https://youtu.be/uJjpr9EOKIY
MHP Hatay Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Mehmet N. Ahrazoğlu, demir çelik sektörünün yaşadığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasına, “Türk askerlerinin milletin huzuru, istikrarı, güvenliği, sükûneti ve selameti için başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'nın başarılı olmasını ve yörük anamızın dediği gibi Mehmetçiğimizin ayağına taş değmemesini Rabb'imden niyaz ediyorum. Bu vesileyle tarih yazan Afrin kahramanlarını Cenab-ı Allah'tan hepsini korumasını, kollamasını niyaz ederken şehit olan bütün kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, operasyon sırasında yaralanan askerlerimize Rabb'im şifa versin diyorum.” şeklinde başlamıştır.
Türkiye’de demir çelik sektörünün tarihinin cumhuriyet tarihiyle aynı konumda olduğunu belirten Ahrazoğlu, “İlk demir çelik tesisi 1930 yıllarında Kırıkkale'de kurulmuş -daha sonra demir çelik talebindeki gelişmeye cevap vermek üzere çeşitli yıllarda sektör almış- 1975 yılında da bir diğer entegre tesis olan İskenderun Demir Çelik Fabrikası üretime başlamıştır. Demir çelik sektöründe Türkiye dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer almaktadır. Ülkemiz üretim seviyesiyle dünyada 8'inci, Avrupa'da ise Almanya'dan sonra 2'nci sırada bulunmaktadır." dedi.
Demir çelik sektörünün ciddi sıkıntılar içerisinde bulunduğunu belirten Ahrazoğlu, “Bunların başında, çok tehlikeli iş yeri sınıfında yer alan çelik üreten iş yerlerinde nitelikli ve temel kazanımlara sahip ara eleman, kademe eleman sıkıntısıdır. Meslek lisesi mezunlarının istenilen nitelikte olmaması, temel kazanımları edinmeden mezun olması ve sonrasında böylesine tehlikeli iş yerlerinde istihdam edilmesi de başlı başına iş güvenliği risklerini ve üretkenlik kayıplarını beraberinde getirmektedir. Çelik üretiminde kullanılan girdilerde yapılan türlü fon kesintisi, katkı payı oranlarının yüksek olmaması ve mutlaka düşürülmesi gerekmektedir." açıklamasını yapmış ve bunun yanı sıra, üreticilerin rekabet gücünü azaltan, dampingli ithalat mallarının ülkeye girmemesi için önlem alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Çelik üreticileri Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuyla yapılan serbest ticaret anlaşması sebebiyle bazı AR-GE destekleri hariç olmak üzere indirimli kurumlar vergisi uygulaması, yatırımlarda KDV istisnası, yatırımlarda KDV iadesi, gümrük vergisi istisnası, gelir vergisi stopaj indirimi, sosyal sigortalar prim desteği, arazi desteği gibi doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir devlet desteğinden faydalanamamaktadır.” dedi.
Milletvekili Ahrazoğlu, Devletin sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yeni hazırlanacak teşvik kapsamında sektöre yönelik teşvik desteği alabilmenin önünün açılmasının gerektiğini belirterek "Türkiye ham madde bakımından ithalata bağımlıdır. Bu çerçevede, tedarik pazarlarında yaşanan sıkıntılar sektöre doğrudan yansımaktadır. Türk üreticisinin üretim yapmasının ham madde ithalatına bağımlı olması, paralelinde uluslararası rakiplerine göre maliyet dezavantajına sahip olması pazar kayıplarını da beraberinde getirmektedir." açıklamasını yapmış ve yoğunlaşan küresel rekabet paralelinde ülkelerin kendi sektörlerini korumaya dönük tedbirleri artırmakta olduğunu belirterek “Ülkeler bu yönlerde tedbirler alırken biz ne yapıyoruz? İnşaat demirinde gümrük vergisini sıfırlıyoruz. Tüm dünya haklı ya da haksız gerekçelerle yerli üreticiyi koruyup gümrük duvarlarını yükseltirken Türkiye'nin inşaat çeliğindeki gümrük duvarlarını sıfıra indirerek sektörün dış tehditle baskılara açık hâle getirilmesi sanayimize vurulan önemli bir darbedir. Bu karardan sadece çelik sanayisi değil Türkiye sanayisi ve istihdamı da son derece olumsuz etkilenmektedir.” şeklinde konuşmasına devam etmiştir.
Ahrazoğlu, ülkenin demir çelik üretiminin yüzde 40'ının gerçekleştirildiği ve 18 bin işçinin çalıştığı Hatay, İskenderun, Payas ve Dörtyol ilçelerindeki tesislerde devletin şirketler üzerinde büyük bir baskı kurmasının krizi derinleştirdiğini belirterek “Bunun sonucu birçok firmanın dünyayla rekabet etme zorluğu yaşadığı, sektörden de ayrılmayı düşündüğü ifade edilmektedir. Bölgede bulunan bir fabrikamızın finansal kriz yüzünden hâlen işçileri mağdur durumdadır. Bu konunun da işçilerimiz açısından ele alınması gerekmektedir." açıklamasını yapmış ve demir çelik sektöründe sıfır KDV'yle alınan yarı mamulün yüzde 18 KDV'yle satılmasının ve sektörün otuz yıl önceki mevzuatlarla yönetilmesinin bir başka sorun olduğunu ifade etmiş, “Belirttiğim sorunların tespiti ve çözümü için Meclis araştırması açılmasını isteyen önergemize desteklerinizi bekliyorum.” açıklamasını yaparak konuşmasını tamamlamıştır.
