Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmaya göre, okul hayatına erken başlayan çocukların dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisi alma ihtimali aynı sınıftaki kendilerinden daha büyük arkadaşlarına kıyasla yüzde 34 daha fazla.
Anaokulu öğretmeniniz çocuğunuzun okula hazır olduğunu söyleyebilir, ancak bu her zaman doğru olmayabilir. Zira zamanından önce okula başlamak, başarıyı düşürebiliyor hatta DEHB tanısı alma ihtimalini artırıyor. Bu risk, 8. sınıf sonuna kadar devam ediyor. İşte bu nedenle özellikle 6 yaşını doldurmamış çocukları okula göndermeden önce iki kez düşünmek gerekiyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı İpek Kuşçu Özücer, konuyla ilgili açıklamasında; “Bir çocuk 5 yaş 9 aylık okula başladığında DEHB tanısı alma ihtimali yükseliyor. Bu yüzde 100 değil tabii ki; mutlaka bu sorunları yaşayacak gibi bir durum söz konusu değil. Ama bu riski kendi elimizle artırıyoruz. Beyin gelişimi açısından birkaç ayın bile büyük farklar yaratabilir” dedi. Özücer, Yürütücü işlevler olarak adlandırılan planlama, organizasyon ve kendini kontrol etme becerilerinin 6-7 yaşlarında büyük değişkenlik gösterdiğini vurguluyor. "5-7 yaş döneminde çocukların gelişiminde ay farkları dahi ciddi fark yaratabiliyor. Bu daha çok yürütücü işlevlerle ilgili oluyor. Ama bu yürütücü işlevler; planlama, organizasyon, daha çok kendimizi frenleme ile ilgili işlevlerimiz. Yani elimizin kolumuzun hareketini frenleme, konuşulmayacak yerde ağzımızı frenleme, kurallara uyulması gereken yerde istediğimizi yapmamızın frenlenmesi gibi... Yaş büyüdükçe buradaki ay farkının önemi giderek kapanıyor. " Özücer, çocukların 72 ayını doldurmadan okula başlamasının bu bağlamda ekstra stres yüküne neden olabileceği, akademik başarı ile arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıyor. Özücer'e göre, özellikle ekim, kasım ve aralık aylarında doğan çocukların okula başlama yaşlarının ertelenmesi daha sağlıklı bir gelişim için önemli.
ANAOKULU VE İLKOKUL ARASINDAKİ FARKLILIKLAR
Ebeveynler çocuklarının anaokulunda gösterdikleri uyumu ilkokulda sürdürememesi konusunda şaşkınlık yaşayabiliyor. Oysa anaokulu daha serbest ve yapılandırılmamış bir ortam sunarken, ilkokul daha disiplinli ve yapılandırılmış bir eğitim gerektiriyor. Özücer, anaokulunda uyum gösteren çocukların ilkokulda oturma, kendini kontrol etme ve verilen görevleri tamamlama konusunda zorlanabileceğini ifade ediyor. "Örneğin, 5 yaş 9 aylık bir çocuk anaokulunda başarılı olabilirken, ilkokulda bu becerilerde yetersiz kalabiliyor" diyor. "5 yaş 9 ay olan bir çocukla 6 yaş 9 ayda başlayan bir çocuk aynı sınıfta olabiliyor. 5 yaş 9 aylık çocuk etkinliği söylenen sürede bitirmede, yazı yazmada, o anda yapmak istemeyeceği bir şeyi yapmakla ilgili motivasyonu bulmakta çok zorlanabiliyor. Aslında öğrenmesi, zekası, algılamasıyla ilgili bir problem olmamasına rağmen, sadece 5 yaş 9 ay olduğu için yaşayacağı zorluklar okul hayatını ekstra bir strese ekstra bir yüke dönüştürebiliyor." Özücer, çocukların yüklendiği bu ekstra stresin bazı semptomlarla kendini belli ettiğini söylüyor.
DEHB RİSKİ NEDEN ARTIYOR?
Harvard Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmada, çocukların okula başlama yaşının dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisi alma olasılığı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, okula erken başlayan çocukların, aynı sınıfta yer alan ve kendilerinden daha büyük olan yaşıtlarına göre DEHB teşhisi alma ihtimali yüzde 34 daha yüksek. Özücer bu riskin, 8. sınıfa kadar devam ettiğini anlatıyor.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU: DEHB
"Bir çocuk 5 yaş 9 aylık okula başladığında DEHB tanısı alma ihtimali yükseliyor. Bu yüzde 100 değil tabii ki; mutlaka bu sorunları yaşayacak gibi bir durum söz konusu değil. Ama bu riski kendi elimizle artırıyoruz. Çocuk bu riski alacak kadar semptom üretmese bile farklı semptomlar üretebilir." Bu durumun çocukların yaşlarına uygun olmayan bir eğitim ortamında bulunmalarından kaynaklandığını söyleyen Özücer, yaşıtlarına kıyasla ayca daha küçük olan bu çocukların, daha fazla çaba harcamak zorunda kaldığını anlatıyor. "Akşam ev yaşantısı daha zor olabilir. Çünkü okulda gün içerisinde uygun davranmak, kurallara uymak, söylenenleri yerine getirmek için 6 yaş 9 aylık bir çocuğun gösterdiği efordan çok daha büyük efor göstereceği için tahammülü daha tükenmiş olur. Duygusal tahammül haznesi daha çabuk boşalır. Okulda böyle zorluklar yokken evde çok dramatik bir farklılık yaşanabilir. 'Hafta içi akşamları çok zor geçiyor. Hep kendi istediği olsun istiyor' diyor bazen ebeveynler. Aslında bunlar da kronik strestir. Çocuğun o stresi daha iyi yönetebileceği, daha kolay yönetebileceği bir yaşta okula yollamak varken erken yollamak bu anlamlarda da dezavantajlı."
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN