Şeyh Ahmet Kuseyri, gittikleri yerlere, ilahi mesajı ulaştıran İslamın nurunu saçan bir aile mensubudur. Halveti tarikatı şeyhi olan abası Şeyh Abdurrahman (Abdo) veya Abdi, 1464 yılında küçük bir oba olan Zerbenü’ye (Zernova) gelmiş yerleşmiş ve Şeyh Ahmet Kuseyri,1470 Zerbenü’de doğmuştur. Arap yarımadasında bulunan Kuseyr kabilesinden olduğu, şeceresi iki cihan güneşi peygamber efendimizin amcası olan Hazreti Abbas’a kadar dayandığı rivayet edilir. Suriye Selçuklularındandır.
Gittiği yere ilahi mesajı ulaştıran İslam’ın nurunu saçan bir aileye mensuptur. Sırayla Emsile, Bina, Akaide, Tefsir, Fıkıh ve Farazi okudu. Bu özel eğitimde Gazali ve Muhiddin Arabî ile yakından ilgilenmiştir. Babası tarafından 1520 yılında Derviş Hasan'ın huzurunda halveti tarikatını temsil eden hırkasını giydirmiştir. Şafii mezhebinden olan Şeyh Ahmet, saray tarikattı olarak bilinen ve padişahların birçoğunun da mensup oldukları Halveti tarikatı mensubudur. Birçok öğrenci yetiştirdi, bunun içinde devrin âlimleri arasında "Kutubuz-zaman" olarak anıldı. 1517 yılında bölgeden Mısır seferine gönüllü olarak katıldı ve savaşta birçok mucizeler gösterdi.
Mısır seferi sonrası gösterdiği bu mucizelerden dolayı kendisine; Kuseyr mıntıkasının (Mantık atıl Kasrın) aşağı yukarı 95 köy civarında bir bölge vermiştir. Buranın geliri ile Osmanlı Ordusuna ait 500 Yeniçeri beslemişler. Devletin güvenliği için, Kuseyr mıntıkasına Mütesellim tayin edildi. Bu sure içinde birçok kerametler göstermiş ve Kanuni sultan Süleyman tarafından İstanbul’a davet edilmiştir. İstanbul’da Padişahla görüşmüş, divan sohbetlerinde bulunmuş, Padişah tarafından ona rütbeler ve nişanlar verilmiştir.
Şeyh Ahmet Kuseyri, ölünceye kadar, Şenköy ve çevresinde, Yollar, Mescitler, Köprüler, Çeşmeler yaptırmıştır. Genç yaşına rağmen birçok kerametlerde bulunmuştur. Yaptığı hizmetler karşılığında kendisine Antakya ve çevresinde araziler verilmiştir. İslam ahlakını yaymış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Halep’te ve Şam’da dersler ve vaazlar vermiştir. 1545 yılında HZ. Zekeriya camisinde verdiği vaaz ve hutbeler büyük ilgi görmüştür. Halep’te Ferhat Paşa ile görüşmüş, ahlak ve şahsiyetiyle büyük güven telkin etmiştir.
Babasının ölümünden 24 yıl sonra1549 yılında vefat eden şeyh Ahmet Kuseyri, Şenköyde bulunan türbede babasının yanına yatmaktadır. Şeyh Ahmet Kuseyri'nin türbesi sağlığında olduğu gibi, günümüz dede garipler, hastalar, yoksul ve yardıma muhtaç olanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Türbenin girişinde, bulunan kitabede "Bu makama her kim iltica ederse Allah’ın izniyle pişman olmazlar“ yazısı bulunmaktadır. Şeyh Ahmet Kuseyri ile ilgili çok sayıda rivayetler mevcuttur.
Derebeyleri, Zalimler, Zorbalar, imparatorlar, siyaset adamları, ağalar, beyler hatta devletlerin bile kum tanecikleri gibi savrulup kayboldukları ve unutuldukları günümüzde Şeyh Ahmet Kuseyri iyi ahlakı, ilim kariyeri, cömertliği adil ve kerim bir devlete sadakatle yapmış olduğu hizmetleriyle, aradan 500 yıl geçmiş olmasına rağmen halen yaşadığı dönemdeki gibi hatırlanmakta ona olan saygı ve sevgi tazeliğini korumaktadır.
Gittiği yere ilahi mesajı ulaştıran İslam’ın nurunu saçan bir aileye mensuptur. Sırayla Emsile, Bina, Akaide, Tefsir, Fıkıh ve Farazi okudu. Bu özel eğitimde Gazali ve Muhiddin Arabî ile yakından ilgilenmiştir. Babası tarafından 1520 yılında Derviş Hasan'ın huzurunda halveti tarikatını temsil eden hırkasını giydirmiştir. Şafii mezhebinden olan Şeyh Ahmet, saray tarikattı olarak bilinen ve padişahların birçoğunun da mensup oldukları Halveti tarikatı mensubudur. Birçok öğrenci yetiştirdi, bunun içinde devrin âlimleri arasında "Kutubuz-zaman" olarak anıldı. 1517 yılında bölgeden Mısır seferine gönüllü olarak katıldı ve savaşta birçok mucizeler gösterdi.
Mısır seferi sonrası gösterdiği bu mucizelerden dolayı kendisine; Kuseyr mıntıkasının (Mantık atıl Kasrın) aşağı yukarı 95 köy civarında bir bölge vermiştir. Buranın geliri ile Osmanlı Ordusuna ait 500 Yeniçeri beslemişler. Devletin güvenliği için, Kuseyr mıntıkasına Mütesellim tayin edildi. Bu sure içinde birçok kerametler göstermiş ve Kanuni sultan Süleyman tarafından İstanbul’a davet edilmiştir. İstanbul’da Padişahla görüşmüş, divan sohbetlerinde bulunmuş, Padişah tarafından ona rütbeler ve nişanlar verilmiştir.
Şeyh Ahmet Kuseyri, ölünceye kadar, Şenköy ve çevresinde, Yollar, Mescitler, Köprüler, Çeşmeler yaptırmıştır. Genç yaşına rağmen birçok kerametlerde bulunmuştur. Yaptığı hizmetler karşılığında kendisine Antakya ve çevresinde araziler verilmiştir. İslam ahlakını yaymış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Halep’te ve Şam’da dersler ve vaazlar vermiştir. 1545 yılında HZ. Zekeriya camisinde verdiği vaaz ve hutbeler büyük ilgi görmüştür. Halep’te Ferhat Paşa ile görüşmüş, ahlak ve şahsiyetiyle büyük güven telkin etmiştir.
Babasının ölümünden 24 yıl sonra1549 yılında vefat eden şeyh Ahmet Kuseyri, Şenköyde bulunan türbede babasının yanına yatmaktadır. Şeyh Ahmet Kuseyri'nin türbesi sağlığında olduğu gibi, günümüz dede garipler, hastalar, yoksul ve yardıma muhtaç olanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Türbenin girişinde, bulunan kitabede "Bu makama her kim iltica ederse Allah’ın izniyle pişman olmazlar“ yazısı bulunmaktadır. Şeyh Ahmet Kuseyri ile ilgili çok sayıda rivayetler mevcuttur.
Derebeyleri, Zalimler, Zorbalar, imparatorlar, siyaset adamları, ağalar, beyler hatta devletlerin bile kum tanecikleri gibi savrulup kayboldukları ve unutuldukları günümüzde Şeyh Ahmet Kuseyri iyi ahlakı, ilim kariyeri, cömertliği adil ve kerim bir devlete sadakatle yapmış olduğu hizmetleriyle, aradan 500 yıl geçmiş olmasına rağmen halen yaşadığı dönemdeki gibi hatırlanmakta ona olan saygı ve sevgi tazeliğini korumaktadır.