Deprem felaketinin ardından Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Çekmece Mahallesi’nde birçok ev ya tamamen yıkıldı ya da ağır hasar aldı.
Ali Durğun isimli yurttaşın dört katlı binasına ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri tarafından “az hasarlı” raporu verildi. Raporda, “az hasarlının” tanımı “Deprem nedeniyle binanın boyasında, sıvalarında ve duvarlarında oluşan ince çatlaklar ile duvarlardan düşen sıvaların olduğu binalardır. Binanın kullanılmasında bir sakınca yoktur” şeklinde açıklandı. Bunun üzerinde Durğun binası için binlerce lira harcadı, tadilat yaptı, depremde zarar gören tesisatı onardı. Ancak bir süre sonra Bakanlık, Durğun’un binasının da bulunduğu Çekmece Mahallesi’ni rezerv alan ilan etti.
Binanın kapısına yapıştırılan tebligatta, binanın 20 gün içerisinde boşaltılması istendi. Hatta binanın tahliye edilmemesi halinde kapıların zorla açtırılarak veya kırılarak, kolluk kuvvetinin de yardımıyla zorla tahliye edileceği ifade edildi.
BİN BİR ZORLUKLA ONARDIK
BirGün’e konuşan ve Bakanlığın uygulamasına tepki gösteren 61 yaşında Ali Durğun, “Yıkıcı depremde dört katlı binam az hasar aldı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden gelen yetkililer de bu yapıyı ‘az hasarlı’ olarak tanımladı. Bu binada çocuklarımla oturuyoruz. Bu binayı yapmak için varımızı yoğumuzu sattık. Dişimizden sakınarak tırnaklarımızla çalışarak başımızı sokacak bu evi bin bir güçlükle onardık. Depremden sonra bir süre çadırda kaldık. Ayrıca deprem anında evimizin damında bulunan güneş enerjisine ait büyük depo evimizin önünde bulunan arabamızın üstüne düştü. Bir buçuk yıl boyunca arabanın tamiri sürdü. Ben 61, eşim ise 56 yaşında ve kronik hastalıklarımız var” dedi.
‘OTURABİLİRSİNİZ’ DEMİŞLERDİ
“Yaptırdığımız analizler de evimizin taşıyıcı kolonlarının güçlü olduğunu, bu evde oturulabileceğini gösterdi” şeklinde konuşan Durğun sözlerini şöyle sürdürdü: “Zaten evimizi yaparken deprem yönetmeliğine uygun olarak malzemeden kısmayarak, gereğinden fazla demir, çimento vs. kullanarak yapmıştık. Depremden sonra da yıkılan duvarları inşa ettik, sıvalarımızı yeniledik, elektrik ve su tesisatındaki sorunları giderdik. Zarar gören mobilyalarımızı, ev eşyalarımızı da değiştirerek borç harç ile kalacak yerimiz olmadığından evimizi baştan sona yeniledik. Şimdi ise evimizin bulunduğu bölge rezerv alan edildi. Bizim binamızın kapısına 20 iş günü içerisinde evimizin tahliye edilmesi gerektiğini gösteren belgeyi astılar. Ben şimdi ne yapayım? Depremde çok şükür ölmedik, kurtulduk. Ancak şimdi stresten, sıkıntıdan önümüzü görmüyoruz. Moralimiz bozuk. Bu kadar eşyayı ailemi alıp nereye gideceğim? Bize kalacak yer de gösterilmiyor. Mağdur ediliyoruz. Bu evin depremden sonraki masrafları için dünyalar kadar borç alarak masraf yaptık. Kimse bize engel olmadı. Az hasarlı evlere girilebilir denildi. Yaşanan bu olaylardan sonra nefes alacak takatimiz, yemek yiyecek halimiz kalmadı. Yetkililer, sesimize kulak versin, evimizi yıkmasın.”
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN