Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi.
Günümüzde ilişkiler, teknolojinin sunduğu iletişim imkanlarıyla her zamankinden daha esnek bir yapıya sahip gibi görünse de, bazı zorluklar zamana meydan okuyor.
Uzun mesafeli ilişkiler, çiftlerin okul, askerlik ya da iş gibi nedenlerle ayrı şehirlerde, hatta ülkelerde yaşamak zorunda kalmasıyla sıkça karşılaşılan bir durum diyen Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız, yaptığı açıklamada “Ancak bu ayrılıklar, sadece fiziksel bir mesafe değil, aynı zamanda duygusal bir uçurum yaratma potansiyeli taşıyor.
Peki, gerçekten “Gözden uzak olan gönülden de uzak olur” mu? bu soruya hem bilimsel hem de insani bir pencereden birlikte bakalım.
MESAFENİN PSİKOLOJİK YÜKLERİ
Uzun mesafeli ilişkiler, çiftlerin birbirine duyduğu güveni, sabrı ve bağlılığı test eden bir sınav niteliğindedir aslında. Araştırmalar, fiziksel yakınlığın insan ilişkilerinde duygusal bağı güçlendiren temel unsurlardan biri olduğunu gösteriyor. Birbirini düzenli olarak görememek, dokunamamak ya da aynı ortamı paylaşamamak, zamanla yalnızlık hissi, kıskançlık veya yanlış anlaşılmalar gibi duygusal zorlukları beraberinde getirebiliyor. Örneğin, askerlik nedeniyle partnerinden ayrı kalan bir birey, sevdiği kişinin günlük hayatındaki boşluğu doldurmaya çalışırken kendini çaresiz hissedebilir. Benzer şekilde, iş ya da eğitim için başka bir şehre giden biri, yeni çevresine adapte olmaya çalışırken ilişkisine yeterince vakit ayıramadığını fark edebilir.
İLETİŞİM: KURTARICI MI, YANILSAMA MI ?
Telefonlar, görüntülü aramalar ve mesajlaşma uygulamaları, mesafelerin yarattığı boşluğu doldurmak için güçlü birer araç. Ancak bu araçlar, yüz yüze iletişimin yerini tam anlamıyla tutamıyor. Tonlama, beden dili ve anlık tepkiler gibi unsurlar eksik kaldığında, çiftler arasında yanlış anlamalar artabiliyor. Birçok çifttin dile getirdiği bir yakınma şu: “Mesajda her şey yolunda görünüyor, ama içimde bir şeylerin koptuğunu hissediyorum.” Bu, teknolojinin mesafeyi kapatmaya yetmediğinin bir göstergesi diyebiliriz.
GÖZDEN UZAK OLAN GERÇEKTEN GÖNÜLDEN DE UZAK MIDIR ?
Bu cümle, uzun mesafeli ilişkilerin kaderi gibi görünse de, her çift için geçerli değil. İlişkinin temelinde güven, açık iletişim ve ortak hedefler varsa, mesafeler bir engel olmaktan çıkıp bir sınava dönüşebilir. Önemli olan, çiftlerin bu süreci nasıl yönettiği. Örneğin, ayrı şehirlerde yaşayan bir çift, düzenli olarak birbirine zaman ayırarak, gelecek planlarını canlı tutarak bu zorluğu aşabilir. Ancak, eğer ilişki zaten sallantıdaysa, mesafe bu çatlakları derinleştirebilir ve ayrılığa giden yolu hızlandırabilir.
PEKİ, ÇÖZÜM NEDİR ?
Uzun mesafeli ilişkilerde ayakta kalmak için bazı adımlar atmak mümkün. Duygularınızı ve beklentilerinizi net bir şekilde paylaşın. Belirli aralıklarla görüşmek, ilişkiye istikrar katar. Mesafeye rağmen sevgi göstermek için mektup yazmak, sürpriz hediyeler göndermek gibi dokunuşlar bağı güçlendirir. Bir gün aynı yerde buluşma planı, motivasyonu artırır.
Sonuç olarak, uzun mesafeler ilişkileri bitiren bir neden olmaktan çok, var olan dinamikleri ortaya seren bir aynadır. Eğer çiftler bu aynaya cesaretle bakar ve gerekli çabayı gösterirse, mesafeler sadece geçici bir engel olarak kalır. Unutmayın, aşk kilometrelerle değil, kalplerin birbirine olan yakınlığıyla ölçülür.'' dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN