Herkes ilgisi ve merakı doğrultusunda bir şeyler paylaşıyor.
Bu arada herkesin bir profili oldu. Bu da aslında bizim yeni Dijital Kimliklerimiz.
Bu kimliklerimiz bizimle ilgili pek çok bilgi veriyor kurumlara ve kuruluşlara.
Zira bizi bu şekilde takip edebiliyorlar. Hatta neleri izlediğimize dair tüm bilgileri görüp, karşımıza ilgi alanımıza uygun sayfaları, ürünleri ve reklamları getirebiliyorlar.
Bu türden bir izleme satış yapan firmalar için çok önemli, hangi kitlenin ne ihtiyacı olduğunu, nelere ilgi duyduğunu gayet güzel belirleyip sunum yapabiliyorlar.
Kısaca sosyal paylaşım sitelerinde herkesin mutlu olduğu bir hayat var gibi görünüyor. Herkes mutlu çünkü herkes hem takip ediliyor, hem başkalarını takip ediyor.
İşin bu kısmı önemli. Zira bireyin gerçek hayatta yapmaktan çekindiği, ayıplanır korkusuyla yapamadığı pek çok şeyi yapma imkanı veriyor.
Örneğin topluluk önünde konuşmaktan çekinen bir birey, Facebook hesabında herkesin gördüğü ve paylaştığı bir fotoğrafa ya da makaleye yorum yazarak bir anda binlerce kişinin önünde okunan bir birey olabiliyor ve onlarla doğrudan yüz yüze gelmediği için utanıp kaygılanmasına yol açan bir duruma düşmüyor.
Bir kurumun yetkilisiyle, bir devlet görevlisiyle ya da hayranı olduğu bir sanatçıyla yan yana gelip konuşma imkanı bulmasının çok zor olduğu bir durumda, doğrudan kendisine mesaj yazabiliyor, isteğini iletip iletişime geçebiliyor.
Bu anlamda bakıldığında son yapılan araştırmalar sosyal medyanın ve paylaşım sitelerinin olumlu yönlerinin giderek arttığını gösteriyor. Bu, aslında sosyal medyayı kullanmayı öğrenmek ve doğru kullanmakla da yakından ilgili.
Bu arada herkesin bir profili oldu. Bu da aslında bizim yeni Dijital Kimliklerimiz.
Bu kimliklerimiz bizimle ilgili pek çok bilgi veriyor kurumlara ve kuruluşlara.
Zira bizi bu şekilde takip edebiliyorlar. Hatta neleri izlediğimize dair tüm bilgileri görüp, karşımıza ilgi alanımıza uygun sayfaları, ürünleri ve reklamları getirebiliyorlar.
Bu türden bir izleme satış yapan firmalar için çok önemli, hangi kitlenin ne ihtiyacı olduğunu, nelere ilgi duyduğunu gayet güzel belirleyip sunum yapabiliyorlar.
Kısaca sosyal paylaşım sitelerinde herkesin mutlu olduğu bir hayat var gibi görünüyor. Herkes mutlu çünkü herkes hem takip ediliyor, hem başkalarını takip ediyor.
İşin bu kısmı önemli. Zira bireyin gerçek hayatta yapmaktan çekindiği, ayıplanır korkusuyla yapamadığı pek çok şeyi yapma imkanı veriyor.
Örneğin topluluk önünde konuşmaktan çekinen bir birey, Facebook hesabında herkesin gördüğü ve paylaştığı bir fotoğrafa ya da makaleye yorum yazarak bir anda binlerce kişinin önünde okunan bir birey olabiliyor ve onlarla doğrudan yüz yüze gelmediği için utanıp kaygılanmasına yol açan bir duruma düşmüyor.
Bir kurumun yetkilisiyle, bir devlet görevlisiyle ya da hayranı olduğu bir sanatçıyla yan yana gelip konuşma imkanı bulmasının çok zor olduğu bir durumda, doğrudan kendisine mesaj yazabiliyor, isteğini iletip iletişime geçebiliyor.
Bu anlamda bakıldığında son yapılan araştırmalar sosyal medyanın ve paylaşım sitelerinin olumlu yönlerinin giderek arttığını gösteriyor. Bu, aslında sosyal medyayı kullanmayı öğrenmek ve doğru kullanmakla da yakından ilgili.