ALTER Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik Yönetici Ortağı Dide Özdikmen, “İklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık ve şehir sellerine karşı kentlerimizi daha dirençli hale getirmeliyiz” dedi.
Altyapı yatırımları, imar çalışmaları, şehirleşme, yeni sanayi alanları, ulaşım hizmetleri gibi konularda taşkın risklerinin önceden belirlenmesinin, taşkını önleme ve yönetme çalışmalarının yapılmasının önemi, son yaşanan şehir taşkınları ile bir kez daha anlaşılmıştır diyen Dide Özdikmen, yaptığı açıklamada “Taşkınlar, dünya genelinde en önemli afetlerden biri olarak kabul edilirken, Türkiye’de can ve mal kaybı açısından tüm afetler arasında ikinci sırada, meteorolojik afetler arasında birinci sırada yer alıyor.
Küresel iklim değişiklikleri nedeniyle Türkiye’de yer yer, kısa vadeli ancak yoğun gelen yağış miktarı sellere neden olmakta ve şehirlerde ciddi hasar yaratmaya başlamaktadır. ALTER Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik Yönetici Ortağı Dide Özdikmen, su yönetiminin daha iyi yapılmasının, taşkın olaylarını engellemese de, hasar riskini azaltarak vereceği zararın minimuma indirgenmesi konusunda oldukça etkili olduğunu ifade ediyor.
Altyapı yatırımları, imar çalışmaları, şehirleşme, yeni sanayi alanları, ulaşım hizmetleri ve benzeri konularda, taşkın risklerinin önceden belirlenmesinin, taşkını önleme ve yönetme çalışmaları yapılmasının önemi, son yaşanan şehir taşkınları ile bir kez daha anlaşılmıştır. Bu insanlık için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Devlet Su İşleri ve Su Yönetimi tarafından Master Planlar, Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı, Ulusal Su Planı, Havza Yönetim Planı, Havza Koruma Planı, Su Tahsis Planı, Kuraklık Eylem Planı, Havza Taşkın Eylem Planı, Taşkın koruma projeler gibi taşkın yönetimi ile ilgili birçok plan hazırlandı. İklim Kanunu ve Su Kanunu gibi yasa taslaklarının da yasalaşacağını ve böylece iklim değişikliğinin ortaya çıkaracağı riskleri azaltabileceğimizi düşünüyorum.
Taşkın riskleri değerlendirilirken, yol açabileceği tüm zararlar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kapsamda, taşkın bilgi sistemi, taşkın havzası veri tabanı ve memba-mansap ilişkisi göz önüne alınarak, yapısal ve yapısal olmayan tüm önlemler birlikte değerlendirilerek çalışmaların planlanması gerekmektedir. İyi koordine olmuş paydaşlarla taşkın öncesi, taşkın sırası ve taşkın sonrası işler daha iyi yönetilebilir ve taşkın zararları minimize edilebilir. Taşkınların insan sağlığı, çevre, kültürel miras, sosyal ve ekonomik faaliyet üzerindeki olumsuz etkilerinin birlikte dikkate alınarak azaltılması, taşkın yönetiminde kurumsal yetki ve sorumluluklar esas alınarak kuruluşların taşkın öncesi, taşkın esnası ve taşkın sonrasında koordineli bir şekilde birlikte çalışmasının sağlanması ve kamuoyunun bu konuda bilinç düzeyinin arttırılması gerekmektedir. Ayrıca finansal kaynakların daha verimli ve etkin kullanımının sağlanması ve taşkın yönetiminde sorumlu ve ilgili kurum ve kuruluşların net olarak belirlenmesi de faydalı olacaktır.” Dedi.
ABDULVAHİT GÜRASLAN