Gelen sürekli zamlarla canımızın yandığı doğrudur.
Özellikle akaryakıt, doğalgaz ve elektrik fiyatlarına gelen aşırı zamlar dayanma gücünü aşacak seviyelere taşınmıştır.
Gıda fiyatlarındaki katlanarak artışlar mutfaklarda adeta yangınlar oluşturmuştur.
Elbette tüm bunlara olağanüstü sebepler sayılabilir ve vardır da…
Pandemi dersiniz, dünyadaki üretim arzı dersiniz, Rusya- Ukrayna savaşı dersiniz bunların hepsi de doğrudur ve gerçektir.
Ancak hiçbir gerçek ve gerekçe vatandaşların bütçesindeki yangını söndürmeye kâfi gelmemektedir. Hele oluşan sosyal adaletsizlikler, kimilerini yağ, bal içerisinde yaşatırken insanların çoğunluğunu ise sefalete mahkûm ediyorsa bunun gerekçesi hiç olamaz.
Sağlıklı bir vergi sistemiyle çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması bir adalet gereğidir. Magazin sayfaları halen birilerinin ultra lüks yaşantısını şu hallerde bile gözler önüne seriyorsa halkımız fedakârlık kimler için yapılıyor sorusunu sormakta haklı duruma geçer.
İşin bir yönü böyle…
Diğer yönü muhalefet partilerinin pespayeliği ve Tayyip düşmanlığı dışında hiçbir şey üretememeleri.
Hepsinin ortak paydası Tayyip Erdoğan gitsin, sonrası ne olursa olsun.
Geçen birbirine benzemeyen 6 parti bu düşünce etrafında oturdular ve 28 Şubat gibi herkesin aklına vesayet ve baskıyı anımsatan bir günde deklarasyon yayınladılar.
Yayınladıkları deklarasyonda sadra şifa bir şey aradım ama ne mümkün…
Halkın tek sorunu başkanlık sistemiymiş gibi oturup yeniden eskiye dönmenin ve parlamenter sisteme geçmenin çarelerini konuştular. Onun üzerine deklarasyonlar yayınladılar.
O bildiride yeni bir ekonomik model yok. Şu anki duruma alternatif gösterilecek bir çare yok. Sorunlara aranacak ve önerilecek çözümler yok.
Daha da ötesi bu ittifakın Ukrayna- Rusya savaşıyla ilgili bir görüşü bulunmuyor. Hiçbirinden bununla ilgili bir çözüm, bir görüş duyamıyoruz.
Libya konusunda ne düşünüyorlar, Suriye meselesinde mültecileri gerisin geriye göndermek (o da Uluslarası anlaşmalara aykırı) dışında ne söylüyorlar bilmiyoruz.
Savunma Sanayii konusunda CHP’nin söylemi olan “damadın oyuncakları” fikrine hep beraber katılıyorlar mı? Savunma Sanayii’nin geldiği şu noktadan geri tornistan düşünüyorlar mı?
Şu an tek hava savunma sistemimiz olan S-400 leri gerçekten geri iade edip hava savunmamızı dumura mı uğratmak niyetleri.
Yunanistan ile ilişkiler, AB ile uyum süreci, Azerbaycan/ Karabağ sorunu, Ermenistan meselesi, Afrika pazarları bunların hepsi muamma.
Ne düşünüyorlar, projeleri nedir, getirmek istedikleri yeni bir düşünce, yeni bir sistem var mıdır bilmiyoruz.
Örneğin CHP’nin “ortaçağ karanlığı” söylemi için diğer 5 parti ne diyor. 15 Temmuz darbe girişimi için yaptığı “kontrollü darbe” konuşmasına katılıyorlar mı? Fetö ve okulları için neler düşünüyorlar.
Ben muhalefet partilerinin söyleminden sadece iki şey anlıyorum. Tayyip Erdoğan gitsin, başkanlık sistemi bitsin.
Yani eski Türkiye yeniden gelsin, yeniden vesayetçi darbe günlerine dönelim. Zayıf bir iktidarla herkes hevesini alsın.
Ne yazık ki böyle bir dünya artık yok. Güzel bir deyim vardır. Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı…
Özellikle akaryakıt, doğalgaz ve elektrik fiyatlarına gelen aşırı zamlar dayanma gücünü aşacak seviyelere taşınmıştır.
Gıda fiyatlarındaki katlanarak artışlar mutfaklarda adeta yangınlar oluşturmuştur.
Elbette tüm bunlara olağanüstü sebepler sayılabilir ve vardır da…
Pandemi dersiniz, dünyadaki üretim arzı dersiniz, Rusya- Ukrayna savaşı dersiniz bunların hepsi de doğrudur ve gerçektir.
Ancak hiçbir gerçek ve gerekçe vatandaşların bütçesindeki yangını söndürmeye kâfi gelmemektedir. Hele oluşan sosyal adaletsizlikler, kimilerini yağ, bal içerisinde yaşatırken insanların çoğunluğunu ise sefalete mahkûm ediyorsa bunun gerekçesi hiç olamaz.
Sağlıklı bir vergi sistemiyle çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması bir adalet gereğidir. Magazin sayfaları halen birilerinin ultra lüks yaşantısını şu hallerde bile gözler önüne seriyorsa halkımız fedakârlık kimler için yapılıyor sorusunu sormakta haklı duruma geçer.
İşin bir yönü böyle…
Diğer yönü muhalefet partilerinin pespayeliği ve Tayyip düşmanlığı dışında hiçbir şey üretememeleri.
Hepsinin ortak paydası Tayyip Erdoğan gitsin, sonrası ne olursa olsun.
Geçen birbirine benzemeyen 6 parti bu düşünce etrafında oturdular ve 28 Şubat gibi herkesin aklına vesayet ve baskıyı anımsatan bir günde deklarasyon yayınladılar.
Yayınladıkları deklarasyonda sadra şifa bir şey aradım ama ne mümkün…
Halkın tek sorunu başkanlık sistemiymiş gibi oturup yeniden eskiye dönmenin ve parlamenter sisteme geçmenin çarelerini konuştular. Onun üzerine deklarasyonlar yayınladılar.
O bildiride yeni bir ekonomik model yok. Şu anki duruma alternatif gösterilecek bir çare yok. Sorunlara aranacak ve önerilecek çözümler yok.
Daha da ötesi bu ittifakın Ukrayna- Rusya savaşıyla ilgili bir görüşü bulunmuyor. Hiçbirinden bununla ilgili bir çözüm, bir görüş duyamıyoruz.
Libya konusunda ne düşünüyorlar, Suriye meselesinde mültecileri gerisin geriye göndermek (o da Uluslarası anlaşmalara aykırı) dışında ne söylüyorlar bilmiyoruz.
Savunma Sanayii konusunda CHP’nin söylemi olan “damadın oyuncakları” fikrine hep beraber katılıyorlar mı? Savunma Sanayii’nin geldiği şu noktadan geri tornistan düşünüyorlar mı?
Şu an tek hava savunma sistemimiz olan S-400 leri gerçekten geri iade edip hava savunmamızı dumura mı uğratmak niyetleri.
Yunanistan ile ilişkiler, AB ile uyum süreci, Azerbaycan/ Karabağ sorunu, Ermenistan meselesi, Afrika pazarları bunların hepsi muamma.
Ne düşünüyorlar, projeleri nedir, getirmek istedikleri yeni bir düşünce, yeni bir sistem var mıdır bilmiyoruz.
Örneğin CHP’nin “ortaçağ karanlığı” söylemi için diğer 5 parti ne diyor. 15 Temmuz darbe girişimi için yaptığı “kontrollü darbe” konuşmasına katılıyorlar mı? Fetö ve okulları için neler düşünüyorlar.
Ben muhalefet partilerinin söyleminden sadece iki şey anlıyorum. Tayyip Erdoğan gitsin, başkanlık sistemi bitsin.
Yani eski Türkiye yeniden gelsin, yeniden vesayetçi darbe günlerine dönelim. Zayıf bir iktidarla herkes hevesini alsın.
Ne yazık ki böyle bir dünya artık yok. Güzel bir deyim vardır. Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı…