Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Yaşamınızda “hiçbir şey hissetmiyorum” ya da “içimde çok büyük bir boşluk var” denildiğini hiç duydunuz mu? Duygusal boşluk da olarak tanımlanan bu durum kişinin uyuşmuş, kopuk, hissiz ve derin bir can sıkıntısı içerisinde hissetmesidir. Ayrıca kişiler karın bölgesinde yada göğüs bölgesinde büyük bir boşluk hissiyatına, eksiklik ve yalnızlık duygularına sahip olabilirler. Duygusal boşluk kişinin kendisi, diğer insanlar ve nihayetinde yaşamla kopuk halde hissetmesidir.
Duygusal olarak boşluk hisseden kişiler bu durumdan uzaklaşmak için üst üste uzun süre dizi/film izleyebilir, sosyal medyada çok uzun saatler geçirebilir, ihtiyacı olmadığı halde sevdiği yemekleri tıkanırcasına yiyebilir, uyuşturucu ve alkol tüketebilir, uygun olmayan ilişkilere yönelebilir, kendine zarar verebilir ve sık sık alışveriş yapabilirler.
PEKİ DUYGUSAL BOŞLUK NASIL OLUŞMUŞ OLABİLİR ?
Duygusal boşluk çeşitli faktörlerden kaynaklanabilmektedir. Çocukluk döneminde duygulara alan açan, kabul eden, şefkatli bir tutumla karşılayan olumlu bir çevrenin olmadığı, duygusal ihmalin olduğu yaşantılar ilerleyen yıllarda duygusal boşluğun oluşumunu destekleyebilir. Duyguları ona tanıtılmayan, duygularını yaşaması için teşvik edilmeyen aksine cezalandırılan ya da duyguları yokmuş gibi davranılan bir ortamda yetişen çocuk ilerleyen yıllarda duygularını fark etmekte, onları adlandırmakta ve onlarla iletişim kurmakta zorlanabilir.
Duyguları yok saymamakla birlikte duygulara uygun bir tepki verilmemesi de ilerleyen yıllarda kişinin duygusal boşluk hissetmesine kapı aralayabilmektedir. Mesela üzgün hisseden bir çocuğun bu duyguyu deneyimlemesine izin vermeden (sanki üzgün hissetmek çok korkunçmuş gibi) hediyelerle ve sevdiği yiyeceklerle mutlu hissettirilmesi bu duruma örnek olabilir. Bu örnekte çocuğun ihtiyacı üzüntüyü yaşarken şefkatle ona eşlik edilmesidir. Böylece üzüntü yaşamanın olağan ve geçici olduğu çocuk tarafından anlaşılabilir. Kendi başına duygularını tanıma ve kendini sakinleştirme kapasitesi olmayan küçük bir çocuk bunu ancak bakım verenin şefkatli bakışlarıyla deneyimleyebilir ve öğrenebilir. Yürüme konusunda hiç destek almayan bir bebeğin kasları nasıl gelişmez ve ilerleyen dönemde yürümekte zorlanırsa; duygularını tanıma ve deneyimleme konusunda destek almayan bir bebek de ilerleyen dönemde duyguları konusunda benzer zorlukları yaşayabilir.
Çocuğun yetişme koşulları dışında bazı hastalıklar da boşluk hissetmenin kaynağı olabilir. Duygudurum bozuklarına sahip kişiler de sık sık duygusal boşluk hissedebilmektedirler. Bunların yanı sıra boşluk hissi her zaman kişinin genetiğinden ya da çocukluk yaşantısından kaynaklanmayabilir. Boşluk hissi kişiyi besleyecek bir ortamda olmadığının, sevdiği ve istediği şeyleri yapamadığının, zarar gördüğü ilişkilerde olduğunun, onun hedeflerine giden bir yerde bulunmadığının sinyali olabilir. Bu yönleriyle boşluk hissi insan yaşamında gelişim için fırsat arayışı olarak değerlendirilebilir.
PEKİ BU DURUMLA İLGİLİ NELER YAPILABİLİR?
Öncelikle deneyiminizi kabul etmek ve gözlemlemeye başlamak burada güzel bir başlangıçtır. Nefes egzersizi ve farkındalık egzersizi size yardımcı olabilir. Bu his bedeninizde tam olarak nerede? Mide, kafa, kalp, eller? Daha hızlanmış, yoksa yavaşlamış mı hissediyorsunuz? Bu hangi duygu olabilir? Bu boşluk neyin habercisi olabilir? En çok nerede ve hangi zamanlar hissediyorsunuz? (Bazen kendinizden uzaklaşmanın yolu yaşantınızı hikayeleştirmektir, böylece sorunu daha net görebilirsiniz. Bu soruları cevaplayan bir hikaye yazabilirsiniz) Bu boşluk hissi geçmiş yaşamdan bu yana nasıl geliyor? Bunu hissettiğiniz zamanlar hayatınızda ne yolunda gitmiyor oluyor? Bunun hissettiğiniz zaman ne yapıyorsunuz (yemek yemekvb)? Bu yaptığınız şey nasıl hissettiriyor (keyifli, mutlu vs)? Peki bu “keyfi” hayatınızda en çok nerede hissetmiyorsunuz?
Peki boşluk hissi olduğunda ihtiyacınız ne (sakinleşmek, bağ kurmak, yeterli hissetmek, yeni hedef belirleme, zararlı ilişkiyi bitirme vb)? Bu ihtiyacı nasıl sağlayabilirsiniz (sevdiği biriyle konuşmak, günlük yazmak, yeterli olduğunuz anları hatırlamak, terapiye gitmek vb)? Yaşanılan durum belirlenip çözüme doğru ilerlerken bazen donukluk/hissizlikten çıkmak zor olabilir. Örneğin iş yerinizde yeterli hissetmiyor olabilirsiniz. Her olumsuz geri bildirim sizi her seferinde odanızda saklanıp abur cubur yiyerek uyuşmayı beklediğiniz bir döngüye sokabilir.
Uzman Psikolojik Danışman Şura Saka,'' Böyle bir durumda yeterli hissetmek için neler yapacağınızı bulmanın yanı sıra o uyuşmuşluktan çıkabilmek gerekmektedir. Bunu sağlamanın yolu bedensel egzersizlerden geçmektedir. Bu bazen yastığa yüzünüzü kapayıp çığlık atmak, bazen olabildiğince zıplamak, bazen elleri birbirine sürtüp ısınmasını sağlamak, bazen hareketli bir müziğe dikkat kesilip dans etmeye çalışmak, bazen kas gevşeme egzersizlerini denemekle mümkündür. Hissizlik, boşluk ve donukluktan çıkmanın ardından sorunun tespit edilmesi ve çözülmesi olası olacaktır. Tüm bunların çıktısını alarak yaşam tarzınızı yeni deneyiminize göre inşa etmek sizlere anlamlı bir hayat kurmanızda yardımcı olacaktır.''dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN