16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan partili cumhurbaşkanlığı referandumu ile ilgili Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın bu süreçte kafasının karışık olduğu gözleniyor.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yerel bir televizyon kanalında yaptığı açıklama da referandum ile ilgili şunları söyledi: "Olayı ne militarizme etmek, ne de siyasallaştırmak doğru? Türk toplumunun geleneklerinde istişare çok önemli. Tarihimizde vezirler, şeyhülislamlar, divanlar var. Bu da çoğunluğun vereceği kararın tek kişinin vereceği karardan daha doğru ve müspet sonuçlar doğuracağını gösteriyor. Olaya bu çerçeveden bakıyorum. Cumhuriyetle başlamamış demokrasiye adım atmak. Cumhuriyet öncesi başlamış. Bugün cumhuriyeti ve kazanımlarını nasıl daha iyi geliştiririz, kişisel hak ve özgürlükleri nasıl daha ileriye taşırız bunu tartışmamız gerekir." diyen Başkan Savaş, parlamenter sistemle devam edilmesi gerektiğini söyledi. Değişikliğin kişileştirilmeden irdelenmesi gerektiğini vurgulayan Savaş, sistem değişikliğine gitmek yerine parlamenter sistemin eksikliklerini belirleyip devam etmenin daha sağlıklı olduğunu ifade etti.
Gündeme taşınması gereken sistem değişikliğinden daha önemli konular olduğunu hatırlatan Başkan Savaş, birinci gündem maddesinin Türkiye ekonomisi olması gerektiğini ve bu gündem maddelerini sırasıyla dış politika ve işsizliğin izlemesi gerektiğini savundu. "15 Temmuz sürecinin ardından Türkiye’nin daha katılımcı, daha kucaklayıcı ve daha sevecen bir yönetim tarzına ihtiyacı var. Bu nedenle de parlamenter sistem geliştirilerek, Türkiye’nin önünü açacak şekilde dizayn edilmeli" diyen başkan Savaş, Hatay'ın sıkıntılarına da değindi.
Başkan Savaş, anayasa değişikliğini değerlendirdiği açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: Hatay’da çok büyük sıkıntılar var. Bunların başında ekonomi ve işsizlik geliyor. Hataylılar şu an evine ekmek götürme derdinde. Kimse önüne konulan sistemi düşünmüyor. Bilsek ki yeni sistem tüm bu dertlere deva olacak, tamam diyeceğiz. Ama işsizlik ya da sorunlara sistemlerin değişmesi değil, kişiler çözüm üretir. Yeni sistemle Hatay’da işsizlik mi bitecek? 500 bine yakın Suriyeli sığınmacı yurduna geri mi dönecek? Hayır, bir değişiklik olmayacak. Hatay’dan ‘Hayır’ çıkacağını düşünüyorum. Ama evet diyen de, hayır diyen de bizim insanımız. Herkesin kararına saygılı olacağız. Böyle zamanlardaki kutuplaşmalar her zaman tehlikeli olmuştur. Demokrasi çoğunluğun sesi demek. Hepimizden farklı sesler çıkmazsa, renksiz bir ülke haline geliriz. Önemli olan, fikirlerinden dolayı kimseyi ötekileştirmemek.
Bu kadar yetkiyi kime verirseniz verin, insanlar endişe duyar. Çünkü tek kişi bunca yetkiyi taşıyamaz. İnsanlar da bu yetkilerin doğru kullanılıp kullanılmayacağından emin olamaz. Bu konu Erdoğan meselesi değil. Tek kişinin değil, çoğunluğun sesinden yanayız. Düşünsenize yüksek yargıyı atayacaksınız, milletvekillerini belirleyeceksiniz, bakanları, rektörleri, valileri, belediye başkanlarını atayacaksınız. Buna zaman bile yetmez. Yeni sistem belediyecilik modeliyle çok benzetiliyor...
Ben bir yakınlık göremiyorum. Mesela bizlerde meclis denetimi var. Encümen ve komisyonlar var. Onlar izin vermezse hiçbir şey yapamazsınız. Bizi Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, Başbakanlık, Teftiş Kurulu ve Valiliğe varana kadar hepsi denetler. Sayıştay soruşturur, bizimle ilgili karar verir. Danıştay bizimle ilgili karar verir, yargılansın der. Getirilmek istenen sistem asla yerel yönetimlere benzemiyor. Bizi her türlü denetleyip, yargılayabiliyorlar.
"Dünyada en gelişmiş 20 ülkenin 19’u parlamenter sistemle, en az gelişmiş 20 ülkenin 19’u ise başkanlık sistemi ile yönetilmektedir” dedi.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yerel bir televizyon kanalında yaptığı açıklama da referandum ile ilgili şunları söyledi: "Olayı ne militarizme etmek, ne de siyasallaştırmak doğru? Türk toplumunun geleneklerinde istişare çok önemli. Tarihimizde vezirler, şeyhülislamlar, divanlar var. Bu da çoğunluğun vereceği kararın tek kişinin vereceği karardan daha doğru ve müspet sonuçlar doğuracağını gösteriyor. Olaya bu çerçeveden bakıyorum. Cumhuriyetle başlamamış demokrasiye adım atmak. Cumhuriyet öncesi başlamış. Bugün cumhuriyeti ve kazanımlarını nasıl daha iyi geliştiririz, kişisel hak ve özgürlükleri nasıl daha ileriye taşırız bunu tartışmamız gerekir." diyen Başkan Savaş, parlamenter sistemle devam edilmesi gerektiğini söyledi. Değişikliğin kişileştirilmeden irdelenmesi gerektiğini vurgulayan Savaş, sistem değişikliğine gitmek yerine parlamenter sistemin eksikliklerini belirleyip devam etmenin daha sağlıklı olduğunu ifade etti.
Gündeme taşınması gereken sistem değişikliğinden daha önemli konular olduğunu hatırlatan Başkan Savaş, birinci gündem maddesinin Türkiye ekonomisi olması gerektiğini ve bu gündem maddelerini sırasıyla dış politika ve işsizliğin izlemesi gerektiğini savundu. "15 Temmuz sürecinin ardından Türkiye’nin daha katılımcı, daha kucaklayıcı ve daha sevecen bir yönetim tarzına ihtiyacı var. Bu nedenle de parlamenter sistem geliştirilerek, Türkiye’nin önünü açacak şekilde dizayn edilmeli" diyen başkan Savaş, Hatay'ın sıkıntılarına da değindi.
Başkan Savaş, anayasa değişikliğini değerlendirdiği açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: Hatay’da çok büyük sıkıntılar var. Bunların başında ekonomi ve işsizlik geliyor. Hataylılar şu an evine ekmek götürme derdinde. Kimse önüne konulan sistemi düşünmüyor. Bilsek ki yeni sistem tüm bu dertlere deva olacak, tamam diyeceğiz. Ama işsizlik ya da sorunlara sistemlerin değişmesi değil, kişiler çözüm üretir. Yeni sistemle Hatay’da işsizlik mi bitecek? 500 bine yakın Suriyeli sığınmacı yurduna geri mi dönecek? Hayır, bir değişiklik olmayacak. Hatay’dan ‘Hayır’ çıkacağını düşünüyorum. Ama evet diyen de, hayır diyen de bizim insanımız. Herkesin kararına saygılı olacağız. Böyle zamanlardaki kutuplaşmalar her zaman tehlikeli olmuştur. Demokrasi çoğunluğun sesi demek. Hepimizden farklı sesler çıkmazsa, renksiz bir ülke haline geliriz. Önemli olan, fikirlerinden dolayı kimseyi ötekileştirmemek.
Bu kadar yetkiyi kime verirseniz verin, insanlar endişe duyar. Çünkü tek kişi bunca yetkiyi taşıyamaz. İnsanlar da bu yetkilerin doğru kullanılıp kullanılmayacağından emin olamaz. Bu konu Erdoğan meselesi değil. Tek kişinin değil, çoğunluğun sesinden yanayız. Düşünsenize yüksek yargıyı atayacaksınız, milletvekillerini belirleyeceksiniz, bakanları, rektörleri, valileri, belediye başkanlarını atayacaksınız. Buna zaman bile yetmez. Yeni sistem belediyecilik modeliyle çok benzetiliyor...
Ben bir yakınlık göremiyorum. Mesela bizlerde meclis denetimi var. Encümen ve komisyonlar var. Onlar izin vermezse hiçbir şey yapamazsınız. Bizi Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, Başbakanlık, Teftiş Kurulu ve Valiliğe varana kadar hepsi denetler. Sayıştay soruşturur, bizimle ilgili karar verir. Danıştay bizimle ilgili karar verir, yargılansın der. Getirilmek istenen sistem asla yerel yönetimlere benzemiyor. Bizi her türlü denetleyip, yargılayabiliyorlar.
"Dünyada en gelişmiş 20 ülkenin 19’u parlamenter sistemle, en az gelişmiş 20 ülkenin 19’u ise başkanlık sistemi ile yönetilmektedir” dedi.