Dünyada her yıl 19 milyon kişi kansere yakalanıyor ve yaklaşık 10 milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor.
Gerekli önlemler alınmazsa 2040 yılında bu sayının 30 milyona yükseleceği öngörülüyor. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 240 bin kişiye kanser tanısı konulduğu belirtiliyor. Son yıllarda kanser tedavilerinde yaşanan önemli gelişmelere paralel olarak yaşam süresi uzadıkça halk arasında ‘kanserin omurga kemiğine sıçraması’ olarak bilinen omurga metastazı ile karşılaşma sıklığı artıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji, Ortopedik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, akciğer ve karaciğerden sonra en sık omurgada kemik metastazı görüldüğüne dikkat çekerek, “Kanser tipine bağlı olarak omurgada metastazın görülme sıklığı yüzde 40 gibi yüksek oranda görülüyor. Erken tanı ile tedavi ise yaşamsal önem taşıyor. Dolayısıyla kanser hikayesi olan hastalarda boyun, sırt ya da bel ağrısı şikayeti ortaya çıkmış ise ve bu ağrı zamanla artıp istirahatte de devam ediyorsa, mutlaka alanında uzman bir hekime başvurulması gerekiyor” diyor.
EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLERİNE DİKKAT!
Omurgada oluşan kemik metastazları çoğunlukla 40 yaş sonrasında görülüyor ve kanserin ilerlemiş olduğunu gösteriyor. Kanserlerin tamamının metastaz yapma ihtimali olsa da en sık meme, prostat, akciğer, böbrek ve tiroit kanserleri omurgaya metastaz yapıyor. Bunun nedeni ise bu kanser tiplerinin toplumda daha yaygın görülmeleri ve yaşam süresinin uzun olması. Omurga metastazı sıklıkla kanser tedavisi sürecinde olan hastanın şikayeti olmaksızın yapılan rutin taramada veya bazı yakınmalarıyla hekime başvurduğunda teşhis ediliyor. Omurga metastazlarının en sık görülen ve ilk belirtisi boyun, sırt ya da bel ağrısı oluyor. Ağrının istirahatte bile dinmemesi ve zamanla şiddetinin artması tipik belirtilerini oluşturuyor. Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, hastanın ilerleyen dönemlerde geceleri ağrı nedeniyle uykudan uyanabildiğini ve standart ağrı kesicilerden yeterli fayda görmeyebildiğini belirterek, “Omurga kemiğine metastaz hastalarında omurilik ya da sinir kökü basısına bağlı olarak kol ya da bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük de ortaya çıkabiliyor. Hasta yürümekte zorluk çekebiliyor. Sinir hasarına bağlı olarak bağırsak ve idrar fonksiyonlarında bozulma gelişebiliyor” diyor. Omurga kemiği metastazı başta yıpranmış omurga hastalıkları (fıtık, dar kanal vs) olmak üzere ağrıya ve sinir basısı bulgularına neden olan birçok omurga problemi ve osteoporoz (kemik erimesi) ile karışabiliyor. Bunun asıl sebebi hastalarda ortak şikayete neden olmaları. Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, bu nedenle özellikle kanser hastalarında ayrıntılı tanı yöntemlerine başvurmanın son derece önemli olduğunu vurguluyor.
ERKEN TANI YAŞAMSAL ÖNEME SAHİP!
Hastaların nadir olarak da metastazın kemiği zayıflatmasının yol açtığı omurga kırığıyla hekime başvurduklarına işaret eden Prof. Dr. Seyit Ali Gümüştaş, “Özellikle gecikmiş vakalarda, omurga kemiğindeki kırık nedeniyle ciddi çökmeye bağlı oluşan kemik parçalarının ya da ilerleyen tümörün omurilik basısı durumunda felç gibi ciddi tablolar gelişebiliyor. Omurgadaki kemik metastazına bağlı kırık gelişimi hastanın beklenen yaşam süresini ve günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkileyeceği için erken tanı ve tedavi yaşamsal önem taşıyor. Kırık gelişmeden yapılacak müdahale ameliyat riskini azaltacağı gibi hastanın gündelik yaşama dönüşünü hızlandırıyor ve ek cerrahi gereksinimini azaltıyor” diyor.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN