İskenderun Teknik Üniversitesi, önemli bir toplantıya daha ev sahipliği yaptı.Türkiye Ulusal Ajansı işbirliği ile “Erasmus+ Ana Eylem 1-2-3 Bilgilendirme Bölge Toplantısı” İSTE Barbaros Hayrettin Konferans salonunda gerçekleştirildi.
İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen toplantıya çevre üniversitelerden akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşlarından temsilciler, uzmanlar ile öğrencilerden oluşan geniş bir dinleyici kitlesi katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılışında İSTE Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarı öğretim görevlileri ve öğrencileri müzik dinletisi sundu.
Toplantının açılış konuşmasında; Avrupa’nın en büyük ajanslarından biri olan Türkiye Ulusal Ajansı’nın yükseköğretim ekosistemi için önemine değinen ve “Biz de yeni kurulan bir üniversite olarak Erasmus+ programlarını önemsiyor ve Türkiye Ulusal Ajansı ile güçlü bir ilişki kurmak istiyoruz” diyen Rektör Prof. Dr. Türkay Dereli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçmiş dönemlerde proje açlığı vardı. Ne yazsan kabul ediliyordu, proje oluyordu. Şimdi ise binlerce proje arasından en iyileri seçiliyor, çünkü o proje açlığı bitti, rekabet arttı. Şimdi, Avrupa Birliği (AB) projelerinde de nitelik ve kalite ön plana çıktı. Erasmus+ projelerini önemsiyoruz. Çünkü artık, öğrenciler ve aileleri tercih yaparken, Üniversitelerin Erasmus+ vb. proje performanslarını, verilerini ve yeteneklerini önemli bir ölçüt olarak sorguluyorlar. Bu bilinç ile, çok önem verdiğimiz gençliğimizin AB projelerinden en etkin şekilde faydalanmasını arzu ediyoruz. Yeni dünya düzeninin yeniden şekillendiği şu günlerde, özellikle bu konuya önem vermemiz gerekiyor ve gençlerimizin kendilerini çok iyi bir noktada konumlandırması gerekiyor”.
Türkiye Ulusal Ajans Başkanı Mesut Kamiloğlu ise konuşmasına, programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek başladı. Mesut Kamiloğlu Türkiye Ulusal Ajansı olarak 2004 yılından bu yana AB’ye tam üye ülke seviyesinde programlardan faydalanıldığını ifade ederek, temeli 1982 yıllarına dayanan ve Yükseköğretim Öğrenci Hareketliliğini de kapsayan Erasmus’un 2014 yılından itibaren Erasmus+ olarak adlandırıldığını ve çok daha geniş bir kitleye hitap ettiğini kaydetti. erasmus ve yükseköğretim kapsamındaki gençlik programlarındaki fon imkânlarının kaynakların sınırlı olmasından dolayı proje sürecinden geçtiğini belirten Kamiloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Biz 2004’ten bu yana faaliyette olan bir kuruluşuz, bu güne kadar 110 bin proje başvurusu aldık. 28 bin projeye 900 Milyon Avronun üzerinde bir kaynak aktardık. 2017 yılı sonuna kadar 450 bin vatandaşımızın Avrupa’da eğitim almış, staj görmüş veya gönüllü bir programa katılmış olmasını arzu ediyoruz. Şu ana kadar 400 bini geçmiş durumdayız, yıl sonuna kadar da 450 bin hedefine ulaşmayı düşünüyoruz. Türkiye Ulusal Ajansı olarak yılda 10 bin proje ile; finansman bakımından ilk 5’te, proje başvurusu bakımından ilk sıradayız. Avrupa Birliği (AB) Gençlik programları birbirinden öğrenmeyi öğretiyor. Bize benzemeyen insanlardan bir şeyler öğrenmeyi öğretiyor. Farklı coğrafyalardan kültürlerden farklı okullardan gelen insanların bir arada çalıştığı bir süreç... Erasmus+ altındaki faaliyetlerin çok büyük bir kısmı bize benzemeyen insanlarla ortak bir şeyler yapabilme ve bundan bir şey öğrenebilme üzerine kurgulanmıştır”. 2009’da yaşanan küresel ekonomik krizin Erasmus+’ın geleceğini şekillendirdiğini vurgulayan Mesut Kamiloğlu, artan genç işsiz nüfus oranıyla birlikte yükseköğretimden sonraki hayatın da sorgulandığını söyledi. Üniversiteden mezun olan kitlenin iş dünyasının beklediği potansiyelde olmadığını kaydeden Kamiloğlu, bunun sadece Türkiye’de değil bütün Avrupa’da hatta tüm dünyada bir sorun haline geldiğinin altını çizdi. Kamiloğlu sözlerini; “İşte Erasmus+ buna odaklandı. Program olarak gençlerin bilgi ve becerisini nasıl artırmalıyız ki piyasanın istediği potansiyele ulaşsın. Bu yüzden Erasmus+ projelerinin hemen hepsinin bir tarafında istihdam boyutu ve belli alanlardaki bilgi beceri ve yeteneklerinizin geliştirilmesi vardır” diyerek noktaladı.
Program çay-kahve molasının ardından, Ulusal Ajans Uzmanı Başak Çikot tarafından Ana Eylem-1 “Gençlik Değişimleri, Avrupa Gönüllü Hizmeti ve Gençlik Çalışanlarının Hareketliliği” ve Ulusal Ajans Uzmanı Uzman Özlem Öğütoğulları tarafından yapılan Ana Eylem-2 “Erasmus+ Stratejik Ortaklıklar ve Bilgi Ortaklıkları” sunumları ile devam etti.
(Haber Merkezi)
İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen toplantıya çevre üniversitelerden akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşlarından temsilciler, uzmanlar ile öğrencilerden oluşan geniş bir dinleyici kitlesi katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılışında İSTE Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuvarı öğretim görevlileri ve öğrencileri müzik dinletisi sundu.
Toplantının açılış konuşmasında; Avrupa’nın en büyük ajanslarından biri olan Türkiye Ulusal Ajansı’nın yükseköğretim ekosistemi için önemine değinen ve “Biz de yeni kurulan bir üniversite olarak Erasmus+ programlarını önemsiyor ve Türkiye Ulusal Ajansı ile güçlü bir ilişki kurmak istiyoruz” diyen Rektör Prof. Dr. Türkay Dereli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçmiş dönemlerde proje açlığı vardı. Ne yazsan kabul ediliyordu, proje oluyordu. Şimdi ise binlerce proje arasından en iyileri seçiliyor, çünkü o proje açlığı bitti, rekabet arttı. Şimdi, Avrupa Birliği (AB) projelerinde de nitelik ve kalite ön plana çıktı. Erasmus+ projelerini önemsiyoruz. Çünkü artık, öğrenciler ve aileleri tercih yaparken, Üniversitelerin Erasmus+ vb. proje performanslarını, verilerini ve yeteneklerini önemli bir ölçüt olarak sorguluyorlar. Bu bilinç ile, çok önem verdiğimiz gençliğimizin AB projelerinden en etkin şekilde faydalanmasını arzu ediyoruz. Yeni dünya düzeninin yeniden şekillendiği şu günlerde, özellikle bu konuya önem vermemiz gerekiyor ve gençlerimizin kendilerini çok iyi bir noktada konumlandırması gerekiyor”.
Türkiye Ulusal Ajans Başkanı Mesut Kamiloğlu ise konuşmasına, programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek başladı. Mesut Kamiloğlu Türkiye Ulusal Ajansı olarak 2004 yılından bu yana AB’ye tam üye ülke seviyesinde programlardan faydalanıldığını ifade ederek, temeli 1982 yıllarına dayanan ve Yükseköğretim Öğrenci Hareketliliğini de kapsayan Erasmus’un 2014 yılından itibaren Erasmus+ olarak adlandırıldığını ve çok daha geniş bir kitleye hitap ettiğini kaydetti. erasmus ve yükseköğretim kapsamındaki gençlik programlarındaki fon imkânlarının kaynakların sınırlı olmasından dolayı proje sürecinden geçtiğini belirten Kamiloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Biz 2004’ten bu yana faaliyette olan bir kuruluşuz, bu güne kadar 110 bin proje başvurusu aldık. 28 bin projeye 900 Milyon Avronun üzerinde bir kaynak aktardık. 2017 yılı sonuna kadar 450 bin vatandaşımızın Avrupa’da eğitim almış, staj görmüş veya gönüllü bir programa katılmış olmasını arzu ediyoruz. Şu ana kadar 400 bini geçmiş durumdayız, yıl sonuna kadar da 450 bin hedefine ulaşmayı düşünüyoruz. Türkiye Ulusal Ajansı olarak yılda 10 bin proje ile; finansman bakımından ilk 5’te, proje başvurusu bakımından ilk sıradayız. Avrupa Birliği (AB) Gençlik programları birbirinden öğrenmeyi öğretiyor. Bize benzemeyen insanlardan bir şeyler öğrenmeyi öğretiyor. Farklı coğrafyalardan kültürlerden farklı okullardan gelen insanların bir arada çalıştığı bir süreç... Erasmus+ altındaki faaliyetlerin çok büyük bir kısmı bize benzemeyen insanlarla ortak bir şeyler yapabilme ve bundan bir şey öğrenebilme üzerine kurgulanmıştır”. 2009’da yaşanan küresel ekonomik krizin Erasmus+’ın geleceğini şekillendirdiğini vurgulayan Mesut Kamiloğlu, artan genç işsiz nüfus oranıyla birlikte yükseköğretimden sonraki hayatın da sorgulandığını söyledi. Üniversiteden mezun olan kitlenin iş dünyasının beklediği potansiyelde olmadığını kaydeden Kamiloğlu, bunun sadece Türkiye’de değil bütün Avrupa’da hatta tüm dünyada bir sorun haline geldiğinin altını çizdi. Kamiloğlu sözlerini; “İşte Erasmus+ buna odaklandı. Program olarak gençlerin bilgi ve becerisini nasıl artırmalıyız ki piyasanın istediği potansiyele ulaşsın. Bu yüzden Erasmus+ projelerinin hemen hepsinin bir tarafında istihdam boyutu ve belli alanlardaki bilgi beceri ve yeteneklerinizin geliştirilmesi vardır” diyerek noktaladı.
Program çay-kahve molasının ardından, Ulusal Ajans Uzmanı Başak Çikot tarafından Ana Eylem-1 “Gençlik Değişimleri, Avrupa Gönüllü Hizmeti ve Gençlik Çalışanlarının Hareketliliği” ve Ulusal Ajans Uzmanı Uzman Özlem Öğütoğulları tarafından yapılan Ana Eylem-2 “Erasmus+ Stratejik Ortaklıklar ve Bilgi Ortaklıkları” sunumları ile devam etti.
(Haber Merkezi)