Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye nüfusunun %70’inin deprem tehdidi altında olduğunu ve bunun te önleminin kentsel dönüşüm olduğunu belirtti.
Kurum açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Cennet vatanımızın en acı gerçeği, hiç şüphesiz depremdir. Çünkü bugün Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 66’sı, nüfusumuzun yüzde 70’i deprem tehlikesi altındadır. En son 6 Şubat 2023’te “Asrın Felaketi” ni yaşadık. Bu felaket, 14 milyon vatandaşımızı etkiledi, bölgedeki yapı stoğunun yaklaşık yüzde 40’ını yok etti. Bu büyük kaybın ülkemize maliyeti 104 milyar dolara; konut hasarının ekonomik maliyeti ise 57 milyar dolara ulaştı. Türkiye; tarihinin en ağır imtihanını yaşadı. Ama bu manzara karşısında tek bir an bile çaresizce beklemedi. Bunu deprem bölgesinde bizzat yaşadım, gördüm.
"DEPREM BÖLGESİNİ DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞANTİYE ALANI HÂLİNE GETİRDİK"
Depremin ilk haftalarıydı. İnşaat sektörümüzün tüm temsilcilerini Gaziantep’e davet ettim.
Orada, gerek ihtiyaç duyduğumuz inşaat malzemeleri gerekse de yüklenicilerle alakalı olarak; sabahlara kadar süren toplantılar yaptık. Bir masa etrafında toplandık ve hepimiz; şehirlerimizin bir an önce ayağa kalkması için çözüm aradık. Ben hemen her toplantıda sizlere sorular sormuştum. Ve cevaben hepiniz; “inşaat malzemesi sorunumuz olmaz. Çimento da yeter, beton da yeter, demir de yeter. Biz Allah’ın izniyle bu işleri devletimizle, milletimizle ele ele vererek yaparız” demiştiniz. Ve sizin bu özgüveniniz, bu gayretiniz bugün sahada kendini ispatladı. Deprem bölgesini dünyanın en büyük şantiye alanı hâline getirdik. Ben burada olan-olmayan tüm sektör temsilcilerimize, mimarlarımıza, mühendislerimize, işçilerimize; depremzede kardeşlerimiz adına çok teşekkür ediyorum.
"TÜRKİYE’DEN BAŞKA HİÇBİR DEVLET BU AFETİN ALTINDAN KALKAMAZDI"
11 ilimizde, 4 bin 333 köyümüzde, tam 174 ayrı alanda, 3 bin 481 şantiyede gece gündüz demeden çalışmaya devam ediyoruz. Toplamda 201 bin ev ve işyerini afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. İnşallah 2025 yılının sonuna kadar da söz verdiğimiz 453 bin sayısına ulaşacak, tüm depremzede kardeşlerimizi yuvalarına kavuşturacağız. İnanın, bu çalışmanın dünyada başka bir örneği daha yoktur. Türkiye’den başka hiçbir devlet, bu süre içerisinde böylesi büyük bir organizasyonu gerçekleştiremez, bu kadar konutu yapamaz, bu afetin altından kalkamazdı.
Bu gerçek ortadayken; bazı kesimler hala deprem bölgesine dair çalışmaları eleştirmek, devlet-millet el ele verdiğimiz bu gayreti gölgelemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz onlara; “siz bu eserlerin maketini bile yapamazsınız” deyince de kızıyorlar. Gerçekten yapamazlar.
Samimi söylüyorum, deprem bölgesine ne tek bir çivi çaktılar, ne de tek bir kardeşimizin yarasını sardılar. Milletimizin acısı üzerinden propoganda yapmaktan ve istismar siyasetinden başka bir şey yapmadılar. Hep belirttim, yine söylüyorum. Biz bugüne kadar; milletimizin en hassas konusu olan Asrın felaketini ve deprem bölgesini asla siyasi malzeme yapmadık, bundan sonra da kimseye malzeme yaptırmayacağız.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ"
Tabi biz bu acıları tekrar yaşamak istemiyoruz. Bunun için de kentsel dönüşümü bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız, 2012 yılında, “Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm” hedefini halkımıza beyan ettiler. O günden sonra, tam 3,7 milyon ev ve işyerimizi başarıyla dönüştürdük. Bir taraftan kentsel dönüşümle milyonlarca insanımızın can güvenliğini sağlarken; bir taraftan da insanımızın uygun şartlarda ev sahibi olmasını sağladık. Gerek sosyal konut projelerimizle gerekse yeni konut kampanyalarıyla; sektördeki büyümeyi ve istihdamı güçlendirdik. Bu noktada; 81 ilimizde, dile kolay, tam 1 milyon 481 bin sosyal konut inşa ettik. Halen, 312 bin sosyal konutun yapımına hızla devam ediyoruz. Bunlarla da sınırlı kalmayacak yeni sosyal konut kampanyamızı 81 ilimiz için bu yıl sonunda başlatacağız.”
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN