https://youtu.be/dWYxYelUWEE
Geçtiğimiz aylar içerisinde kurulan Hatay Stratejik Araştırma ve Düşünce Derneği Hatay Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında hem derneklerini tanıttı hem de 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliğine ‘evet’ oyu vereceklerini açıkladılar. 11 Ocak 2017’de kurulan Hatay Stratejik Araştırma ve Düşünce Derneği kısa adı ile Hasad-Der’in başkanlığını Mehmet Yaşar Okay yaparken, logosu barış ve kardeşliği simgeliyor. Derneğinin amacı Hatay’ın tarihi, kültürel, siyasi ve daha birçok sorununa projeler yaparak stratejik araştırma ve düşüncenin toplum ve dünya olayları üzerindeki dönüştürücü etkisine önem vermek amacıyla kurulduğunu vurgulayan Başkan Okay, anayasa değişikliği referandumunda ‘evet’ oyu vereceklerini de belirtti.
Hatay Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan basın toplantısında 600 yıllık imparatorluk iktidarında 36 padişah ile yönetilirken, 90 yıllık bir devlet, Parlamenter sistemde 65. Başbakan ile yönetildiğini söyleyen Hasad-Der Başkanı Mehmet Yaşar Okay konuşmasını şöyle sürdürdü: 11 Şubat 2017 tarihinde kurulan derneğimizin Amacı; Hatay merkezli bölgesel ve küresel sorunlara eğilmek, zaman ve mekan derinlikli bir çerçeve sunmak. Hatay İlinin tarihi, kültürel, siyasi, hukuki, ekonomik, tarım, eğitim ve sosyolojik yapısı gibi sorunlara ve açılımlara yönelik çalışmalar, projeler yapmak bunları muhataplarına, ilgililerine ve kamuoyuna sunmak; stratejik araştırma ve düşüncenin toplum ve dünya olayları üzerindeki dönüştürücü etkisine önem vermek amacıyla kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu tarihten itibaren, dünya ölçeğinde ve bölgesinde güçlü bir devlet olmaması, gelişmesi ve kalkınmasının önüne geçilebilmesi adına, ülke yönetimindeki tüm erklerin birbiri ile çatışma ve kavga etmesi öngörülmüştü. Kuvvetler ayrılığı olarak tanımlanan sistem aslında, tüm erkler ve kuvvetlerin birbirleri ile bu milletin kalkınmaması ve bir daha dünya ölçeğinde küresel sisteme rakip olamaması için sürekli engellemeler olarak da tanımlanmıştı. Bir imparatorluk bakiyesi olarak kurulan bu devlete, 1.Dünya Savaşının galip devletleri tarafından bakiyesi olduğu, kendi vatandaşları bulunduğu devlet ve milletlerle irtibat kurması, ticaret dahi yapmasına küresel sistem izin vermemişti. Ne zaman ki tarihi ve kültürel bağlarımızı hatırlamaya başladık, Kültürel miraslarımızı gün yüzüne çıkarmak için girişimlerde bulunduk, Küresel güçler hemen bağırmaya ve kendi kurmuş oldukları terör örgütleri üzerinden bizlere mesajlar vermeye başladılar. Adama sormazlar mı? 10 binlerce km ötelerden senin ne işin var buralarda diye?
Yapılacak olan anayasa değişikliğine ‘evet’ oyu verilmesi gerektiğini savunan Hasad-Der Başkanı Mehmet Yaşar Okay, geçmiş dönemlerde ki darbelerle istikrarsızlıklar yaşandığını belirterek “bu ülkede iktidar olduğunu zanneden ve seçimle işbaşına gelen hiçbir siyasi iktidar muktedir olamadı. Bakiyesi olduğu imparatorluk 600 yıllık iktidarında 36 padişah ile yönetilirken, 90 yıllık bir devlet, Parlamenter sistemde 65.inci Başbakan ile yönetilmektedir. Bu şekilde mi kalıcı yatırımlar yapacaksınız? Bu yönetim şekli ile mi dünya ile rekabet edebileceksiniz? Sadece 12 Mart 1971- 12 Eylül 1980 tarihleri arasında 9 Hükümet görmüş bir millet ve devletiz. Her on yılda bir meydana gelen darbeler, muhtıralar, e-muhtıralar ve post modern darbeler de bu işlerin cabasıdır. Bir ülkede ekonomik istikrar ve kalkınmanın olabilmesi gerekir.1960-1983 ve 1993-2002 yılları arasındaki siyasi istikrarsızlığı hatırlayanlarımız vardır. Ekonomik olarak çekilen sıkıntıları ,her gece yatarken sabah nasıl bir siyasi ve ekonomik gündemle uyanacağımız noktasındaki endişelerimizi tekrar etmek suretiyle canımızın sıkılmasını istemem.
Bu ülkede siyaset; muktedir olmak için girişimlerde bulunmaktan hiçbir zaman çekinmedi. Seçimle işbaşına gelen, iktidar olup fakat muktedir olamayan siyaset, bürokratik oligarşinin de engellemelerinin yıllarca önüne geçememiştir. Devlet ve Millet olarak, dünya ile rekabet edebilmek ve gelişmiş ülkeler sınıfında olabilmek, bölgesel ve küresel güç adına, yönetim sistemimizden kaynaklı olan; zincirlerimizden, yüklerimizden ve engellerimizden kurtulmanın şimdi tam zamanıdır diye düşünüyor; ve Buradan kamuoyu önünde sormak istiyoruz;
Kırgın olabiliriz, küskün olabiliriz, iftiraya uğramış olabiliriz. Bütün bunlar kişiseldir. Oysa Türkiye’nin on yıldır, on beş yıldır yürüttüğü o ‘Acımasız Direniş’ kişisel değildir. Bu bir Ülke meselesi, Millet meselesi, tarih hesaplaşmasıdır. Haksızlığa uğramışsak bize düşen geri çekilmek küsmek değildir. Daha bir azimle daha bir coşkuyla mücadeleye devam etmektir. İnadına dik durmak, inadına Ülke için savaşmak, inadına bu ortak mücadeleye katkıda bulunmaktır. Akil siyasetçiler, partide görev alanlar, en çok kazananlar Nerede? Gözlerimizin aradığı insanlar neredesiniz? Bu iktidara güç verenler, omuz verenler Türkiye’nin tarih yapıcı siyasi eğilimleri içinde öne çıkanlar 16 Nisan Referandumunun neresindesiniz? Bu yüzden Ak Parti’nin öncü siyasetçilerine, kanaat önderlerine kadar herkesin bu seferberliğe hakkıyla katılması gerekiyor. Bu gün susanlar, yarın milletten yüz bulamazlar. Herkesin Aklını başına almaya, seferberliğe katılmaya, öne çıkmaya, sesini yükseltmeye davet ediyoruz. Kişisel kırgınlıklar mazeret değildir. Çok büyük bir mücadele vardır. Bu mücadele bütün hesapların üstündedir. En son 15 Temmuz’da işgali ve iç savaşı denediler, rezil oldular.15 Temmuz akşamı o acı saatler gece sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de siyasi geleceğini değiştiren Şehitler bir bir geçiyor gözlerimizin önünden. Yüz binlerce insanın sokaklara akması, tankları durdurması, göğüslerini siper etmesi geçiyor. Ama başaramadılar. Hiç bir zaman başaramayacaklar. Bu tarih dönüşü, yüzlerce yıl devam edecek. Türkiye, bu tür senaryoların anlamsızlaşacağı ‘kritik eşiği aşmaya’ çok yaklaştı.16 Nisan bu anlamda önemli adımlardan biri. Aşılacağına, Milletimizin büyük yürüyüşü devam ettireceğine inanıyor ve onun içinde 16 Nisanda yapılacak Referandum da Hasad-Der olarak yeni Anayasaya ve Ülkemizin geleceği için evet vereceğimizi kamuoyuyla paylaşmaya karar verdik. Güçlü bir Yürütme ve Cumhur Başkanlığı sistemi için yapılacak olan, Anayasa değişikliği referandum sürecinin ve referandum sonuçlarının şimdiden, bölgemize, ülkemize ve milletimize Hayırlı olmasını diliyoruz” dedi. (Haber-Foto: Gökhan AKLAN)
Geçtiğimiz aylar içerisinde kurulan Hatay Stratejik Araştırma ve Düşünce Derneği Hatay Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında hem derneklerini tanıttı hem de 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliğine ‘evet’ oyu vereceklerini açıkladılar. 11 Ocak 2017’de kurulan Hatay Stratejik Araştırma ve Düşünce Derneği kısa adı ile Hasad-Der’in başkanlığını Mehmet Yaşar Okay yaparken, logosu barış ve kardeşliği simgeliyor. Derneğinin amacı Hatay’ın tarihi, kültürel, siyasi ve daha birçok sorununa projeler yaparak stratejik araştırma ve düşüncenin toplum ve dünya olayları üzerindeki dönüştürücü etkisine önem vermek amacıyla kurulduğunu vurgulayan Başkan Okay, anayasa değişikliği referandumunda ‘evet’ oyu vereceklerini de belirtti.
Hatay Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan basın toplantısında 600 yıllık imparatorluk iktidarında 36 padişah ile yönetilirken, 90 yıllık bir devlet, Parlamenter sistemde 65. Başbakan ile yönetildiğini söyleyen Hasad-Der Başkanı Mehmet Yaşar Okay konuşmasını şöyle sürdürdü: 11 Şubat 2017 tarihinde kurulan derneğimizin Amacı; Hatay merkezli bölgesel ve küresel sorunlara eğilmek, zaman ve mekan derinlikli bir çerçeve sunmak. Hatay İlinin tarihi, kültürel, siyasi, hukuki, ekonomik, tarım, eğitim ve sosyolojik yapısı gibi sorunlara ve açılımlara yönelik çalışmalar, projeler yapmak bunları muhataplarına, ilgililerine ve kamuoyuna sunmak; stratejik araştırma ve düşüncenin toplum ve dünya olayları üzerindeki dönüştürücü etkisine önem vermek amacıyla kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu tarihten itibaren, dünya ölçeğinde ve bölgesinde güçlü bir devlet olmaması, gelişmesi ve kalkınmasının önüne geçilebilmesi adına, ülke yönetimindeki tüm erklerin birbiri ile çatışma ve kavga etmesi öngörülmüştü. Kuvvetler ayrılığı olarak tanımlanan sistem aslında, tüm erkler ve kuvvetlerin birbirleri ile bu milletin kalkınmaması ve bir daha dünya ölçeğinde küresel sisteme rakip olamaması için sürekli engellemeler olarak da tanımlanmıştı. Bir imparatorluk bakiyesi olarak kurulan bu devlete, 1.Dünya Savaşının galip devletleri tarafından bakiyesi olduğu, kendi vatandaşları bulunduğu devlet ve milletlerle irtibat kurması, ticaret dahi yapmasına küresel sistem izin vermemişti. Ne zaman ki tarihi ve kültürel bağlarımızı hatırlamaya başladık, Kültürel miraslarımızı gün yüzüne çıkarmak için girişimlerde bulunduk, Küresel güçler hemen bağırmaya ve kendi kurmuş oldukları terör örgütleri üzerinden bizlere mesajlar vermeye başladılar. Adama sormazlar mı? 10 binlerce km ötelerden senin ne işin var buralarda diye?
Yapılacak olan anayasa değişikliğine ‘evet’ oyu verilmesi gerektiğini savunan Hasad-Der Başkanı Mehmet Yaşar Okay, geçmiş dönemlerde ki darbelerle istikrarsızlıklar yaşandığını belirterek “bu ülkede iktidar olduğunu zanneden ve seçimle işbaşına gelen hiçbir siyasi iktidar muktedir olamadı. Bakiyesi olduğu imparatorluk 600 yıllık iktidarında 36 padişah ile yönetilirken, 90 yıllık bir devlet, Parlamenter sistemde 65.inci Başbakan ile yönetilmektedir. Bu şekilde mi kalıcı yatırımlar yapacaksınız? Bu yönetim şekli ile mi dünya ile rekabet edebileceksiniz? Sadece 12 Mart 1971- 12 Eylül 1980 tarihleri arasında 9 Hükümet görmüş bir millet ve devletiz. Her on yılda bir meydana gelen darbeler, muhtıralar, e-muhtıralar ve post modern darbeler de bu işlerin cabasıdır. Bir ülkede ekonomik istikrar ve kalkınmanın olabilmesi gerekir.1960-1983 ve 1993-2002 yılları arasındaki siyasi istikrarsızlığı hatırlayanlarımız vardır. Ekonomik olarak çekilen sıkıntıları ,her gece yatarken sabah nasıl bir siyasi ve ekonomik gündemle uyanacağımız noktasındaki endişelerimizi tekrar etmek suretiyle canımızın sıkılmasını istemem.
Bu ülkede siyaset; muktedir olmak için girişimlerde bulunmaktan hiçbir zaman çekinmedi. Seçimle işbaşına gelen, iktidar olup fakat muktedir olamayan siyaset, bürokratik oligarşinin de engellemelerinin yıllarca önüne geçememiştir. Devlet ve Millet olarak, dünya ile rekabet edebilmek ve gelişmiş ülkeler sınıfında olabilmek, bölgesel ve küresel güç adına, yönetim sistemimizden kaynaklı olan; zincirlerimizden, yüklerimizden ve engellerimizden kurtulmanın şimdi tam zamanıdır diye düşünüyor; ve Buradan kamuoyu önünde sormak istiyoruz;
Kırgın olabiliriz, küskün olabiliriz, iftiraya uğramış olabiliriz. Bütün bunlar kişiseldir. Oysa Türkiye’nin on yıldır, on beş yıldır yürüttüğü o ‘Acımasız Direniş’ kişisel değildir. Bu bir Ülke meselesi, Millet meselesi, tarih hesaplaşmasıdır. Haksızlığa uğramışsak bize düşen geri çekilmek küsmek değildir. Daha bir azimle daha bir coşkuyla mücadeleye devam etmektir. İnadına dik durmak, inadına Ülke için savaşmak, inadına bu ortak mücadeleye katkıda bulunmaktır. Akil siyasetçiler, partide görev alanlar, en çok kazananlar Nerede? Gözlerimizin aradığı insanlar neredesiniz? Bu iktidara güç verenler, omuz verenler Türkiye’nin tarih yapıcı siyasi eğilimleri içinde öne çıkanlar 16 Nisan Referandumunun neresindesiniz? Bu yüzden Ak Parti’nin öncü siyasetçilerine, kanaat önderlerine kadar herkesin bu seferberliğe hakkıyla katılması gerekiyor. Bu gün susanlar, yarın milletten yüz bulamazlar. Herkesin Aklını başına almaya, seferberliğe katılmaya, öne çıkmaya, sesini yükseltmeye davet ediyoruz. Kişisel kırgınlıklar mazeret değildir. Çok büyük bir mücadele vardır. Bu mücadele bütün hesapların üstündedir. En son 15 Temmuz’da işgali ve iç savaşı denediler, rezil oldular.15 Temmuz akşamı o acı saatler gece sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de siyasi geleceğini değiştiren Şehitler bir bir geçiyor gözlerimizin önünden. Yüz binlerce insanın sokaklara akması, tankları durdurması, göğüslerini siper etmesi geçiyor. Ama başaramadılar. Hiç bir zaman başaramayacaklar. Bu tarih dönüşü, yüzlerce yıl devam edecek. Türkiye, bu tür senaryoların anlamsızlaşacağı ‘kritik eşiği aşmaya’ çok yaklaştı.16 Nisan bu anlamda önemli adımlardan biri. Aşılacağına, Milletimizin büyük yürüyüşü devam ettireceğine inanıyor ve onun içinde 16 Nisanda yapılacak Referandum da Hasad-Der olarak yeni Anayasaya ve Ülkemizin geleceği için evet vereceğimizi kamuoyuyla paylaşmaya karar verdik. Güçlü bir Yürütme ve Cumhur Başkanlığı sistemi için yapılacak olan, Anayasa değişikliği referandum sürecinin ve referandum sonuçlarının şimdiden, bölgemize, ülkemize ve milletimize Hayırlı olmasını diliyoruz” dedi. (Haber-Foto: Gökhan AKLAN)