Eğitim Bir-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar yazılı olarak yaptığı açıklamasında; Millî Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’ni açıkladı. Eğitim sistemimizde gerçekleştirilmesi düşünülen dönüşüm alanlarının tespiti ile bu dönüşümün kapsamını belirleyen ve buna dair bir yol haritası ortaya koyan bu belge, eğitim sisteminin günübirlik politika değişikliklerinden korunması, eğitimin aktörleri ve paydaşlarına bir gelecek vizyonu çizmesi, eğitim politikasının karar alma ve icra makamlarına politika ve program belirleme noktasında kılavuz olma imkânı sağlaması açısından önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Belgede, eğitimin iyileştirmeye açık alanlarına yönelik başlıklar yerinde ve doğru olarak tespit edilmiştir. Ancak bu başlıklara yönelik hedefler ve eylem adımları konusunda Bakanlığı ciddi ödev ve sorumluluklar beklemektedir. Kısacası başlıklar tamam, boşluklar da tamamlanmalıdır.
İkili eğitimin sona erdirilmesi, okul gelişim modeli ekseninde okullara bütçe tahsisi, şartları elverişsiz olan okullara ilave kaynak tahsisi, öğrencilere öğle yemeği verilmesi, her bir okulda tasarım-beceri atölyesi kurulması gibi son derece yerinde yaklaşımlara ilişkin eylem adımlarının zamana yayılmış bir bütçeyle ilişkilendirilmesi, belgenin güvenirliğini daha da artıracaktır.
Öğretmenin, eğitim sisteminin ana aktörü olarak tanımlanması ve öğrenme süreçlerinde öğretmenin önemine yapılan vurgu, yerinde ve doğru bir yaklaşımdır. Öğretmenin önemine yapılan bu vurgu, öğretmenin eğitim sistemi içindeki konumu, sahip olacağı haklar, çalışma şartları, mesleki gelişim imkânları, mesleki özerkliği gibi alanlara da yansımalıdır.
“İçerik ve Uygulama” başlığı altında, müfredatın öğrencilerin ilgi, yetenek ve mizaçları doğrultusunda esnek, modüler ve uygulamalı olarak iyileştirileceği hedefi, her bir öğrencinin ilgi, yetenek ve mizacını öne çıkaracak olması ve bu doğrultuda kendisine verilecek eğitimden mümkün olan en yüksek faydayı elde edebilmesi adına olumlu bir yaklaşımdır.
Merkezi yerleştirme ve sınav kaygısının azaltılması hedefini önemli buluyoruz
“Ölçme ve Değerlendirme” başlığı altında çok yönlü değerlendirme ve kararlara kaynaklık edecek “Yeterlik Temelli Ölçme Değerlendirme Sistemi”nin kurulması düşüncesi, ölçme-değerlendirmeyi merkezi sınavlara indirgeyen yerleşik zihniyetin terk edilerek amaca uygun bir ölçme-değerlendirme sürecinin inşası adına olumludur. Bu değerlendirme sisteminin, okullar arasındaki ve okul içindeki performans farklarının kapatılması ile her bir öğrenci için kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak amacıyla tasarlanmış olması, gelecek için umut vericidir. Yine merkezi sınavların sadece belli amaç ve yönelimlere sahip öğrenciler ve okullar için yeniden yapılandırılması yerinde ve doğru bir karar olmakla birlikte, bu yeniden yapılandırma, sınavsız yerleştirme konusunda esnek modeller geliştirilmesi ve okullar arasındaki performans farkının kapatılması adımlarıyla birlikte bir bütün hâlinde tasarlanmalıdır.
Sözleşmeli öğretmenlik süresinin kısaltılması olumlu fakat sözleşmeliliğin kaldırılması nihai hedef olmalıdır
Sözleşmeli öğretmenliğin zorunlu görev süresinin 4+2 yıldan 3+1 yıla indirilmesini, mağduriyet süresini kısaltması bakımından olumlu buluyoruz. Fakat Bakanlığın sözleşmeli öğretmenlik konusunda nihai hedefi, görev süreleri değil, sözleşmeli öğretmenliğin sona erdirilerek kadrolu öğretmen istihdamı olmalıdır.
Ücretli öğretmenlikte asıl sorunun statü olduğu görülmelidir
“Ücretli öğretmenlerin ücretleri iyileştirilecektir” eylem adımı, bizatihi kendi içinde ücretli öğretmenlik uygulamasının sona erdirilmeyeceği/erdirilemeyeceği gibi bir ön kabulü içermektedir. Oysa ücretli öğretmenlik, öğretmen açığının somut bir tezahürüdür. Eğitim sisteminin hemen her alanına ilişkin köklü dönüşüm öngören bir vizyon belgesinin, öğretmen açığı sorununa kalıcı bir çözüm getirmeksizin ücretli öğretmenliğe bel bağlamasının izahı mümkün değildir.
Özlük ve mali hakların iyileştirilmesi hedefini takdir ediyor, somutlaştırılmasını bekliyoruz
Okul yöneticilerinin özlük ve mali haklarının iyileştirilmesinden, hangi maaş ve ücret unsurlarının, özlük hakları kapsamındaki hangi başlıkların etkileneceği belirtilmemiştir. Özlük ve mali hakların iyileştirilmesi kavramından ne kastedildiği, ne türden özlük haklarında ve hangi mali haklarda iyileştirme yapılacağı en azından örnekleme yöntemiyle eylem adımları arasında ifade edilmelidir.
Kariyer ve liyakat sistemi kurulması talebimizin karşılık bulması yerinde bir adımdır
“Elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz için yeni bir teşvik mekanizması kurulacaktır” şeklindeki eylem adımı olumlu görünmekle birlikte, söz konusu teşvikin niteliği ve içeriğinin belirsizliği giderilmelidir. Eğitim-Bir-Sen’in toplu sözleşme teklifleri arasında yer alan, hâlihazırda teknik hizmetler sınıfı ve sağlık hizmetleri sınıfı çalışanlarına verildiği gibi, 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (IV) sayılı Cetvelde yer alan kalkınmada öncelikli yörelere sürekli görevle atananlara öngörülen tutarda ödeme yapılması bu anlamda etkili bir teşvik işlevi görecektir. Söz konusu uygulamanın kapsamına öğretmenlerin yanı sıra diğer eğitim çalışanlarının da dâhil edilmesi, hem adil bakışın hem de eğitime ilişkin bütünsel yaklaşımın ele alınmış olduğunu ortaya koyacaktır.
Öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmalarının yapılacak olması yerinde, olumlu ve beklenen bir adımdır. Bu meslek kanunu, eğitim kademeleri ekseninde öğretmenlerin yeterliklerinin, mesleğe alınma şartlarının, eğitim-öğretime özgü ve bunlara yardımcı görev, yetki, hak ve sorumluluklarının, mesleğe başlama sürecinde adaylık ve yetiştirme süreçlerinin, yeterlikler ekseninde mesleki gelişim ve kariyer basamakları süreçlerinin, mesleki özerkliklerinin, okul yönetimi başta olmak üzere düzenleyici, yönetici ve denetleyici mekanizmalarla aralarındaki ilişkilerin, disiplin, ödül fiil ve süreçlerinin, etik ilkelerin, iş güvencelerinin tanımlandığı ve düzenlendiği bir yasal düzenleme olmalıdır.
Her okula bütçe verilecek olması olumlu ve adil bir yaklaşımdır
“Okulların Finansmanı” başlığı altında, her okula oluşturulacak çeşitli ölçütlere göre ve okul gelişim planına dayalı olarak okul gelişim bütçesi verilecek olması ve şartları elverişsiz okullara pozitif ayrımcılık yapılacak olması beklenen ve haklı bir eylem adımıdır. Okul gelişim bütçesi üzerinde okul yönetiminin tasarruf ve karar verme hakkının sınırlarının net bir biçimde belirlenmesi, hesap verme sorumluluğu bağlamında ortaya çıkması muhtemel sorunların şimdiden öngörülmesi yerinde olacaktır şeklinde ifade etti.(Haber Merkezi)
Belgede, eğitimin iyileştirmeye açık alanlarına yönelik başlıklar yerinde ve doğru olarak tespit edilmiştir. Ancak bu başlıklara yönelik hedefler ve eylem adımları konusunda Bakanlığı ciddi ödev ve sorumluluklar beklemektedir. Kısacası başlıklar tamam, boşluklar da tamamlanmalıdır.
İkili eğitimin sona erdirilmesi, okul gelişim modeli ekseninde okullara bütçe tahsisi, şartları elverişsiz olan okullara ilave kaynak tahsisi, öğrencilere öğle yemeği verilmesi, her bir okulda tasarım-beceri atölyesi kurulması gibi son derece yerinde yaklaşımlara ilişkin eylem adımlarının zamana yayılmış bir bütçeyle ilişkilendirilmesi, belgenin güvenirliğini daha da artıracaktır.
Öğretmenin, eğitim sisteminin ana aktörü olarak tanımlanması ve öğrenme süreçlerinde öğretmenin önemine yapılan vurgu, yerinde ve doğru bir yaklaşımdır. Öğretmenin önemine yapılan bu vurgu, öğretmenin eğitim sistemi içindeki konumu, sahip olacağı haklar, çalışma şartları, mesleki gelişim imkânları, mesleki özerkliği gibi alanlara da yansımalıdır.
“İçerik ve Uygulama” başlığı altında, müfredatın öğrencilerin ilgi, yetenek ve mizaçları doğrultusunda esnek, modüler ve uygulamalı olarak iyileştirileceği hedefi, her bir öğrencinin ilgi, yetenek ve mizacını öne çıkaracak olması ve bu doğrultuda kendisine verilecek eğitimden mümkün olan en yüksek faydayı elde edebilmesi adına olumlu bir yaklaşımdır.
Merkezi yerleştirme ve sınav kaygısının azaltılması hedefini önemli buluyoruz
“Ölçme ve Değerlendirme” başlığı altında çok yönlü değerlendirme ve kararlara kaynaklık edecek “Yeterlik Temelli Ölçme Değerlendirme Sistemi”nin kurulması düşüncesi, ölçme-değerlendirmeyi merkezi sınavlara indirgeyen yerleşik zihniyetin terk edilerek amaca uygun bir ölçme-değerlendirme sürecinin inşası adına olumludur. Bu değerlendirme sisteminin, okullar arasındaki ve okul içindeki performans farklarının kapatılması ile her bir öğrenci için kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak amacıyla tasarlanmış olması, gelecek için umut vericidir. Yine merkezi sınavların sadece belli amaç ve yönelimlere sahip öğrenciler ve okullar için yeniden yapılandırılması yerinde ve doğru bir karar olmakla birlikte, bu yeniden yapılandırma, sınavsız yerleştirme konusunda esnek modeller geliştirilmesi ve okullar arasındaki performans farkının kapatılması adımlarıyla birlikte bir bütün hâlinde tasarlanmalıdır.
Sözleşmeli öğretmenlik süresinin kısaltılması olumlu fakat sözleşmeliliğin kaldırılması nihai hedef olmalıdır
Sözleşmeli öğretmenliğin zorunlu görev süresinin 4+2 yıldan 3+1 yıla indirilmesini, mağduriyet süresini kısaltması bakımından olumlu buluyoruz. Fakat Bakanlığın sözleşmeli öğretmenlik konusunda nihai hedefi, görev süreleri değil, sözleşmeli öğretmenliğin sona erdirilerek kadrolu öğretmen istihdamı olmalıdır.
Ücretli öğretmenlikte asıl sorunun statü olduğu görülmelidir
“Ücretli öğretmenlerin ücretleri iyileştirilecektir” eylem adımı, bizatihi kendi içinde ücretli öğretmenlik uygulamasının sona erdirilmeyeceği/erdirilemeyeceği gibi bir ön kabulü içermektedir. Oysa ücretli öğretmenlik, öğretmen açığının somut bir tezahürüdür. Eğitim sisteminin hemen her alanına ilişkin köklü dönüşüm öngören bir vizyon belgesinin, öğretmen açığı sorununa kalıcı bir çözüm getirmeksizin ücretli öğretmenliğe bel bağlamasının izahı mümkün değildir.
Özlük ve mali hakların iyileştirilmesi hedefini takdir ediyor, somutlaştırılmasını bekliyoruz
Okul yöneticilerinin özlük ve mali haklarının iyileştirilmesinden, hangi maaş ve ücret unsurlarının, özlük hakları kapsamındaki hangi başlıkların etkileneceği belirtilmemiştir. Özlük ve mali hakların iyileştirilmesi kavramından ne kastedildiği, ne türden özlük haklarında ve hangi mali haklarda iyileştirme yapılacağı en azından örnekleme yöntemiyle eylem adımları arasında ifade edilmelidir.
Kariyer ve liyakat sistemi kurulması talebimizin karşılık bulması yerinde bir adımdır
“Elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz için yeni bir teşvik mekanizması kurulacaktır” şeklindeki eylem adımı olumlu görünmekle birlikte, söz konusu teşvikin niteliği ve içeriğinin belirsizliği giderilmelidir. Eğitim-Bir-Sen’in toplu sözleşme teklifleri arasında yer alan, hâlihazırda teknik hizmetler sınıfı ve sağlık hizmetleri sınıfı çalışanlarına verildiği gibi, 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (IV) sayılı Cetvelde yer alan kalkınmada öncelikli yörelere sürekli görevle atananlara öngörülen tutarda ödeme yapılması bu anlamda etkili bir teşvik işlevi görecektir. Söz konusu uygulamanın kapsamına öğretmenlerin yanı sıra diğer eğitim çalışanlarının da dâhil edilmesi, hem adil bakışın hem de eğitime ilişkin bütünsel yaklaşımın ele alınmış olduğunu ortaya koyacaktır.
Öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmalarının yapılacak olması yerinde, olumlu ve beklenen bir adımdır. Bu meslek kanunu, eğitim kademeleri ekseninde öğretmenlerin yeterliklerinin, mesleğe alınma şartlarının, eğitim-öğretime özgü ve bunlara yardımcı görev, yetki, hak ve sorumluluklarının, mesleğe başlama sürecinde adaylık ve yetiştirme süreçlerinin, yeterlikler ekseninde mesleki gelişim ve kariyer basamakları süreçlerinin, mesleki özerkliklerinin, okul yönetimi başta olmak üzere düzenleyici, yönetici ve denetleyici mekanizmalarla aralarındaki ilişkilerin, disiplin, ödül fiil ve süreçlerinin, etik ilkelerin, iş güvencelerinin tanımlandığı ve düzenlendiği bir yasal düzenleme olmalıdır.
Her okula bütçe verilecek olması olumlu ve adil bir yaklaşımdır
“Okulların Finansmanı” başlığı altında, her okula oluşturulacak çeşitli ölçütlere göre ve okul gelişim planına dayalı olarak okul gelişim bütçesi verilecek olması ve şartları elverişsiz okullara pozitif ayrımcılık yapılacak olması beklenen ve haklı bir eylem adımıdır. Okul gelişim bütçesi üzerinde okul yönetiminin tasarruf ve karar verme hakkının sınırlarının net bir biçimde belirlenmesi, hesap verme sorumluluğu bağlamında ortaya çıkması muhtemel sorunların şimdiden öngörülmesi yerinde olacaktır şeklinde ifade etti.(Haber Merkezi)