CHP Hatay Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Nermin Yıldırım Kara, 13 Kasım 2024'te Çanakkale Kaz Dağları'nda altın ve bakır madeni işletmek için orman katliamı yapan Cengiz Holding'e bağlı Truva Bakır Maden İşletmeleri şirketinin ağaç kestiği alanda CHP heyetiyle birlikte gerçekleştirdiği ziyaret sonrası yazılı basın açıklamasında bulundu.
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Cengiz Holding’e bağlı Truva Bakır Maden İşletmeleri şirketinin Kaz Dağları’nda ağaç kesimi gerçekleştirdiği Çanakkale’nin Bayramiç ilçesi Halilağa Köyü yakınlarındaki orman alanında direnen köylülere ve STK’lara destek ziyaretinde bulundu. Yaptığı açıklamada Kaz Dağları’nın ülkemiz için emsalsiz değerine vurgu yapan Yıldırım Kara “Kaz Dağları Anadolu’nun en değerli doğal hazinelerinden biri, binlerce yıllık tarihi mirasın ve antik kültürel zenginliğin koruyucusu, ülkemizin en önemli oksijen kaynaklarından biridir. Bu eşsiz bölgenin her bir ağacı, her bir karışı, bu topraklarda yaşamış ve yaşayacak olan herkes için bir emanettir. Bugün, bu emaneti korumak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğudur. Ancak ne yazık ki Kaz Dağları’nda yaşanan doğa katliamı bu eşsiz ekosistemi tehdit etmektedir,” ifadelerini kullandı.
Madencilik faaliyetine izin verilmesi sürecinde yaşanan usulsüzlüklere ve yaratacağı zararlara dikkat çeken Yıldırım Kara, “Cengiz Holding’e bağlı Truva Bakır Maden İşletmeleri, Bayramiç’te altın ve bakır madeni işletmek için milyonlarca ağacı kesmektedir. Üstelik bu orman katliamı, usulsüzce verilen işletme izinleri ve yargı süreci devam eden Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarıyla gerçekleşiyor. Bölgede genç yaşlı demeden ağaçlar yok edilmekte, canlı türleri zarar görmekte, ekosistem geri dönüşü olmayacak bir şekilde tahrip edilmektedir. Bizler bugün burada bu kıyıma dur demek, bu katliama karşı sesimizi yükseltmek için bir aradayız. Kaz Dağları, sermayeye kurban edilemeyecek kadar kıymetli bir insanlık mirasıdır. Bu orman katliamı, yalnızca doğamızı değil, burada asırlardır yaşayan köylülerimizin geçim kaynaklarını, su ve toprak kaynaklarını, yani yaşam alanlarını da tehdit etmektedir. Maden faaliyetleri nedeniyle kullanılacak kimyasallar toprağı ve suyu zehirleyecek; bu zehirlenmenin bedelini sadece biz değil, gelecekte bu topraklarda yaşam sürecek olan herkes ödeyecek. Tarım ve hayvancılık alanları zarar görecek, erozyon ve toprak kayması riski artacaktır. Kaz Dağları’nda yaşayan köylülerimiz yerinden yurdundan edilecek; bir avuç sermayedar daha da zenginleşirken, bu halkın geleceği yok edilecektir. Bu doğa katliamının sorumluları, halkımızın, geleceğimizin ve çocuklarımızın yaşam umudunu ellerinden alıyor,” dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN