Türkiye Kamu-Sen Hatay il Başkanı Hayrettin Şahin yazılı olarak yaptığı açıklamasında, “Kalemi elimize verdiler ama mürekkebi yok. Adaletin kapısı açıldı kalkınmanın kapısı açılmadı..dediler.' Şimdi soralım, “Kalemin mürekkebi üç buçuğu dört yapınca mı dolmuş oldu? 0,5 artışla mı doldu? Kalkınmanın kapısı 0,5 puan artınca mı açıldı?' diye sordu.
Bu Toplu sözleşme süreci aslında sendikacılık etiği açısından da, “Ben sendikacıyım' iddiasın da olan herkesin ibret alması gereken, ders alması gereken bir süreç oldu. Maaş zam oranlarının, diğer hakların vs. bunları bir kenara bırakalım ama bu Tolu sözleşme süreci acayip cümlelerin kurulduğu, acayip ifadelerin kullanıldığı ama sonucunun ölü doğduğu bir Toplu sözleşme süreci oldu.
Literatüre yeni cümleler girdi. “Eski Türkiye’nin hesap makinesi yeni Türkiye’nin hesap makinesi...Milletin adamı versin, enflasyon canavarı vermesin…' Dün biraz umutlandım ve “Bir şeyler olacak herhalde' dedim. O cümle şu idi, “Kalemi elimize verdiler ama mürekkebi yok… Adaletin kapısı açıldı kalkınmanın kapısı açılmadı..' Şimdi soralım, “Kalemin mürekkebi üç buçuğu dört yapınca mı dolmuş oldu? 0,5 artışla mı doldu? Kalkınmanın kapısı 0,5 puan artınca mı açıldı?' dedi.
ŞAHİN: BU KADAR PISIRIK, BU KADAR KORKAK SENDİKACILIK ANLAYIŞI KABUL EDİLEMEZ
Sendikacılık farkından kaynaklı olarak, hükümetin, kamu işçisine verdiği zammı sıra memura gelince sakındığını vurgulayarak, “Kamu işçisine yüzde 12,5 bunların yanında ikramiyelerine 250 TL ve 3000 TL altında alanlara 90 TL iyileştirme yapan aynı siyasal iktidar, memura gelince kesenin ağzını sıkı sıkı bağlıyor. Neden acaba? Bu sendikacılık farkıdır' dedi. ŞAHİN, “2015 yılında yine bu aynı ekip alkışlarla, sloganlarla, “Tarihi başarı elde ettik' diye naralar atarak imzaladılar. Şimdi ise sesleri dahi çıkmadı. Yüzlerinden düşen bin parça. Peki neden imza atıyorsunuz o zaman? İmza atılırken resimleri görün, ikisi ayakta diğerleri oturuyor, protesto edercesine. Protesto edecekseniz imza atmayacaksınız. Gönüllerin razı olmadığı açıkça belli ama yapılan bir şey yok. En azından hakem kuruluna gitselerdi, 8 gün daha bu konunun Türkiye’de tartışılmasını sağlardı. Bizler de destek verirdik. Böyle bir sendikal anlayış kabul edilemez. Hükümet dediğinin arkasında durdu. Aşağı yukarı açıkladığı rakam kadar, kamu çalışanlarına verdi. Niye, diye herkesin kendisine sorması lazım. Kamu işçisine yüzde 12,5 bunların yanında ikramiyelerine 250 TL ve 3000 TL altında alanlara 90 TL iyileştirme yapan aynı siyasal iktidar, memura gelince kesenin ağzını sıkı sıkı bağlıyor. Neden acaba? Bu sendikacılık farkıdır. 20 milyon insanı hesaba katmadan yapılan bir zam politikasıdır. Bunları Türkiye Kamu-Sen olarak kabul edemeyiz.'
ŞAHİN: TÜRKİYE KAMU-SEN OLARAK BU SÜRECİ ORTA OYUNU GİBİ GÖRDÜK
Hükümetin sunduğu son rakamların üstüne yarım puan artınca imza atan yetkili Konfederasyonu eleştiren Başkan, kamu çalışanları TÜİK tarafından açıklanan rakamların çok gerisinde geçinmeye mahkum edildi diyerek şunları sözlerine ekledi:
“0,5 puan artınca mürekkep doldu. O mürekkep artışı ne kadar yapıyor biliyor musunuz, 0,5 puanlık artış en düşük devlet memuru maaşında 11,58 kuruş artış, ortalama memur maaşında ise 15,4 artış demektir. Mürekkep fiyatlarını da araştırdım; dolmakalem mürekkebi 44,10 kuruş, 16TL, 14 TL’de var. Yani 11,58 kuruş artışla bir şişe mürekkep alınamıyor. Bu mürekkep nasıl dolmuş oluyor sizlerin takdirine bırakıyorum. Bu zam oranları en düşük dereceli memur maaşında yani 15/1 kademede bir memur maaşında 2018 yılının tamamı için 171, 04 kuruş, 2019 yılının tümü için 221,71 kuruş artış demek. Ortalama memur maşı için 2018 yılı için toplam 227,49 kuruş; 2019 yılında ise 294,88 kuruş artış anlamına geliyor. Yani bu zam oranları ile kamu çalışanlarının insanca yaşamasına yetecek bir artış sağlanamadı. Bütün devletin imkanlarını kamu çalışanları için kullanılsın demiyoruz. TÜİK in açıkladığı rakamların çok gerisinde bir asgari standartla kamu çalışanları geçinmek zorunda bırakılıyorsa, bu masada o toplu sözleşmeyi imzalamaya kimsenin hakkı yok. Onun için Türkiye Kamu-Sen olarak bu süreci bir orta oyunu gibi gördük. Aktör de bellidir. Sendikacılık tarihimiz iyi bir aktör kazanmıştır' diyerek sözlerini noktaladı.(Tuncay Damlar)
Bu Toplu sözleşme süreci aslında sendikacılık etiği açısından da, “Ben sendikacıyım' iddiasın da olan herkesin ibret alması gereken, ders alması gereken bir süreç oldu. Maaş zam oranlarının, diğer hakların vs. bunları bir kenara bırakalım ama bu Tolu sözleşme süreci acayip cümlelerin kurulduğu, acayip ifadelerin kullanıldığı ama sonucunun ölü doğduğu bir Toplu sözleşme süreci oldu.
Literatüre yeni cümleler girdi. “Eski Türkiye’nin hesap makinesi yeni Türkiye’nin hesap makinesi...Milletin adamı versin, enflasyon canavarı vermesin…' Dün biraz umutlandım ve “Bir şeyler olacak herhalde' dedim. O cümle şu idi, “Kalemi elimize verdiler ama mürekkebi yok… Adaletin kapısı açıldı kalkınmanın kapısı açılmadı..' Şimdi soralım, “Kalemin mürekkebi üç buçuğu dört yapınca mı dolmuş oldu? 0,5 artışla mı doldu? Kalkınmanın kapısı 0,5 puan artınca mı açıldı?' dedi.
ŞAHİN: BU KADAR PISIRIK, BU KADAR KORKAK SENDİKACILIK ANLAYIŞI KABUL EDİLEMEZ
Sendikacılık farkından kaynaklı olarak, hükümetin, kamu işçisine verdiği zammı sıra memura gelince sakındığını vurgulayarak, “Kamu işçisine yüzde 12,5 bunların yanında ikramiyelerine 250 TL ve 3000 TL altında alanlara 90 TL iyileştirme yapan aynı siyasal iktidar, memura gelince kesenin ağzını sıkı sıkı bağlıyor. Neden acaba? Bu sendikacılık farkıdır' dedi. ŞAHİN, “2015 yılında yine bu aynı ekip alkışlarla, sloganlarla, “Tarihi başarı elde ettik' diye naralar atarak imzaladılar. Şimdi ise sesleri dahi çıkmadı. Yüzlerinden düşen bin parça. Peki neden imza atıyorsunuz o zaman? İmza atılırken resimleri görün, ikisi ayakta diğerleri oturuyor, protesto edercesine. Protesto edecekseniz imza atmayacaksınız. Gönüllerin razı olmadığı açıkça belli ama yapılan bir şey yok. En azından hakem kuruluna gitselerdi, 8 gün daha bu konunun Türkiye’de tartışılmasını sağlardı. Bizler de destek verirdik. Böyle bir sendikal anlayış kabul edilemez. Hükümet dediğinin arkasında durdu. Aşağı yukarı açıkladığı rakam kadar, kamu çalışanlarına verdi. Niye, diye herkesin kendisine sorması lazım. Kamu işçisine yüzde 12,5 bunların yanında ikramiyelerine 250 TL ve 3000 TL altında alanlara 90 TL iyileştirme yapan aynı siyasal iktidar, memura gelince kesenin ağzını sıkı sıkı bağlıyor. Neden acaba? Bu sendikacılık farkıdır. 20 milyon insanı hesaba katmadan yapılan bir zam politikasıdır. Bunları Türkiye Kamu-Sen olarak kabul edemeyiz.'
ŞAHİN: TÜRKİYE KAMU-SEN OLARAK BU SÜRECİ ORTA OYUNU GİBİ GÖRDÜK
Hükümetin sunduğu son rakamların üstüne yarım puan artınca imza atan yetkili Konfederasyonu eleştiren Başkan, kamu çalışanları TÜİK tarafından açıklanan rakamların çok gerisinde geçinmeye mahkum edildi diyerek şunları sözlerine ekledi:
“0,5 puan artınca mürekkep doldu. O mürekkep artışı ne kadar yapıyor biliyor musunuz, 0,5 puanlık artış en düşük devlet memuru maaşında 11,58 kuruş artış, ortalama memur maaşında ise 15,4 artış demektir. Mürekkep fiyatlarını da araştırdım; dolmakalem mürekkebi 44,10 kuruş, 16TL, 14 TL’de var. Yani 11,58 kuruş artışla bir şişe mürekkep alınamıyor. Bu mürekkep nasıl dolmuş oluyor sizlerin takdirine bırakıyorum. Bu zam oranları en düşük dereceli memur maaşında yani 15/1 kademede bir memur maaşında 2018 yılının tamamı için 171, 04 kuruş, 2019 yılının tümü için 221,71 kuruş artış demek. Ortalama memur maşı için 2018 yılı için toplam 227,49 kuruş; 2019 yılında ise 294,88 kuruş artış anlamına geliyor. Yani bu zam oranları ile kamu çalışanlarının insanca yaşamasına yetecek bir artış sağlanamadı. Bütün devletin imkanlarını kamu çalışanları için kullanılsın demiyoruz. TÜİK in açıkladığı rakamların çok gerisinde bir asgari standartla kamu çalışanları geçinmek zorunda bırakılıyorsa, bu masada o toplu sözleşmeyi imzalamaya kimsenin hakkı yok. Onun için Türkiye Kamu-Sen olarak bu süreci bir orta oyunu gibi gördük. Aktör de bellidir. Sendikacılık tarihimiz iyi bir aktör kazanmıştır' diyerek sözlerini noktaladı.(Tuncay Damlar)