Hatsu ne yapmaya çalışıyor anlayan beri gelsin!
Antakya kelimenin tam anlamıyla köstebek yuvasına döndü.
Bir çukura düşmeden geçilebilecek tek bir cadde kalmadı.
Sürücüler için araçlarla bir yerden bir yere ulaşmak tam bir işkence.
Hangi cadde ve sokak kapalı, hangi sokakta çalışma var anlayabilmek mümkün değil.
Neredeyse tüm cadde ve sokaklar iş makinalarıyla kapatılmış veya kontrollü geçişler yapılabilmekte.
Zaten ciddi bir trafik sorunu olan Antakya’mız tamamen kilitlenmiş bir şekle bürünmüş durumda.
Oraya buraya parketmiş araçlar da işin cabası. Saatlerce trafikte zaman kaybetmeniz işten bile değil.
Bir de çalışmaların başına komik bir tabela asılmış. Herhalde trafikte stres topuna dönüşmüş sürücüleri gülümsetmek için yazılmış.
“Fransa’dan sonra yapılan en büyük alt yapı çalışması”!!!
Güler misin, ağlar mısın!
Bundan 120 yıl önce yazılmış Victor Hugo’nun Sefiller romanını bir çoğunuz okumuşsunuzdur.
Okumayanlar en azından filmini seyretmiştir.
Roman Fransa’da yazıldığından o coğrafyada geçer. Orada yerin altında lağım tünellerinde geçen kaçış sahneleri vardır.
Yani Fransızlar bundan 120 yıl önce bile yerin altında alt yapı tünellerine sahiptir.
Avrupa’nın bir çok kentlerinde de durum farklı değildir. Su mazgallarının altında ayrı bir dünya yaşanır.
Şimdi bizler yarım metre çapında boru döşenirken dünyanın ikinci büyük projesi diye öğünüyoruz. Buna gülünmez de ne yapılır.
İşin diğer tarafı ise daha büyük fecaat…
Dün TOKİ civarında çalışma yapılırken doğalgaz borusu patlatıldı. Patlama esnasında çalışan işçilerin elinde yanan sigaralar olduğu söyleniyordu.
Yani işçilerin hayati tehlikesi bir yana, koca bir sitenin infilak etmesi işten bile değilmiş.
Sonra öğreniyorum ki bu olay vakayi adiyedenmiş. Hergün birkaç yerde doğalgaz boruları patlatılıyor, elektrik şebekeleri tahrip ediliyor, internet kabloları parçalanıyormuş.
Bunun için Tedaş, Aksagaz, Türktelekom ekıpleri gece gündüz demeden mesai yapıyor, bunların parçaladıklarını onarmaya çalışıyorlarmış.
Hergün oluşan elektrik, su, internet ve doğalgaz kesintilerinin ana sebebi bu tahribat olduğu söyleniyor.
Aman Allah’ım!!!
Fransadan sonra ikinci projenin gidişatı bu!..
Tam Türk usulü çalışma…
Yahu bu insanların ellerinde doğalgaz, elektrik, internet, su boruları planları yok mu?
Şayet var da yine bunlar yaşanıyorsa vay memleketin başına…
Şayet yok ta işler Genelmüdürüme emanet yürüyorsa vay memleketin başına…
Buradan söylüyorum bu kafayla çalışma yapılmaya devam edilirse herhangi bir can kaybı yaşanmadan bitirilirse adak adamak lazım. Yarın bir olay olduğunda kimse suçu Allah’a yükleyip takdiri İlahi diyerek sıyrılamaz.
Hiçbir şey yapamıyorsanız bari o komik tabelayı kaldırın da kimseyi güldürmeyin.
Antakya kelimenin tam anlamıyla köstebek yuvasına döndü.
Bir çukura düşmeden geçilebilecek tek bir cadde kalmadı.
Sürücüler için araçlarla bir yerden bir yere ulaşmak tam bir işkence.
Hangi cadde ve sokak kapalı, hangi sokakta çalışma var anlayabilmek mümkün değil.
Neredeyse tüm cadde ve sokaklar iş makinalarıyla kapatılmış veya kontrollü geçişler yapılabilmekte.
Zaten ciddi bir trafik sorunu olan Antakya’mız tamamen kilitlenmiş bir şekle bürünmüş durumda.
Oraya buraya parketmiş araçlar da işin cabası. Saatlerce trafikte zaman kaybetmeniz işten bile değil.
Bir de çalışmaların başına komik bir tabela asılmış. Herhalde trafikte stres topuna dönüşmüş sürücüleri gülümsetmek için yazılmış.
“Fransa’dan sonra yapılan en büyük alt yapı çalışması”!!!
Güler misin, ağlar mısın!
Bundan 120 yıl önce yazılmış Victor Hugo’nun Sefiller romanını bir çoğunuz okumuşsunuzdur.
Okumayanlar en azından filmini seyretmiştir.
Roman Fransa’da yazıldığından o coğrafyada geçer. Orada yerin altında lağım tünellerinde geçen kaçış sahneleri vardır.
Yani Fransızlar bundan 120 yıl önce bile yerin altında alt yapı tünellerine sahiptir.
Avrupa’nın bir çok kentlerinde de durum farklı değildir. Su mazgallarının altında ayrı bir dünya yaşanır.
Şimdi bizler yarım metre çapında boru döşenirken dünyanın ikinci büyük projesi diye öğünüyoruz. Buna gülünmez de ne yapılır.
İşin diğer tarafı ise daha büyük fecaat…
Dün TOKİ civarında çalışma yapılırken doğalgaz borusu patlatıldı. Patlama esnasında çalışan işçilerin elinde yanan sigaralar olduğu söyleniyordu.
Yani işçilerin hayati tehlikesi bir yana, koca bir sitenin infilak etmesi işten bile değilmiş.
Sonra öğreniyorum ki bu olay vakayi adiyedenmiş. Hergün birkaç yerde doğalgaz boruları patlatılıyor, elektrik şebekeleri tahrip ediliyor, internet kabloları parçalanıyormuş.
Bunun için Tedaş, Aksagaz, Türktelekom ekıpleri gece gündüz demeden mesai yapıyor, bunların parçaladıklarını onarmaya çalışıyorlarmış.
Hergün oluşan elektrik, su, internet ve doğalgaz kesintilerinin ana sebebi bu tahribat olduğu söyleniyor.
Aman Allah’ım!!!
Fransadan sonra ikinci projenin gidişatı bu!..
Tam Türk usulü çalışma…
Yahu bu insanların ellerinde doğalgaz, elektrik, internet, su boruları planları yok mu?
Şayet var da yine bunlar yaşanıyorsa vay memleketin başına…
Şayet yok ta işler Genelmüdürüme emanet yürüyorsa vay memleketin başına…
Buradan söylüyorum bu kafayla çalışma yapılmaya devam edilirse herhangi bir can kaybı yaşanmadan bitirilirse adak adamak lazım. Yarın bir olay olduğunda kimse suçu Allah’a yükleyip takdiri İlahi diyerek sıyrılamaz.
Hiçbir şey yapamıyorsanız bari o komik tabelayı kaldırın da kimseyi güldürmeyin.