Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Numan Bayazıt konu hakkında bilgiler verdi.
İnfertil kadınlarda sık rastlanan hastalıklardan ikisi myomlar ve endometriozistir. Myomlar 35 yaşın üstündeki her 4-5 kadından birinde, Endometriozis ise bebek sahibi olamayan her 3 kadından birinde görülür. Her ikisinin de neden kaynaklandığı tam olarak bilinmemektedir.
Myomlar rahmin kas tabakasından çıkan selim karakterli tümörlerdir. Çok büyümezlerse ya da herhangi bir rahatsızlığa neden olmuyorlarsa tedavi edilmeleri gerekmez. Senelik takipler yeterlidir.
En sık kanama, ağrı, kısırlık ve düşüklere neden olurlar. Tek tedavi yolu ameliyattır. Ancak ameliyatlar nadir de olsa rahime zarar verme potansiyeli taşırlar. Bu özellikle bebek sahibi olmayı planlayan kadınlar için önemlidir. Ameliyat kararı myomun yeri ve etkisine göre dikkatli bir değerlendirmeden sonra alınır.
Myomları bulundukları yere göre 3 gruba ayırmamız etkilerini daha iyi anlamamızı sağlar. Rahim iç boşluğunda olanlar (Submükoz), rahimin dışına doğru büyüyenler (Subseröz), rahimin kas tabakasının içinde yani duvarında yerleşmiş olanlar (İntramural). Submükoz myomlar büyük de olsa küçük de olsa hemen her zaman sorun çıkarır ve ameliyat zorunlu hale gelir. Subserözler genellikle sorun çıkarmaz ve nadiren ameliyat edilmeleri gerekir. İntramural olanların sorun çıkarma potansiyeli ise büyüklüğü ve rahim boşluğuna yakınlığına göre değişir. Bu nedenle doktorları ameliyatla ilgili fayda/zarar değerlendirmesinde en zorlayan grup bunlardır.
Kısırlık söz konusu olduğunda myom rahim boşluğuna doğru büyümüş ise ameliyat zorunludur. Çünkü bebeğin tam buraya yerleşmesi gerekir. Neyse ki bu ameliyatlar histeroskopi ile gerçekleştirilebilir. Bu yöntemde yapışıklık riski yok denecek kadar azdır. Ayrıca karında bir kesi yapmadan günübirlik operasyonla gerçekleştirilebilme avantajı vardır.
Rahim dışına büyüyen myomlarda da karar vermek zor değildir. Çünkü hem şikayet yaratmaz hem de ameliyat gerekli olsa bile rahime zarar verme olasılığı yoktur.
Doktorları karar almakta en çok zorlayan rahimin kas takasında yani duvarının içinde büyüyen ve rahim içine bası yapan myomlardır. Başka şikayeti olmayan, kısırlık sorunu yaşayan bir kadında tüp bebek veya benzeri bir tedaviden önce böyle bir myoma rastlanırsa ne yapılmalıdır? Bir yanda gereksiz bir operasyon ve olası komplikasyonlardan kaçınmayı diğer yanda myomun gebeliğin oluşması ve devamında yaratacağı olumsuzlukları dikkatlice değerlendirmek gerekir. Myomun büyüklüğüne, endometrium yani rahim iç zarına ne kadar bası yaptığına, daha önce başarısız tüp bebek denemeleri ve düşükleri olup olmadığına göre fayda/zarar değerlendirilmesi yapılarak karar verilir.
Endometriozis rahim içini döşeyen ve bebeğin yerleştiği çok özel bir doku tabakası olan endometriumun doğal yeri dışında bir yere yayılması ve burada üremesi demektir. Vücutta hemen her yerde görülebilmektedir. Bu yayılmanın nasıl olabildiği, çok sayıda teori olmasına karşın, tam olarak bilinmemektedir.
En sık rastlandığı yerler yumurtalıklar, rahim kanalları sonra da bağırsak, idrar kesesi gibi komşu organlardır. Rahimin kas tabakası içine yerleşmesi ise “Adenomyozis” olarak adlandırılır.
Hastaların doktorlara başvurma nedenleri genellikle kasık ağrısı, adet sancısı, ilişkide ağrıdır. Bazen de bebek sahibi olamadıkları için başvururlar. Endometriozis ve Adenomyozis rahim kanal ve duvarlarının doğal yapısını bozabilir.
Bebek sahibi olmak için başvuran endometriozisli bir kadında öncelikle hastalığın tüplere ve yumurta sayısına etkisi olup olmadığı değerlendirilmelidir. Tüplerin durumunu ortaya koymak için Rahim Filmi (HSG) çekilir. Yumurta sayısı ise adet başında yumurtalıklardaki küçük foliküllerin sayılması ve AMH testi ile yapılır.
Op.Dr.Numan Bayazıt,'' Tüplerde kapanma söz konusu ise tedaviye Tüp Bebekle devam edilir. İleri yaş ve azalmış yumurtalık sayısı varsa Tüp Bebek gene ilk tercihtir. Çift genç ise, kanallar açık, infertilite süresi kısa, sperm sayımı normalse Aşılama (IUI) denenebilir.'' dedi.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN