MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, ABD’nin İran’a yönelik gerçekleştirdiği ekonomik yaptırımlara ilişkin yazılı bir açıklama gerçekleştirdi
Kaan açıklamasında şunları kaydetti:MÜSİAD olarak; uluslararası yaptırımların hukuksal birer dayanağının olması, bu bağlamda orantılı olması ve insan haklarına zarar vermemesi gerektiğine inanıyoruz. Fakat üzülerek; Trump yönetiminin, uluslararası hukuku ve kamuoyunu dikkate almadan İran’a uyguladığı ambargonun, bölgede barış ve istikrarı tehlikeye attığını görüyoruz.
ABD’nin kendi çıkarları için yaptırımları dış politika aracı olarak kullanması,bölgede siyasi gerilimin artmasına yol açmakta; bölgede savaş kaynaklı yaşanan gelişmelerin sükûnete kavuşmasına engel teşkil etmektedir.
Bu gelişmelere karşın; ülkemizin ambargonun kapsamı dışında yer almasını, Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin daha üst seviyelere ulaşabilmesi adına çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz.
Son 10 yılda Türkiye ile İran arasındaki ticarette önemli bir aşama kat edilmesine karşın, ikili ticaret hacminin siyasi gelişmelerin gölgesinde kaldığını ve bu nedenle de potansiyelinin çok altında seyrettiğini ifade edebiliriz. Nitekim 2007 yılında 8 milyar dolar seviyesinde olan Türkiye-İran ikili ticaret hacmi; 2011 yılında 21,8 milyar dolar seviyesine kadar yükselmiş, 2017 yılında ise 10,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.
Bu amaca yönelik iki ülke arasındaki mevcut ticari ilişkilerin geliştirilerek enerji ticaretinin ötesine taşınması elzemdir. Ayrıca orta ve uzun vadede İran’da ekonomik aktivitenin ivme kazanması, sınır ticaretimizin gelişmesinde önemli bir rol oynayacak ve böylece bölgesel kalkınmaya da olumlu yansıyacaktır.
Kaan açıklamasında şunları kaydetti:MÜSİAD olarak; uluslararası yaptırımların hukuksal birer dayanağının olması, bu bağlamda orantılı olması ve insan haklarına zarar vermemesi gerektiğine inanıyoruz. Fakat üzülerek; Trump yönetiminin, uluslararası hukuku ve kamuoyunu dikkate almadan İran’a uyguladığı ambargonun, bölgede barış ve istikrarı tehlikeye attığını görüyoruz.
ABD’nin kendi çıkarları için yaptırımları dış politika aracı olarak kullanması,bölgede siyasi gerilimin artmasına yol açmakta; bölgede savaş kaynaklı yaşanan gelişmelerin sükûnete kavuşmasına engel teşkil etmektedir.
Bu gelişmelere karşın; ülkemizin ambargonun kapsamı dışında yer almasını, Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin daha üst seviyelere ulaşabilmesi adına çok önemli bir fırsat olarak görüyoruz.
Son 10 yılda Türkiye ile İran arasındaki ticarette önemli bir aşama kat edilmesine karşın, ikili ticaret hacminin siyasi gelişmelerin gölgesinde kaldığını ve bu nedenle de potansiyelinin çok altında seyrettiğini ifade edebiliriz. Nitekim 2007 yılında 8 milyar dolar seviyesinde olan Türkiye-İran ikili ticaret hacmi; 2011 yılında 21,8 milyar dolar seviyesine kadar yükselmiş, 2017 yılında ise 10,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir.
Bu amaca yönelik iki ülke arasındaki mevcut ticari ilişkilerin geliştirilerek enerji ticaretinin ötesine taşınması elzemdir. Ayrıca orta ve uzun vadede İran’da ekonomik aktivitenin ivme kazanması, sınır ticaretimizin gelişmesinde önemli bir rol oynayacak ve böylece bölgesel kalkınmaya da olumlu yansıyacaktır.