Cebel-i Akra (Keldağ) (YAYLADAĞI) İnsanların var olduğu günden bu yana Yayladağı ile özdeşleşmezmiş kutsal bir dağ. Dağın zirvesinden 400 metre aşağılarda Denizgören köyü sınırları içinde, Bayındır mevkiinde Antakya’ şehrinden evvel (MÖ 300 yılından önce) MONTBLACE adında dünyanın en büyük üç şehirlerinden biri kurulmuş.
Kurulan bu şehrin civarında o kadar bağ, bahçe, dut ağaçları varmış ki dünyanın ilk şarapçılık ve ipekçilik pazarı burada kurulmuş. Bölgeyi fetheden Roma imparatoru Hadrianus güzelliğe ve manzaraya o kadar hayran olmuştur ki "Üç gündür, güneşin doğuşunu, ayın batışını seyretmekten uyku uyuyamıyorum." demiş ve Asi nehrinin Samandağ’ından denize dökülüşünü övmüştür. Şehirde Zeus Dorik tapınağı ve kiliseler inşa edilmiş. Ayrıca buraya 60 odalı bir hastanen inşa edilmiş.
Seleucus yeni bir kent kurmak ister. MONTBLACE’de bulunan Tanrılar tanrısı gök tanrısı “Zeus’un” kendisine mucize bir yol göstereceğine inanıyor. Bunun için tanrı Zeus’a bir kurbanını keser ve sualini sorar. O vakit mabet üzerinde bir kartal görülür. Kartal kurban etinden bir parça koparır ve havalanır. Takıp edilen kartal ağzındaki et parçasını Selvcia Pierre (Samandağı) deniz kenarına düşürtür. Deni,z kenarına şehir yapılamayacağı için buraya şehir yerine bir Liman yaptır (Elmin limanı sene İ.Ö. 300 yılı 23 Nisan ) İkinci bir kurban keser ve sualini tekrar sorar. Bir başka kartal kurbandan bir parça koparıp havalanır ve Habib Naccar dağı eteğine konar.( İ.Ö.300 Yılı 22 Mayısında Antioch) Seleucus bunu Zeus’un bir işareti olduğuna inanır ve şehrin temelini kartalın konduğu yere “MÖ 300 yılında” şehrin temelini atar. Bundan yola çıkarak, Montblace şehrinin Antakya şehrinden daha önce ku or.