Hataylı futbolcu Selçuk İnan’ın da adının karıştığı skandal dolandırıcılık davasında tutuklu eski Denizbank şube müdürü Seçil Erzan’ın da aralarında bulunduğu sanıklar ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Mahkemede ağlayan Erzan, Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) her hesabı incelemesini talep etti. Erzan ve altı ‘işbirlikçisi’ Galatasaray camiasından tanınmış isimlerin başını çektiği onlarca banka müşterisini bir ‘fon’ üzerinden yüksek getiri vaadiyle dolandırmakla suçlanıyor. İstanbul başsavcılığınca hazırlanan iddianamede Erzan’ın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ten toplam 216 yıla kadar hapsi istenmişti. Altı şüphelinin de üç yıldan 65 yıla kadar hapsi istenmişti. Ancak hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi. Erzan’ın 77 yıldan 252 yıla kadar hapsi talep ediliyor. Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ünse aynı suçlardan üç yılla 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor. İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine dördü tutuklu yedisi sanık 20 Kasım 2023’te hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu iki sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024’e ertelemişti.
TURAN, BELÖZOĞLU VE İNAN KATILMADI
İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz sanıklar Nazlı Can ve Asiye Öztürk katıldı. Duruşmaya ‘müşteki’ sıfatıyla katılması beklenen Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın mahkemeye mazeret dilekçesi gönderdikleri belirtildi. Tanık olarak dinlenilmesine karar verilen Nur Erkasap’ınsa ‘rapor’ sunduğu öğrenildi. Yunanistan ekibi Panathinaikos’un teknik direktörü Fatih Terim’in kızı Buse Terim Bahçekapılı, Mert Zeydanlı ve Terim Arıcansa duruşmaya ilk kez müşteki olarak geldi.
ERZAN’IN SAVUNMASI
Erzan savunmasına Kasım 2011’de Denizbank’ın Florya Şubesi’nde çalışmaya başladığını, Temmuz 2010 ile Kasım 2011 tarihleri arasında bir kişinin kendisine teslim ettiği 1 milyon lirayı kaybettiğini belirterek başladı. Kaybettiği parayı yerine koymak istediğini belirten Erzan, Çorlu’da inşaat işiyle uğraşan Metin Taş isimli ustanın, çalıştığı şubeye kredi çekmek amacıyla geldiğini, durumu ona anlattığını, Taş’ın da kendisine ‘faktoring’le yardımcı olabileceğini söylediğini anlattı ve şöyle devam etti: “Sistem, 100 bin liralık çek karşılığında 70 bin lirayı Usta, 30 bin lirayıysa benim almamla devam etti. Maliyetini bana ödettiriyordu. ‘Bana faktöring yap’ demedim, öyle bir talebim olmadı. Birkaç kez yaptı, daha sonra kötü niyetli olduğunu anladım. Erkek kardeşim adına kredi çektim. Babaannemden kalma Florya’da ev vardı, onu sattım. Kredinin taksitlerini ödedim. O kredi kullandı, ben onun ödemelerini yaptım. Bu yöntemle sistem içerisinde ben zarar ettim. Florya Şubesi’nde çalıştığım sırada mağdur olduğum için tanıştığım Atilla Baltaş’tan yardım istedim. Zararımın bir kısmını kurtarabildim ancak ana parayı geri alamadım. Sonra 2013’e kadar herhangi bir sorun yaşamadım.”
Söz konusu işlemlerin tamamının banka sistemi içerisinde olduğunu belirten Erzan, 2013’te müştekilerden kuzeni Tanın Yılmaz’ın Yalova’da 200 bin liralık gayrimenkulünü satıp vadeli mevduata yatırdığını, sonra bu 200 bin lirayı eşine alarak tekrar verdiğini, eşinin parayı ticari faaliyetinde kullandığını ve sonra bu 200 bin liranın 93 bin avro olarak kuzeninin eşinin yurt dışındaki şirketinden kendi hesabına geldiğini söyledi.
‘MASAK HERKESİN HESABINI İNCELESİN’
Erzan şöyle devam etti: “Bu yasal bir şeydi. Bu parayı Tanın o dönemde biriktirmek istiyordu, ben de değerlendiriyordum. Sistem içerisinde halka arzlara giriliyordu. Tanın zaman zaman o hesaptan para çekiyordu. Parayı bana verirken, normal mevduatın çok üzerinde kazanırken seviniyordum. Eşi Merve Yılmaz, 93 bin avronun üstüne para çekip verdi. Annesi ve babasının da üzerine para çekip verdi. Merve’nin amacı hem kazanmak hem de para biriktirmekti. 200 bin lira KGF fonundan kredi kullandı, 100 bin lirasını babası aldı.” “Tek amacının iyi bir banka müdürü olmaktı. İşim konusunda çok hırslıydım. Her şeyi işim olarak düşünüyordum” diyen Erzan, MASAK’ın herkesin hesaplarını incelemesini ve bahsedilen dönemde kendisine verilen paralardan hangi müştekinin ne kadar aldığının ortaya çıkarılmasını talep etti.
‘BANKA MÜDÜRÜ OLMASAYDIM BU İNSANLAR BANA PARA VERMEZDİ’
Müşteki Emre Çolak’ın kendisine teslim ettiği paranın yüzde 80’ini Fırat Özdemir’in aldığını da öne süren Erzan şöyle dedi: “Ben banka müdürü olmasaydım bu insanlar tabii ki bana para vermezdi. Seçil Erzan iyi bir bankacıydı, beni seviyorlardı, kiminin kardeşiydim kimilerinin iyi bankacısıydım. Nazlı da her şeye şahit. Lütfen her şeyi anlatsın, Ali de anlatsın. Emre Belözoğlu; çocuğun ne günahı var. Semih Kaya fazla fazla aldı.”
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN