Tarih boyunca bir arada yaşayan insanları toplum haline getiren, aralarındaki yazılı olmayan kurallar, bağlar, ilkeler, dil becerileri, duyarlılıkları gibi milli ve manevi öğelerdir. Bu bağlamda insan ilişkileri ilk sırada gelir. Bu ilişkileri derleyen, yönlendiren, usul ve düzen getiren ana konu ahlaktır. İnsan aklı da işin sihirli anahtarıdır.
Dikkatle gözden geçirildiğinde ortaya çıkan gerçek; bu öğelerin tarihsel gelişimi, uzunca bir oluşum süreci ve milletlerin benliklerini belirgin kılan karakter özellikleri bulunmaktadır. Örneğin, Türk milletinin ilk akla gelen güzel ahlak özelliği “Konukseverliği”dir. Bu özellik birçok millette yoktur. Konuğu başköşede oturtmak, mümkün olduğunca rahat ettirmek ve bol ikramda bulunmak gibi...
Ahlak öncelikle, toplumu oluşturan kişilerin birlikte benimsedikleri, tercih ettikleri, isteyerek uydukları davranış biçimleri ve huylarıdır. Bunların tümü “Ahlak Kuralları”dır. Tarih boyunca sabit ve değişmez niteliklidir. Ta ki daha iyisi, insanın ve toplumun gelişimine daha uygunu ortaya çıkana kadar.
Güzel ahlak ise hem kişiyi hem karşısındakini mutlu eden, iyi, hoş, güzel davranış biçimleridir. İyi huylardır!.. “Güzel Ahlak” ve “İyi Ahlak” birbirini tamamlar ve bütünleştirir. Her ikisi aynı kişide olmadıkça, o kişi ahlaken eksiklidir.
Güzel ahlak eğitimle, okumakla, düşünmekle, edep öğrenmekle, kültürlü insanlarla arkadaşlık etmekle edinilir. Tarihe iz bırakmış bilgelerin yaşamlarını okuyup yorumlamakla benimsenir. Güzel ahlak, Yaratan’ı düşünerek, O’na olan inancın gücü ile yaratılanları hoş görmektir. Güzel ahlaklı kişide küfür, yalan, alaycılık, kıskançlık, gıybet, cimrilik gibi olumsuz duygular yoktur ya da en az düzeydedir.
Güzel ahlaklı saf, içten, sade, temiz davranışlar sergiler. Susmasını ve dinlemesini bilir. Sabırlıdır, çalışkandır, affeder, doğruyu konuşur. Güler yüzlü, tatlı dillidir. Kimseyi üzmez ya da üzmemeye özen gösterir. Lanet okumaz, hoşgörü sahibidir. Şükretmeyi, karşılıksız iyilik yapmayı bilir. Başkalarının ayıp ve kusurlarını dile getirmez ama kendi ayıp ve kusurları yok etmek için azami çaba gösterir. Her daim daha iyi ve doğru olmanın yollarını düşünür.
Güzel ahlaklı kişi yalnız insanlara değil tüm canlılara sevgi, merhamet, anlayış gösterir. Dedikodu yapmaz, yapanları usulünce uyarmaya çalışır. Başarılı olamazsa ortamdan uzaklaşmayı yeğler. Tüm öğretilerde insanın kaçınması gereken öncelikli olarak iki erdem yalan söylememek ve dedikodudur.
İyi ve güzel ahlak konusunda Peygamberimizin bazı hadisleri az sözle çok şey ifade eder:
-Hiç bir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.
-Şüphesiz güzel ahlak güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.
-Güzel ahlakın en azı, güçlüklere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır.
-İnsanları memnun etmek için malınız kifayet etmez. Ancak güler yüz ve güzel ahlakla onları memnun edebilirsiniz.
-Yumuşaklık insanı süsler ve çirkinliği giderir.
Güzel ahlaktan nasiplenmek kolay değildir. İffetli ve erdemli olmak gerekir. İffet ve erdem... Bu iki kelime üzerinde bir parça durmak isterim. Nedir iffet?. Kötü iş yapınca utanmak, acımak, iyi huylu olmaya çalışmak, nefsine hakim olmak, herkesin hakkını gözetmek, herkesle iyi geçinmek, affetmektir.
Dikkatle gözden geçirildiğinde ortaya çıkan gerçek; bu öğelerin tarihsel gelişimi, uzunca bir oluşum süreci ve milletlerin benliklerini belirgin kılan karakter özellikleri bulunmaktadır. Örneğin, Türk milletinin ilk akla gelen güzel ahlak özelliği “Konukseverliği”dir. Bu özellik birçok millette yoktur. Konuğu başköşede oturtmak, mümkün olduğunca rahat ettirmek ve bol ikramda bulunmak gibi...
Ahlak öncelikle, toplumu oluşturan kişilerin birlikte benimsedikleri, tercih ettikleri, isteyerek uydukları davranış biçimleri ve huylarıdır. Bunların tümü “Ahlak Kuralları”dır. Tarih boyunca sabit ve değişmez niteliklidir. Ta ki daha iyisi, insanın ve toplumun gelişimine daha uygunu ortaya çıkana kadar.
Güzel ahlak ise hem kişiyi hem karşısındakini mutlu eden, iyi, hoş, güzel davranış biçimleridir. İyi huylardır!.. “Güzel Ahlak” ve “İyi Ahlak” birbirini tamamlar ve bütünleştirir. Her ikisi aynı kişide olmadıkça, o kişi ahlaken eksiklidir.
Güzel ahlak eğitimle, okumakla, düşünmekle, edep öğrenmekle, kültürlü insanlarla arkadaşlık etmekle edinilir. Tarihe iz bırakmış bilgelerin yaşamlarını okuyup yorumlamakla benimsenir. Güzel ahlak, Yaratan’ı düşünerek, O’na olan inancın gücü ile yaratılanları hoş görmektir. Güzel ahlaklı kişide küfür, yalan, alaycılık, kıskançlık, gıybet, cimrilik gibi olumsuz duygular yoktur ya da en az düzeydedir.
Güzel ahlaklı saf, içten, sade, temiz davranışlar sergiler. Susmasını ve dinlemesini bilir. Sabırlıdır, çalışkandır, affeder, doğruyu konuşur. Güler yüzlü, tatlı dillidir. Kimseyi üzmez ya da üzmemeye özen gösterir. Lanet okumaz, hoşgörü sahibidir. Şükretmeyi, karşılıksız iyilik yapmayı bilir. Başkalarının ayıp ve kusurlarını dile getirmez ama kendi ayıp ve kusurları yok etmek için azami çaba gösterir. Her daim daha iyi ve doğru olmanın yollarını düşünür.
Güzel ahlaklı kişi yalnız insanlara değil tüm canlılara sevgi, merhamet, anlayış gösterir. Dedikodu yapmaz, yapanları usulünce uyarmaya çalışır. Başarılı olamazsa ortamdan uzaklaşmayı yeğler. Tüm öğretilerde insanın kaçınması gereken öncelikli olarak iki erdem yalan söylememek ve dedikodudur.
İyi ve güzel ahlak konusunda Peygamberimizin bazı hadisleri az sözle çok şey ifade eder:
-Hiç bir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.
-Şüphesiz güzel ahlak güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.
-Güzel ahlakın en azı, güçlüklere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır.
-İnsanları memnun etmek için malınız kifayet etmez. Ancak güler yüz ve güzel ahlakla onları memnun edebilirsiniz.
-Yumuşaklık insanı süsler ve çirkinliği giderir.
Güzel ahlaktan nasiplenmek kolay değildir. İffetli ve erdemli olmak gerekir. İffet ve erdem... Bu iki kelime üzerinde bir parça durmak isterim. Nedir iffet?. Kötü iş yapınca utanmak, acımak, iyi huylu olmaya çalışmak, nefsine hakim olmak, herkesin hakkını gözetmek, herkesle iyi geçinmek, affetmektir.