Gazetecilerin çatışma bölgelerinde nasıl davranacaklarını, tehlikeleri nasıl tanıyacaklarını ve güvenliği nasıl sağlayacaklarını öğrenmeleri gerektiğini belirten uzmanlar, tehlikeli durumlarla başa çıkma becerilerini edinebilecekleri mesleki eğitimlerden geçmelerinin şart olduğunu söylüyor. Savaş dönemlerinde tarafsız kalmanın herkes için zor olduğunu dolayısıyla gazetecilerin de bu konuda zorlanabildiğini dile getiren Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Savaş muhabirleri savaş ve çatışma durumlarında tarafsızlık ilkesini koruma konusunda sağlam bir temele sahip olmalılar.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, savaş bölgelerinde muhabirlik yapma konusunu değerlendirdi.
SAVAŞ MUHABİRLİĞİ İÇİN MESLEKİ EĞİTİM GEREKİYOR
Savaş muhabirlerinin can güvenliklerini tehdit eden olaylarla karşılaşabildiklerini ifade eden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Dolayısıyla çatışma bölgelerinde nasıl davranacaklarını, tehlikeleri nasıl tanıyacaklarını ve güvenliği nasıl sağlayacaklarını öğrenmeliler. Örneğin mayın tarlalarından kaçınma, ilk yardım, savaş ve çatışma bölgesinde güvenli bir şekilde hareket etme ve tehlikeli durumlarla başa çıkma becerilerini edinebilecekleri mesleki eğitimlerden geçmeleri şart.” dedi.
Savaş dönemlerinde tarafsız kalmanın herkes için zor olduğunu dolayısıyla gazetecilerin de bu konuda zorlanabildiğini dile getiren Atalay, şöyle devam etti “Savaş muhabirleri savaş ve çatışma durumlarında tarafsızlık ilkesini koruma konusunda sağlam bir temele sahip olmalılar. Savaşı körükleyen, şiddeti öven bir haber dili yerine barış gazeteciliği ilkeleriyle uyumlu olacak şekilde, savaşın taraflarını uzlaştırmaya, çatışmayı azaltmaya yarayacak bir söylem geliştirebilme konusunda donanımlı olmaları gerekiyor.
Savaş bölgelerine giden muhabirler, gittikleri bölgenin tarihini, kültürünü, dilini ve siyasi dinamiklerini anlayabilecek yetkinlikte olmalılar. Bölge halkıyla iyi iletişim kurmak ve onların perspektiflerini anlamak, yapılacak haberin doğru ve dengeli olması için önem arz ediyor. Savaş muhabirleri gitmeden önce bu konularda hazırlık yapmalı.”
SAVAŞ MUHABİRLERİ DE ASKERLER GİBİ ETKİLENİYOR
Öte yandan savaş bölgelerinde çalışmanın, muhabirler üzerinde ciddi psikolojik etkilere sahip olabileceğini de anlatan Atalay, “Yapılan araştırmalar savaş muhabirlerinin savaşan askerlerle eşit seviyede olumsuz etkilere maruz kaldığını gösteriyor. Bu nedenle, stresle başa çıkma, travma sonrası stres bozukluğu belirtilerini tanıma konusunda gazetecilere mutlaka eğitim verilmesi gerekiyor. Savaş muhabirleri ruhsal sağlıkları tehlikeye düştüğünde destek istemekten çekinmemeli, haber kuruluşları da bu destekleri çalışanlarından esirgememeli. Muhabirler, güvenliklerini sürekli gözden geçirmeli, riskleri önceden değerlendirmeli ve gerektiğinde haber yapma sürecini durdurmalı veya geri çekilmelidirler. Buna uymak kendi güvenliklerini ve ekibin güvenliğini sağlama açısından kritik önem taşıyor.” dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN