Suriye’nin ilk, Arap dünyasının ikinci astronotu olan ve uzayda 7 gün kalan Muhammed Ahmed Faris, Kızılay Toplum Merkezi’ni ziyaret etti. Suriyeli çocuklarla bir araya gelen Faris, Suriyeli miniklere uzaydaki deneyimlerini anlatarak “Gelecek uzayda, düşleriniz uzay olsun” dedi.
Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen ve dört yıldır İstanbul’da yaşayan Suriye’nin ilk, Arap dünyasının ikinci astronotu Muhammed Ahmed Faris, İstanbul Bağcılar’da bulunan Kızılay Toplum Merkezi’nde Suriyeli mülteci çocuklarla buluştu. Faris, çocuklara yerden göğe kadar hayatın ve yaşamın ne olduğunu anlatmak istediğini ifade etti.
Uzayda 7 gün 23 saat
Suriye Hava Kuvvetleri’nde albay olarak 1987 yılında 2 Rus astronot ile birlikte uzaya giden Faris, tecrübesini ve deneyimlerini Kızılay Toplum Merkezi’ndeki çocuklarla paylaştı. 2 yıllık eğitimin ardından, 7 gün 23 saat uzayda kalan Faris, Mir Uzay İstasyonu’nda kimya, fizik ve tıp alanında 13 deney yaptığını söyledi.
Kızılay Toplum Merkezi’nde Faris’i ilgi ile dinleyen Suriyeli çocuklar, çeşitli sorular sorarak bilgi aldılar. Çocuklar, uzayda temel ihtiyaçlarını nasıl karşılandığını, uzaya gitmenin ve orada kalmanın zorlukları ile ilgili de sorular sordular. Çocukların soru ve ilgisinden memnun kalan Suriyeli Astronot, onlara, 1987 yılında hazırladığı video çekimlerini izletti.
“Yarınlar daha güzel olacak”
Astronot Muhammed Ahmed Faris; “İyi bir ülkenin bilim ve uzay konusunda bir bilgiye sahip olması gerekiyor. Çocuklara, bilime önem vermelerini tavsiye ediyorum. Uzay araştırmalarını öğrensinler. Yarının daha güzel olacağını düşünmelerini istiyorum. Yer bizim annemiz. Bunun kıymetini bilelim, birlik beraberlik ve barış içinde yaşayalım. Dünyamızın kıymetini bilelim” dedi.
“Burada Kendimi İyi Hissediyorum”
Bilim anlamında tüm deneyimlerini mümkün olan her mecrada paylaşmayı önemsediğini kaydeden Muhammed Faris, 2013 yılında Halep’ten Kilis’e geldiğini, ardından Gaziantep, Ankara ve son olarak İstanbul’a geldiğini söyledi. Yaklaşık 4 yıldır İstanbul’da yaşayan Faris, Türkiye’de kendini mutlu hissettiğini belirterek, “Türkler de bizim gibi, kültürlerimiz aynı. Yaşantılarımız, örf ve adetlerimiz benziyor. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum” dedi.
(Haber Merkezi)
Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen ve dört yıldır İstanbul’da yaşayan Suriye’nin ilk, Arap dünyasının ikinci astronotu Muhammed Ahmed Faris, İstanbul Bağcılar’da bulunan Kızılay Toplum Merkezi’nde Suriyeli mülteci çocuklarla buluştu. Faris, çocuklara yerden göğe kadar hayatın ve yaşamın ne olduğunu anlatmak istediğini ifade etti.
Uzayda 7 gün 23 saat
Suriye Hava Kuvvetleri’nde albay olarak 1987 yılında 2 Rus astronot ile birlikte uzaya giden Faris, tecrübesini ve deneyimlerini Kızılay Toplum Merkezi’ndeki çocuklarla paylaştı. 2 yıllık eğitimin ardından, 7 gün 23 saat uzayda kalan Faris, Mir Uzay İstasyonu’nda kimya, fizik ve tıp alanında 13 deney yaptığını söyledi.
Kızılay Toplum Merkezi’nde Faris’i ilgi ile dinleyen Suriyeli çocuklar, çeşitli sorular sorarak bilgi aldılar. Çocuklar, uzayda temel ihtiyaçlarını nasıl karşılandığını, uzaya gitmenin ve orada kalmanın zorlukları ile ilgili de sorular sordular. Çocukların soru ve ilgisinden memnun kalan Suriyeli Astronot, onlara, 1987 yılında hazırladığı video çekimlerini izletti.
“Yarınlar daha güzel olacak”
Astronot Muhammed Ahmed Faris; “İyi bir ülkenin bilim ve uzay konusunda bir bilgiye sahip olması gerekiyor. Çocuklara, bilime önem vermelerini tavsiye ediyorum. Uzay araştırmalarını öğrensinler. Yarının daha güzel olacağını düşünmelerini istiyorum. Yer bizim annemiz. Bunun kıymetini bilelim, birlik beraberlik ve barış içinde yaşayalım. Dünyamızın kıymetini bilelim” dedi.
“Burada Kendimi İyi Hissediyorum”
Bilim anlamında tüm deneyimlerini mümkün olan her mecrada paylaşmayı önemsediğini kaydeden Muhammed Faris, 2013 yılında Halep’ten Kilis’e geldiğini, ardından Gaziantep, Ankara ve son olarak İstanbul’a geldiğini söyledi. Yaklaşık 4 yıldır İstanbul’da yaşayan Faris, Türkiye’de kendini mutlu hissettiğini belirterek, “Türkler de bizim gibi, kültürlerimiz aynı. Yaşantılarımız, örf ve adetlerimiz benziyor. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum” dedi.
(Haber Merkezi)