Bin yılın afetinin ardından devam eden yıkım ve yeniden yapım çalışmalarının gölgesinde yaşama savaşı veren Hatay’da uzmanlara göre 50 yıl içinde kanser vakaları patlayacak.
Enkaz kaldırma çalışmaları vatandaşları hem memnun hem de tedirgin ediyor. Enkaz kaldırma çalışmalarının şartnameye uygun kaldırılmadığını öne süren vatandaşlar, yetkili birimlerin bu konuda daha hassas bir politika yürütmelerini istediler. Eski binaların yapımında kullanılan asbest, gerekli önlemler alınmadan yapılan yıkımlarda kanser başta olmak üzere ciddi sorunlara neden oluyor. 2010 yılında Türkiye’de kullanımı tamamen yasaklanan Asbest, bu tarihten önce yapılan her binada yoğunlukla var. Önümüzde ki günlerde sağlık felaketine neden olabilecek çalışmaları hızlı bir tempo ile sürdüren Çevre Şehircilik Bakanlığı günde binlerce kamyon enkaz yanı sıra asbest taşımaya devam ediyor. Döküm noktasına boşaltılan enkaz solunum ve yeraltı sularına karışmasıyla kendini gösteriyor. Akciğer Kanseri Çevresel Koruma Ajansı ve Dünya Sağlık Örgütü, 1980’de asbestin akciğer kanserine kesin olarak yol açtığını duyurmuştu. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı ise kanserojen maddeler listesinde ‘kesin kanserojen’ tanımlanması ile 1. grupta yer alan asbestin üretimi ve kullanımını AB’ye üye ülkelerde 2005’te tamamen yasaklamıştı.
DUVAR BOYALARINDA BİLE ASBEST VAR
Uzmanlar ise “Enkazın çok profesyonel ekipler tarafından kaldırılması lazım. Sıradan bir işçiyi dozer üzerine koyup enkazı kaldırmaya kalkarsanız, asbesti bütün çevreye yayarsınız. Çok büyük bir enkaz yığını var bölgede. Enkaz, profesyonel ekiplerce kaldırılmalı. Ekiplerin sadece maske değil, koruyucu elbise de giymesi gerekir. Asbest solunduğunda solunum yetmezliğine yol açabilir. Daha ileride 10-20 senede akciğer kanseri, 25-30 senede akciğer zarı kanseri ortaya çıkar. Asbest elektrik, kalorifer, ısıtma, soğutma sistemlerinde, hatta duvar boyalarında bile asbest var” diyorlar. Lösemili Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer de “Antakya Antakyalılarındır, bunu kimse göz ardı etmesin ve başka plan ve programlar, projeler üzerinde ilerlenmesin. Bütün kamyonların üstleri moloz dolu ve onlar bizim tarihimiz, hayatımız. O molozların üstünü bir kapama, branda ile örtme zahmetine bile katlanmıyorlar. Bütün iş makineleri tozları kaldırarak çalışıyorlar ve döküm yerleri dere yatakları ve Asinin bütün kollarının içine dökülüyor molozlar. Bu demektir ki bir ay öncesinden başlayarak önümüzdeki 50 yıl içerisinde burada kanser patlayacak” dedi.
Haber: Metin DİNGİL
ABDULVAHİT GÜRASLAN