Kurban bayramının yaklaştığı günlerdeyiz. Bu günler dinî olarak çok ulvî olmasının yanında kurbanlık ve bayram hazırlığı telaşının da yaşandığı günler. Tatlıların, temizliklerin yapılması evlerde bayramın yaklaştığını hatırlatırken, dışarıda ise bazı mahallelerdeki kurbanlıkların kokuları bayram coşkusunu arttırmaktadır.
Eski yıllarda bu heyecanların içinde bir de kurban edilecek hayvanın evlerin bahçelerine getirilip beslenmesi vardı. Kurbanlıklar çoluk çocuk, büyük herkes tarafından beslenir, özenle bakılır, kına yakılarak süslenirdi. Yeni nesil için duydukları hatıralar olarak kalan bu adetler hayvanın kutsal bir amaç için kesilmesinden kaynaklanmaktadır. Zira o seçilmiş bir hayvandır ve Allah için kurban edilecektir. Kurbanı bakım ve besleme sırasında aile bireyleri ile kurban arasında bir bağ kurulurdu. Kurbanın manevi anlamına ulaşabilmek için bu bağ gereklidir. Çünkü kurbanda insanın kendisinden bir şeyi feda etmiş olma hissini(Hz. İbrahim’in hissettikleri) yaşaması önemlidir. Allah rızası için içinden bir şeylerin koptuğunu hissederek teslimiyetle kurbanını kesmelidir. Kurbanın hizmet ettiği asıl mana insanın içindeki bu duyguyu cevheri çıkarmaktır. Korku, acıma, ayrılma, hüzün duyguları arasından sıyrılıp Allah’a teslimiyet duygusuna yükselmek hedeflenir. Zaten kelime olarak da kurban yaklaşmak, yakınlaşmak anlamlarına gelmektedir.
Bu şekliyle yetişkinler için kurban kesme ibadeti ve bayram alışılmış bir telaşken, çocukların kurbandan, bayramdan ne anladıkları konuşulması gereken başlıklar arasındadır.
Bayram denildiğinde çocuk için önce, neşenin, sevincin bol olduğu ve paylaşıldığı akla gelir. Yeni yeni kıyafetler giyen çocuk büyüklerinden ilgi ve sevgi görür, bayram harçlıkları ile kendi parasına sahip olmanın özgürlüğünü yaşar. Gönlüne göre harcar. Bayramda harçlıklar gibi bayrama özgü diğer değerler de yetişkinlerce çocuklara aktarılmalıdır. Örneğin; sabah erken kalkmak, bayram namazına gitmek, bayram yemeği yemek, tanıdık, komşu, akraba ve arkadaşlarla bayramlaşmak, büyükleri, eşi, dostu ziyarete gitmek, küslükler varsa barışıp helalleşmek hem model olarak hem de çocuk teşvik edilerek paylaşılmalıdır.
Böylelikle çocuğun bayramla ilgili bilinci geliştirilirken bir diğer soru kurbanla nasıl muhatap olacağı bu konunun nasıl anlatılacağıdır.
Burada dikkat edilecek nokta çocuğun hangi gelişim döneminde olduğudur. Çocuk okul öncesi dönem dediğimiz yani 7 yaşına kadar olan dönemde ise henüz soyut düşünme yeteneği gelişmemiştir. Bu nedenle kurbanın kesilmesini ve ölümü kavraması zorlaşacaktır. Hatta sevdiklerine, kendine zarar gelmesi korkusu, uyku düzensizliği gibi bazı psikolojik sorunlar bile yaşanabilmektedir. Ayrıca eğer kurbanlıkla çok vakit geçirmiş onu sevmiş ve bağlılık geliştirmişse kayıp duygusuyla bir hüzün ve acı hissedebilir. İnatlaşarak kurban etinden yemek istemeyebilir, zorlanmamalıdır. Böyle bir durumda kurbanın paylaşım yönü ve etin sağlık için gerekli olduğu söylenebilir. Yine de açıklamalar çocuk için rahatlatıcı yeterli olmayacağından öncesinde dikkatli olunmalıdır. Bilhassa televizyondaki olur olmaz görüntülerden sakındırılmalıdır.
8-9 yaşlarından sonra kurban edilmenin ne olduğu, nasıl olduğu Hz. İbrahim’in kıssası ile izah edilebilir. Ancak çocuğun durumuna göre kurban kesimine şahit olmaması tercih edilmelidir. Hayvancılığın yaygın olduğu bazı kırsal bölgelerde çocuklar buna alışkınken, eti sadece buzdolabında gören bir çocuk için kesim sarsıcı olabilir. Şayet kesime şahit olmuşsa ya da olma ihtimali varsa hayvanın acı çekmediği, canının yanmadığı ve mutlu olduğu vurgulanmalıdır.
Ve özellikle kurban bayramı, işin sosyal boyutu üzerinde durularak anlatılmalıdır. Etin pahalı fakat sağlık için gerekli bir yiyecek olduğu, her zaman et alma imkânı olmayan insanların bu fırsata bayram sayesinde kavuştukları açıklanmalıdır. Paylaşma ve yardımlaşma kültürüne, birlik ve beraberlik duygularına vurgu yapılamalıdır.
Ortaokul çağında bir çocuk içinse bu vecibenin tüm boyutları ile bilinmesinde bir sakınca yoktur. Çocuk anne-babasının diğer ibadetlerini gördüğü gibi bu ibadetine de şahit olmalıdır ki, kendisi de bunu öğrensin ve hayatına katsın. Fakat hassas bir yapı söz konusu ise yaşı ne olursa olsun kesim anını görmemesi daha uygundur.
Genel olarak çocukla kurban bayramı konusunda konuşurken şu noktalara özen gösterilmelidir:
• Hangi yaşta olursa olsun kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Okul öncesi dönemdeki çocukların gerçeklik duygusu oluşmadığından kesimi gördüklerinde bunu oyun olarak deneme ihtimalleri olabilir.
• Çocuk üzülmüşse ‘erkekler ağlamaz’ ya da ‘boş ver’ diyerek duyguları geçiştirilmemelidir. Üzüntüsünü paylaşmasına fırsat vermeli ve dinlenilmelidir.
• Kurban konusunda çocuğun yaşına göre açıklama yapılmalıdır. Şimdi uyuyor, kaza oldu, zaten ölecekti gibi ifadelerden kaçınılmalıdır. Bu ifadeler çocuğun uykuyu ölüm gibi değerlendirmesine, her an bir kaza olması konusunda korku yaşamasına sebep olur.
• Çocukların yanında kurban kesimi ayrıntılı şekilde konuşulmamalıdır.
Çocuklarınıza ve kurbanlarınıza özen gösterdiğiniz hayırlı bir bayram dilerim.
Eski yıllarda bu heyecanların içinde bir de kurban edilecek hayvanın evlerin bahçelerine getirilip beslenmesi vardı. Kurbanlıklar çoluk çocuk, büyük herkes tarafından beslenir, özenle bakılır, kına yakılarak süslenirdi. Yeni nesil için duydukları hatıralar olarak kalan bu adetler hayvanın kutsal bir amaç için kesilmesinden kaynaklanmaktadır. Zira o seçilmiş bir hayvandır ve Allah için kurban edilecektir. Kurbanı bakım ve besleme sırasında aile bireyleri ile kurban arasında bir bağ kurulurdu. Kurbanın manevi anlamına ulaşabilmek için bu bağ gereklidir. Çünkü kurbanda insanın kendisinden bir şeyi feda etmiş olma hissini(Hz. İbrahim’in hissettikleri) yaşaması önemlidir. Allah rızası için içinden bir şeylerin koptuğunu hissederek teslimiyetle kurbanını kesmelidir. Kurbanın hizmet ettiği asıl mana insanın içindeki bu duyguyu cevheri çıkarmaktır. Korku, acıma, ayrılma, hüzün duyguları arasından sıyrılıp Allah’a teslimiyet duygusuna yükselmek hedeflenir. Zaten kelime olarak da kurban yaklaşmak, yakınlaşmak anlamlarına gelmektedir.
Bu şekliyle yetişkinler için kurban kesme ibadeti ve bayram alışılmış bir telaşken, çocukların kurbandan, bayramdan ne anladıkları konuşulması gereken başlıklar arasındadır.
Bayram denildiğinde çocuk için önce, neşenin, sevincin bol olduğu ve paylaşıldığı akla gelir. Yeni yeni kıyafetler giyen çocuk büyüklerinden ilgi ve sevgi görür, bayram harçlıkları ile kendi parasına sahip olmanın özgürlüğünü yaşar. Gönlüne göre harcar. Bayramda harçlıklar gibi bayrama özgü diğer değerler de yetişkinlerce çocuklara aktarılmalıdır. Örneğin; sabah erken kalkmak, bayram namazına gitmek, bayram yemeği yemek, tanıdık, komşu, akraba ve arkadaşlarla bayramlaşmak, büyükleri, eşi, dostu ziyarete gitmek, küslükler varsa barışıp helalleşmek hem model olarak hem de çocuk teşvik edilerek paylaşılmalıdır.
Böylelikle çocuğun bayramla ilgili bilinci geliştirilirken bir diğer soru kurbanla nasıl muhatap olacağı bu konunun nasıl anlatılacağıdır.
Burada dikkat edilecek nokta çocuğun hangi gelişim döneminde olduğudur. Çocuk okul öncesi dönem dediğimiz yani 7 yaşına kadar olan dönemde ise henüz soyut düşünme yeteneği gelişmemiştir. Bu nedenle kurbanın kesilmesini ve ölümü kavraması zorlaşacaktır. Hatta sevdiklerine, kendine zarar gelmesi korkusu, uyku düzensizliği gibi bazı psikolojik sorunlar bile yaşanabilmektedir. Ayrıca eğer kurbanlıkla çok vakit geçirmiş onu sevmiş ve bağlılık geliştirmişse kayıp duygusuyla bir hüzün ve acı hissedebilir. İnatlaşarak kurban etinden yemek istemeyebilir, zorlanmamalıdır. Böyle bir durumda kurbanın paylaşım yönü ve etin sağlık için gerekli olduğu söylenebilir. Yine de açıklamalar çocuk için rahatlatıcı yeterli olmayacağından öncesinde dikkatli olunmalıdır. Bilhassa televizyondaki olur olmaz görüntülerden sakındırılmalıdır.
8-9 yaşlarından sonra kurban edilmenin ne olduğu, nasıl olduğu Hz. İbrahim’in kıssası ile izah edilebilir. Ancak çocuğun durumuna göre kurban kesimine şahit olmaması tercih edilmelidir. Hayvancılığın yaygın olduğu bazı kırsal bölgelerde çocuklar buna alışkınken, eti sadece buzdolabında gören bir çocuk için kesim sarsıcı olabilir. Şayet kesime şahit olmuşsa ya da olma ihtimali varsa hayvanın acı çekmediği, canının yanmadığı ve mutlu olduğu vurgulanmalıdır.
Ve özellikle kurban bayramı, işin sosyal boyutu üzerinde durularak anlatılmalıdır. Etin pahalı fakat sağlık için gerekli bir yiyecek olduğu, her zaman et alma imkânı olmayan insanların bu fırsata bayram sayesinde kavuştukları açıklanmalıdır. Paylaşma ve yardımlaşma kültürüne, birlik ve beraberlik duygularına vurgu yapılamalıdır.
Ortaokul çağında bir çocuk içinse bu vecibenin tüm boyutları ile bilinmesinde bir sakınca yoktur. Çocuk anne-babasının diğer ibadetlerini gördüğü gibi bu ibadetine de şahit olmalıdır ki, kendisi de bunu öğrensin ve hayatına katsın. Fakat hassas bir yapı söz konusu ise yaşı ne olursa olsun kesim anını görmemesi daha uygundur.
Genel olarak çocukla kurban bayramı konusunda konuşurken şu noktalara özen gösterilmelidir:
• Hangi yaşta olursa olsun kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır. Okul öncesi dönemdeki çocukların gerçeklik duygusu oluşmadığından kesimi gördüklerinde bunu oyun olarak deneme ihtimalleri olabilir.
• Çocuk üzülmüşse ‘erkekler ağlamaz’ ya da ‘boş ver’ diyerek duyguları geçiştirilmemelidir. Üzüntüsünü paylaşmasına fırsat vermeli ve dinlenilmelidir.
• Kurban konusunda çocuğun yaşına göre açıklama yapılmalıdır. Şimdi uyuyor, kaza oldu, zaten ölecekti gibi ifadelerden kaçınılmalıdır. Bu ifadeler çocuğun uykuyu ölüm gibi değerlendirmesine, her an bir kaza olması konusunda korku yaşamasına sebep olur.
• Çocukların yanında kurban kesimi ayrıntılı şekilde konuşulmamalıdır.
Çocuklarınıza ve kurbanlarınıza özen gösterdiğiniz hayırlı bir bayram dilerim.