Antakya’dan 07.30 da Reyhanlı’ya hareket eden Kahraman süvari birliği öğle üzeri Reyhanlı’ya ulaşmıştır. Köprüden Reyhanlı geçerken Mursaloğlu Kemal Bey, Alay komutanı Kanadlı’nın önünü keserek ”Daha önce Türk ordusu Hatay’a girerse tek evladım olan kızım Necla’yı kurban edeceğime dair and içmiştim” der. Gelin gibi süslenmiş olan ve gözyaşları içinde kalmış kızın yanına gelen Kanadlı kızın gözyaşlarını sildikten sonra “Kurtuldun yavrum artık bundan sonra ağlamayacaksın ” diyerek onu teselli eder.
Saat 12’de askerlerimiz, Reyhanlı Türkmen akıncıları ve halk tarafından ”Yaşasın Atatürk, Yaşasın kahraman ordumuz” sesleri arasında Reyhanlı’ya girmiştir. Reyhanlı halkı tarihinin en heyecanlı gününü yaşar ve bayram şeklinde bu devam eder. Denebilir ki 8 Temmuz da Reyhanlı tarihin en parlak, heyecanlı bayramını yaşamıştır. Alay komutanı Kanadlı coşku ve çılgın sevinç içinde bulunan halka hitapta bulunmuştur.
Sevgili Hataylılar; Sizlere anavatandan selam getirdik. Ordumuzun ve Atatürk’ün sevgisini getirdik. Hani “ siz bize gelmezseniz bile, biz size geliriz” diye gönül vermiştiniz ya! İşte biz de; Kırk asırlık Türk yurdunun ecnebi elinde esir kalmasına razı gelmezdik. Ayrı düştük lakin vaz geçmedik. Huzura kavuşmak için yirmi yıl sabrettik. Âmâ ümidimizi hiç kaybetmedik. Çünkü söz vermiştik, biz size gelecektik. Ve bir sabah, Sömürge ve ihanetlere inadı aziz ecdat topraklarımız ve gönderdeki matemli ay yıldız sevdasına, sancağımızla ve kınalı kuzularımızla sizlere geldik. Şimdi al bayrak üzerinde ay ve yıldız olduk.
Saat 12’de askerlerimiz, Reyhanlı Türkmen akıncıları ve halk tarafından ”Yaşasın Atatürk, Yaşasın kahraman ordumuz” sesleri arasında Reyhanlı’ya girmiştir. Reyhanlı halkı tarihinin en heyecanlı gününü yaşar ve bayram şeklinde bu devam eder. Denebilir ki 8 Temmuz da Reyhanlı tarihin en parlak, heyecanlı bayramını yaşamıştır. Alay komutanı Kanadlı coşku ve çılgın sevinç içinde bulunan halka hitapta bulunmuştur.
Sevgili Hataylılar; Sizlere anavatandan selam getirdik. Ordumuzun ve Atatürk’ün sevgisini getirdik. Hani “ siz bize gelmezseniz bile, biz size geliriz” diye gönül vermiştiniz ya! İşte biz de; Kırk asırlık Türk yurdunun ecnebi elinde esir kalmasına razı gelmezdik. Ayrı düştük lakin vaz geçmedik. Huzura kavuşmak için yirmi yıl sabrettik. Âmâ ümidimizi hiç kaybetmedik. Çünkü söz vermiştik, biz size gelecektik. Ve bir sabah, Sömürge ve ihanetlere inadı aziz ecdat topraklarımız ve gönderdeki matemli ay yıldız sevdasına, sancağımızla ve kınalı kuzularımızla sizlere geldik. Şimdi al bayrak üzerinde ay ve yıldız olduk.