alıyorlar.
O halde Antakya’nın Oraganize Sanayi Bölgeleri niçin daha bomboş. Niçin yatırımcılar oralara akın etmiyorlar?
Veya soruyu biraz tersten sorayım.
Bizlere “siz 5. Teşvik Bölgesine girin, size şu kadar yatırım yapacağız” diyen ciddi bir yatırımcı var mı?
Ne yazık ki bu sorulara olumlu bir yanıt vermek mümkün değil. Demek ki yatırımcıyı buraya çekmenin ayrı formülleri gerekiyor. Onlar üzerinde kafa yormak gerekiyor.
Kaldı ki 5. Teşvik bölgesi şu kadar imzaya ulaşınca olacak bir şey hiç değil. Onun ayrı kriterleri var. Kriterlerin başında da o İlin vergi gelirleri ve fert başına düşen Gayri safi milli hasılası geliyor.
Yapılan hesaplamalarda Hatay ancak 4. Teşvik bölgesine giriyor.
İmza kampanyalarından önce eğer hesaplamaları beğenmiyor ve yeniden Hatay’ın son durumunu belirleyecek hesaplamalar istiyorsak bunun için 10 milletvekiline ihtiyaç duyuluyor.
Hatay’ın vekillerini harekete geçirmeden imza kampanyalarıyla gelin güveyi olmaya çalışmak trübünlere oynamaktan başka bir yarar getirmiyor.
Peki, Hatay hakkını alıyor mu?
Bu yakıcı soruya önce belediyelerden başlamak gerekmiyor mu?
Devasa bir bütçesi olan (Hatsu ile birlikte 1,5 Milyar, eski parayla 1,5 Katrilyon) Hatay Büyükşehir Belediyesi bütçesiyle mütenasip bir hizmet üretebiliyor mu?
Geçen 4 yıl içerisinde yaptığı yatırımlar Hatay’ın hakettiği kadar tatmin edici mi?
Hatırda kalan ve gerçekten yatırım budur denilebilecek yatırımı ne olmuştur HBB’nin?
Tartışma konusu olan kiralanan araçlar ile personel sayısı yapılan hizmetlerle mütenasip midir?
Bence gücünün yetmeyeceği şeylere uzanmak yerine gücünün yettiklerini başarabilirse Hatay halkı daha mutlu olur.