(Haber Merkezi)
MHP Hatay Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Mehmet N. Ahrazoğlu, demir çelik sektörünün yaşadığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasına, “Türk askerlerinin milletin huzuru, istikrarı, güvenliği, sükûneti ve selameti için başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'nın başarılı olmasını ve yörük anamızın dediği gibi Mehmetçiğimizin ayağına taş değmemesini Rabb'imden niyaz ediyorum. Bu vesileyle tarih yazan Afrin kahramanlarını Cenab-ı Allah'tan hepsini korumasını, kollamasını niyaz ederken şehit olan bütün kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, operasyon sırasında yaralanan askerlerimize Rabb'im şifa versin diyorum.” şeklinde başlamıştır.
Türkiye’de demir çelik sektörünün tarihinin cumhuriyet tarihiyle aynı konumda olduğunu belirten Ahrazoğlu, “İlk demir çelik tesisi 1930 yıllarında Kırıkkale'de kurulmuş -daha sonra demir çelik talebindeki gelişmeye cevap vermek üzere çeşitli yıllarda sektör almış- 1975 yılında da bir diğer entegre tesis olan İskenderun Demir Çelik Fabrikası üretime başlamıştır. Demir çelik sektöründe Türkiye dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer almaktadır. Ülkemiz üretim seviyesiyle dünyada 8'inci, Avrupa'da ise Almanya'dan sonra 2'nci sırada bulunmaktadır." dedi.
Demir çelik sektörünün ciddi sıkıntılar içerisinde bulunduğunu belirten Ahrazoğlu, “Bunların başında, çok tehlikeli iş yeri sınıfında yer alan çelik üreten iş yerlerinde nitelikli ve temel kazanımlara sahip ara eleman, kademe eleman sıkıntısıdır. Meslek lisesi mezunlarının istenilen nitelikte olmaması, temel kazanımları edinmeden mezun olması ve sonrasında böylesine tehlikeli iş yerlerinde istihdam edilmesi de başlı başına iş güvenliği risklerini ve üretkenlik kayıplarını beraberinde getirmektedir. Çelik üretiminde kullanılan girdilerde yapılan türlü fon kesintisi, katkı payı oranlarının yüksek olmaması ve mutlaka düşürülmesi gerekmektedir." açıklamasını yapmış ve bunun yanı sıra, üreticilerin rekabet gücünü azaltan, dampingli ithalat mallarının ülkeye girmemesi için önlem alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Çelik üreticileri Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuyla yapılan serbest ticaret anlaşması sebebiyle bazı AR-GE destekleri hariç olmak üzere indirimli kurumlar vergisi uygulaması, yatırımlarda KDV istisnası, yatırımlarda KDV iadesi, gümrük vergisi istisnası, gelir vergisi stopaj indirimi, sosyal sigortalar prim desteği, arazi desteği gibi doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir devlet desteğinden faydalanamamaktadır.” dedi.
Milletvekili Ahrazoğlu, Devletin sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yeni hazırlanacak teşvik kapsamında sektöre yönelik teşvik desteği alabilmenin önünün açılmasının gerektiğini belirterek "Türkiye ham madde bakımından ithalata bağımlıdır. Bu çerçevede, tedarik pazarlarında yaşanan sıkıntılar sektöre doğrudan yansımaktadır. Türk üreticisinin üretim yapmasının ham madde ithalatına bağımlı olması, paralelinde uluslararası rakiplerine göre maliyet dezavantajına sahip olması pazar kayıplarını da beraberinde getirmektedir." açıklamasını yapmış ve yoğunlaşan küresel rekabet paralelinde ülkelerin kendi sektörlerini korumaya dönük tedbirleri artırmakta olduğunu belirterek “Ülkeler bu yönlerde tedbirler alırken biz ne yapıyoruz? İnşaat demirinde gümrük vergisini sıfırlıyoruz. Tüm dünya haklı ya da haksız gerekçelerle yerli üreticiyi koruyup gümrük duvarlarını yükseltirken Türkiye'nin inşaat çeliğindeki gümrük duvarlarını sıfıra indirerek sektörün dış tehditle baskılara açık hâle getirilmesi sanayimize vurulan önemli bir darbedir. Bu karardan sadece çelik sanayisi değil Türkiye sanayisi ve istihdamı da son derece olumsuz etkilenmektedir.” şeklinde konuşmasına devam etmiştir.
Ahrazoğlu, ülkenin demir çelik üretiminin yüzde 40'ının gerçekleştirildiği ve 18 bin işçinin çalıştığı Hatay, İskenderun, Payas ve Dörtyol ilçelerindeki tesislerde devletin şirketler üzerinde büyük bir baskı kurmasının krizi derinleştirdiğini belirterek “Bunun sonucu birçok firmanın dünyayla rekabet etme zorluğu yaşadığı, sektörden de ayrılmayı düşündüğü ifade edilmektedir. Bölgede bulunan bir fabrikamızın finansal kriz yüzünden hâlen işçileri mağdur durumdadır. Bu konunun da işçilerimiz açısından ele alınması gerekmektedir." açıklamasını yapmış ve demir çelik sektöründe sıfır KDV'yle alınan yarı mamulün yüzde 18 KDV'yle satılmasının ve sektörün otuz yıl önceki mevzuatlarla yönetilmesinin bir başka sorun olduğunu ifade etmiş, “Belirttiğim sorunların tespiti ve çözümü için Meclis araştırması açılmasını isteyen önergemize desteklerinizi bekliyorum.” açıklamasını yaparak konuşmasını tamamlamıştır.
(Haber Merkezi)