Mısır’da seçilmiş meşru hükümete karşı yapılan darbe neticesinde Rabia meydanında yaşanan vahşetin ve tarihi katliamın yıl dönümündeyiz.
2013 Temmuz’unda başlayarak günler-haftalar süren acı olaylarla ilgili şunu belirtmemiz gerekir ki, Rabia Meydanı’nda yaşananlar, dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Hepimiz canlı yayınlarla anbean, saniye saniye yaşanan her şeyi gördük.
Artık dünya, eski dünya değil. İçe kapalı, yayınların kesik olduğu, dünya ile bağlantısı olmayan dönemler geride kaldı. Bu nedenle Mısır’da yaşanan orantısız güç kullanımını kimse gizleyemedi. Belki de bilerek gözdağı niyetiyle öyle olmasını istediler.
Rabia Meydanı’nda yaşananları; dünyada hiçbir vicdan sahibi, insaf sahibi, akl-ı selim bir insanın tasvip etmesi, kabullenmesi mümkün değildir.
Üzerinden bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen yaşananlar, halen hafızalarda taze ve canlı olarak duruyor. Acılar dinmedi, açtığı yaraların sancıları katbekat artarak devam ediyor.
ULUSLARARASI BAĞIMSIZ MAHKEME DEVREYE GİRMELİ
Tüm dünya biliyor ki, Müslüman Kardeşler 100 yıllık geçmişiyle, şiddete başvurmamış, barışçıl eylemlerden yana olmuş, insanlara hep müspet katkılar sağlama gayreti içerisinde olmuş bir kuruluştur. Böylesi bir tavır içinde olan bu grup ve taraftarlarına karşı böyle bir katliam asla kabul edilemezdi.
Bugün Mısır darbesi, Mısır’ın sınırlarını aşmış, tüm Müslümanların hatta dünyanın ortak sorunu haline gelmiştir.
Bunun içinde Rabia katliamı ve bu süreçte yaşanan olaylar, mutlak surette uluslararası bağımsız yargı tarafından soruşturulmalı ve Mısır’da yeniden huzur ve güven ortamı tesis edilmelidir. Haksız zulümler ve idamlar durdurulmalıdır. Zira orada yaşananlar evrensel hukuk ilkelerine göre alenen suçtur. İçişlerini ilgilendiren bir durum olarak görülemez.
EMPERYALİST BATININ ÇİFTE STANDARTI VE GERÇEK YÜZÜ
Rabia olaylarının yıl dönümünde; ABD ve emperyalist batı dünyası her fırsatta demokrasi ve özgürlüklerden dem vururken, Mısır’da yaşananlara seyirci hatta destekçi olmasıyla gerçek yüzü de ortaya çıkmıştır.
Batı dünyasının ne kadar büyük çifte standart içerisinde olduğunu hepimiz yaşayarak gördük. Çünkü emperyalist batının sandıktan çıkan neticelere saygısı yok, işlerine nasıl geliyorsa ona göre tavır alıyorlar. Onlara göre en iyi ülke sömürebildikleri ülkedir. Zira emperyalist batının, demokrasi kılıfı ile insanlara sunulan halk iradesine saygısı yok.
Özgürlüğe, insanların bağımsız düşüncelerine saygısı yok ve hepsinden önemlisi emperyalist batı, yeri geldiğinde diktatörlerle de, cuntacılarla da iş birliği yapabilirmiş, katliama çanak tutabilirmiş, bunu da bir kez daha yaşayarak öğrendik.
EMPERYALİST BATININ DOSTU YOKTUR
Bu vesileyle belirtmek isteriz ki; İslam ülkelerinin yöneticileri, vatandaşları, İslami hareketleri ve Sivil Toplum Kuruluşları bilmeli ki; emperyalist batı bizim dünyamıza dost değildir ve asla dost olamaz. Onların sadece çıkarları ve çıkarlarına göre kullanabilecekleri, -işi bitince de deliğe süpürecekleri- işbirlikçileri ve maşa iktidarları vardır.
O yüzden rotamızı yeniden çizip, kimlerle dost olacağımızı, kimlerle iş birliği yapacağımızı, kimi kılavuz seçeceğimizi çok iyi bilmek zorundayız.
Bugün Rabia Meydanı’nda yaşananlara seyirci kalarak asla geleceğimizi inşa edemeyiz. Evet, önümüze bakmalıyız ama geçmişin de muhakkak sorgusunu, muhakemesini yapmak durumundayız.
İnanıyoruz ki Müslüman Kardeşler yöneticileri de yaşananları en iyi biçimde okumuşlardır ve geleceğe yönelik planlamalar yaparak tüm dünyadaki kitlelere en iyi mesajı vereceklerdir.
Bu vesileyle temenni ediyoruz ki, Rabia Meydanı’nda şehit düşen binler, geride bıraktığı yüzbinlerce acılı insanların yüreğine su serpilecek bir sevinci hep birlikte gelecek günlerde yaşarız.
Ve inanıyoruz ki şehitlerin kanı yerde kalmayacaktır. Yaşanan trajediler son bulacak ve Mısır; tarihinden, kültüründen, medeniyetinden aldığı güçle yeniden huzura kavuşacak ve İslam Medeniyetine ev sahipliği yapmaya devam edecektir.
2013 Temmuz’unda başlayarak günler-haftalar süren acı olaylarla ilgili şunu belirtmemiz gerekir ki, Rabia Meydanı’nda yaşananlar, dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Hepimiz canlı yayınlarla anbean, saniye saniye yaşanan her şeyi gördük.
Artık dünya, eski dünya değil. İçe kapalı, yayınların kesik olduğu, dünya ile bağlantısı olmayan dönemler geride kaldı. Bu nedenle Mısır’da yaşanan orantısız güç kullanımını kimse gizleyemedi. Belki de bilerek gözdağı niyetiyle öyle olmasını istediler.
Rabia Meydanı’nda yaşananları; dünyada hiçbir vicdan sahibi, insaf sahibi, akl-ı selim bir insanın tasvip etmesi, kabullenmesi mümkün değildir.
Üzerinden bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen yaşananlar, halen hafızalarda taze ve canlı olarak duruyor. Acılar dinmedi, açtığı yaraların sancıları katbekat artarak devam ediyor.
ULUSLARARASI BAĞIMSIZ MAHKEME DEVREYE GİRMELİ
Tüm dünya biliyor ki, Müslüman Kardeşler 100 yıllık geçmişiyle, şiddete başvurmamış, barışçıl eylemlerden yana olmuş, insanlara hep müspet katkılar sağlama gayreti içerisinde olmuş bir kuruluştur. Böylesi bir tavır içinde olan bu grup ve taraftarlarına karşı böyle bir katliam asla kabul edilemezdi.
Bugün Mısır darbesi, Mısır’ın sınırlarını aşmış, tüm Müslümanların hatta dünyanın ortak sorunu haline gelmiştir.
Bunun içinde Rabia katliamı ve bu süreçte yaşanan olaylar, mutlak surette uluslararası bağımsız yargı tarafından soruşturulmalı ve Mısır’da yeniden huzur ve güven ortamı tesis edilmelidir. Haksız zulümler ve idamlar durdurulmalıdır. Zira orada yaşananlar evrensel hukuk ilkelerine göre alenen suçtur. İçişlerini ilgilendiren bir durum olarak görülemez.
EMPERYALİST BATININ ÇİFTE STANDARTI VE GERÇEK YÜZÜ
Rabia olaylarının yıl dönümünde; ABD ve emperyalist batı dünyası her fırsatta demokrasi ve özgürlüklerden dem vururken, Mısır’da yaşananlara seyirci hatta destekçi olmasıyla gerçek yüzü de ortaya çıkmıştır.
Batı dünyasının ne kadar büyük çifte standart içerisinde olduğunu hepimiz yaşayarak gördük. Çünkü emperyalist batının sandıktan çıkan neticelere saygısı yok, işlerine nasıl geliyorsa ona göre tavır alıyorlar. Onlara göre en iyi ülke sömürebildikleri ülkedir. Zira emperyalist batının, demokrasi kılıfı ile insanlara sunulan halk iradesine saygısı yok.
Özgürlüğe, insanların bağımsız düşüncelerine saygısı yok ve hepsinden önemlisi emperyalist batı, yeri geldiğinde diktatörlerle de, cuntacılarla da iş birliği yapabilirmiş, katliama çanak tutabilirmiş, bunu da bir kez daha yaşayarak öğrendik.
EMPERYALİST BATININ DOSTU YOKTUR
Bu vesileyle belirtmek isteriz ki; İslam ülkelerinin yöneticileri, vatandaşları, İslami hareketleri ve Sivil Toplum Kuruluşları bilmeli ki; emperyalist batı bizim dünyamıza dost değildir ve asla dost olamaz. Onların sadece çıkarları ve çıkarlarına göre kullanabilecekleri, -işi bitince de deliğe süpürecekleri- işbirlikçileri ve maşa iktidarları vardır.
O yüzden rotamızı yeniden çizip, kimlerle dost olacağımızı, kimlerle iş birliği yapacağımızı, kimi kılavuz seçeceğimizi çok iyi bilmek zorundayız.
Bugün Rabia Meydanı’nda yaşananlara seyirci kalarak asla geleceğimizi inşa edemeyiz. Evet, önümüze bakmalıyız ama geçmişin de muhakkak sorgusunu, muhakemesini yapmak durumundayız.
İnanıyoruz ki Müslüman Kardeşler yöneticileri de yaşananları en iyi biçimde okumuşlardır ve geleceğe yönelik planlamalar yaparak tüm dünyadaki kitlelere en iyi mesajı vereceklerdir.
Bu vesileyle temenni ediyoruz ki, Rabia Meydanı’nda şehit düşen binler, geride bıraktığı yüzbinlerce acılı insanların yüreğine su serpilecek bir sevinci hep birlikte gelecek günlerde yaşarız.
Ve inanıyoruz ki şehitlerin kanı yerde kalmayacaktır. Yaşanan trajediler son bulacak ve Mısır; tarihinden, kültüründen, medeniyetinden aldığı güçle yeniden huzura kavuşacak ve İslam Medeniyetine ev sahipliği yapmaya devam edecektir.