Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, geçtiğimiz günlerde yaşanan zirai donun büyük zarar verdiği kayısı için deprem bölgesi olmaları hasebiyle pozitif ayrımcılık beklediklerini söyledi.
Malatya'da 11 Nisan'da kar ve soğuk hava sonrası yaşanan zirai don, dünya kayısı üretiminin büyük bir kısmının karşılandığı kentte ürünlere ciddi hasar verdi. Başta kayısı olmak üzere bazı meyve ağaçlarının da zarar gördüğü kentte, üretimin yanı sıra ihracatın da olumsuz etkilenmesi öngörülüyor. Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, yaklaşık 500 milyon dolarlık kayısı ihracatının gerçekleştirildiği kentte TARSİM ekiplerinin hasar tespit çalışmalarına devam ettiğini anlattı.
"YAS İLAN EDİLMİŞ BİR HAVA VAR"
11 Nisan sabahında Türkiye'nin büyük bir felakete uyandığını, 30'un üzerinde ilde zirai donun etkili olduğunu dile getiren Özcan, şöyle konuştu: "Türkiye'ye geçmiş olsun, çok üzgünüz. Aslında Malatya'da inanın ki cumartesi gününden bugüne yas ilan edilmiş gibi bir hava var. Tabii bundan sonra ne yapmalıyız diye çok yoğun bir şekilde kalıcı tedbirler de alarak yolumuza devam edeceğiz. 30'un üzerinde il etkilendi ama bu illerin içerisinde en fazla etkilenen illerin başında Malatya'nın geldiğini düşünüyorum. Kayısı biliyorsunuz bir bölge ürünü, aslında civar illerin de ekonomik o anlamda ciddi anlamda gelir sağladığı bir ürün. Hasat döneminden bakımlarına, bakımdan ihracata. Her anlamda çok ciddi insan iş gücü istihdamı sağladığımız bir ürün. Tabii yıllık artık hedefini 750 milyon dolara çıkardığımız bir ihracat potansiyeli olan bir ürün. Malatya dünyada kuru kayısı ve yaş kayısı üretim merkezi olmuş. Dünyada önemli bir marka değeri almışsınız. Avrupa Birliği coğrafi işaret belgeli. Kayısı önemli bir ürün, bölgeye milyarlarca lira etkisi olan bir krizle karşı karşıyayız."
"TÜRKİYE'NİN KURU MEYVE İHRACATI ZARAR GÖRDÜ"
Zirai don sonrası devletten destek beklediklerini aktaran Özcan, birçok ürünün de aynı sorunla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Özcan, şöyle devam etti: "Mutlaka hükümetimiz genel anlamda bu faciadan, afetten dolayı bir Bakanlar Kurulu kararı çıkacaktır ama biz özellikle deprem bölgesi olmamız hasebiyle pozitif ayrımcılık bekliyoruz. Pandemi ve hemen akabinde Elazığ merkezli Sivrice'de yaşadığımız 2020 depremi. Daha o depremin yaralarını sararken bir anda 2023 Şubat ayında yaşadığımız o asrın felaketi. Genel anlamda şehrin bütün ticari yapısını ve aksını aslında diri tutan bir tarım ürünü kayısı. Bu işin birinci mağduru ve aslında en çok zor durumda kalanı mutlaka ki üreticimiz. Ama bununla beraber esnaflarımız, tacirlerimiz, tüccarlarımız ki aslında Türkiye'nin kuru meyve ihracatı zarar gördü. Yani burada ülke Ekonomisine de ciddi anlamda bir zarar söz konusu. Biz hükümetimizden, Tarım Bakanımızdan ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu anlamda bu değerlendirmeleri biraz daha geniş tutması hususunda çağrıda bulunuyoruz."
"TARSİM ZORUNLULUĞU GELMELİ"
Özcan, şunları kaydetti: "Tabii hadisenin ilk başından beri özellikle Tarım ve Orman İl Müdürlüğü genel tahkikat yapıyor. Gelen ihbarlara göre pozisyonunu belirliyor. TARSİM sigorta kapsamlarını güncellemeli. Çünkü bu mevcut yönetmenlikler, bu yaşadığımız fizyolojik sebep, sağanak yağmur geçişleri, dolu geçişleri şimdi de bu yaşadığımız afet, kapsam olarak bazen yönetmeliklere takılıyor ve üretici mağdur oluyor. Dolayısıyla yönetmenlik değişikliğiyle TARSİM'i güncellemek gerekiyor. Ama bununla beraber de kesinlikle TARSİM zorunluluğu gelmeli. Her yıl devletimiz bu hadiselere karşı aslında zor durumda kalmamalı. Üretici de zor durumda kalmamalı. Mutlaka TARSİM'in zorunlu sigorta DASK gibi zorunlu bir sigorta alanı açılmalı."
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN