Doğum şekli anne ve bebeğin sağlığının yanı sıra yaşam kalitesini de şekillendiren önemli bir karar.
Bir bebeğin dünyaya gelişi, anne adayının dokuz ay boyunca sabır, heyecan ve merakla geçirdiği uzun bir yolculuğun en unutulmaz anı. Her geçen gün büyüyen bir mucizeyi içinde taşıyan anneyi, bu süreçte bekleyen en önemli karar ise şüphesiz doğum şekli. Normal doğumda bebek, doğum kanalından geçerken akciğerlerdeki sıvılar sıkışarak atılıyor. Bu da akciğerlerin doğumdan sonra daha hızlı bir şekilde hava almasını sağlıyor. Böylece bebek bu süreçte daha az solunum problemi yaşıyor.
NORMAL DOĞUMDA İYİLEŞME SÜRECİ DAHA HIZLI
Normal doğumun hem anne hem de bebek için daha sağlıklı olduğu öteden beri uzmanlar tarafından sıkça dile getiriliyor. Prof. Dr. Büyükbayrak da bunu doğrulayarak, normal doğumun sezaryene kıyasla hem anne hem de bebek sağlığı açısından birçok avantajı olduğunu söylüyor ve şöyle sıralıyor: “Normal doğumda bebeğin dünyaya gelmesiyle ilgili cerrahi bir işlem yapılmıyor. Dolayısıyla iyileşme süreci daha hızlı. Anne, sezaryene kıyasla daha kısa bir süre içinde ayağa kalkabiliyor ve hastaneden daha erken taburcu olabiliyor. Normal doğum, sezaryen doğuma göre daha az komplikasyon riski taşıyor. Çünkü sezaryende yapılan cerrahi işlem enfeksiyon, kanama, organ yaralanması gibi sorunlara yol açabiliyor. Normal doğumda bu riskler daha düşük oluyor.”
ANESTEZİ İHTİYACI NORMAL DOĞUMDA DAHA SINIRLI
Anesteziye gerek duyulmaması da normal doğumun bir başka avantajı… Çünkü normal doğumda, anestezi ihtiyacı genellikle epidural veya lokal anestezi ile sınırlı. Oysaki sezaryende genel anestezi veya epidural anestezi gereksinimi daha yaygın. Bunun sonucunda ise hem iyileşme süreci uzuyor hem de anestezinden kaynaklı komplikasyonlar artıyor. Yine normal doğumda annenin vücudunun doğum sonrası doğal olarak hormon salgıladığını ifade eden Prof. Dr. Büyükbayrak, “Bu da doğum sonrasındaki kasılmaları ve rahmin eski haline dönmesini destekliyor. Sezaryende ise bu hormonal denge, cerrahi müdahaleden dolayı bazen daha zor sağlanabiliyor” diyor.
NORMAL DOĞUM BEBEĞİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİYOR
Anne ve bebeğin fiziksel temasının sağlanmasının, normal doğumda çok daha hızlı olduğuna da değinen Prof. Dr. Büyükbayrak bunun önemini, “Bu, anne-bebek bağını güçlendiriyor. Bebeğin daha erken emzirmeye başlanmasına ve anneden gelen bağışıklık desteklerini (özellikle kolostrum) almasına yardımcı oluyor” şeklinde ifade ediyor. “Normal doğumda bebek, doğum kanalından geçerken akciğerlerdeki sıvılar sıkışarak atılıyor. Bu da akciğerlerin doğumdan sonra daha hızlı bir şekilde hava almasını sağlıyor. Böylece bebek bu süreçte daha az solunum problemi yaşıyor. Sezaryende ise akciğerlerdeki sıvı doğal yollarla atılamayabiliyor. Bu da doğum sonrası bazı solunum problemleri görülmesine neden olabiliyor. Yine normal doğumda bebek doğum kanalından geçerken, annenin genital bölge mikroplarıyla temasa geçiyor. Bu, bebeğin bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor ve ilk savunma hattı olarak işlev görecek bazı yararlı bakterilerin bebeğin vücuduna geçmesine olanak sağlıyor. Sezaryenle doğan bebekler, bu tür mikroplarla temastan mahrum kalabiliyorlar ki bu da bağışıklık sisteminin erken gelişimini etkileyebiliyor.”
SEZARYEN NE ZAMAN TERCİH EDİLMELİ?
Her ne kadar normal doğum daha sağlıklı bir yöntemse de bazı durumlarda sezaryen kaçınılmaz oluyor. “Sezaryen, vajinal doğumda risklerin yüksek olduğu veya doğumun sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için cerrahi müdahale yapılması gereken durumlarda uygulanıyor” diyen Büyükbayrak, hangi durumlarda sezaryene başvurulduğunu şöyle anlatıyor: “Bebeğin baş yerine doğuma uygunsuz diğer vücut kısımlarıyla doğum kanalına girmesi bunun en önemli nedenlerinden biri… Bu gibi durumlarda normal doğum ya hiç gerçekleşemiyor ya da bebekte ciddi yaralanmalara sebep oluyor. İlerlemeyen doğum eylemi olduğunda yani yeterli kasılmalara rağmen rahim ağzı açılmıyorsa veya bebeğin doğum kanalından geçmesi çok uzun sürüyorsa da sezaryen yapılması gerekebiliyor. Doğum kanalında anatomik bir engel varlığında da (örneğin, kemik çatının dar olması, pelvik kitle varlığı) sezaryen doğum, bebeğin güvenli bir şekilde dünyaya gelmesini sağlıyor.”
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN