Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi geçmiş dönem Rektörü Prof. Dr. Şerefittin Canda depremle yıkılan Hatay’ın yeniden ayağa kalkışı sürecinde antik kentin korunması uyarısında bulundu.
Konuyla ilgili resmi sitesinden bir makale yayınlayan Canda makalesinde şu ifadelere yer verdi; “Kuruluşundan (İ.Ö 300) günümüze, yeri ve adı değişmeden ayakta kalan Antik Antakya (Antiokia, Antioch) Seleukos Devleti’nin Başkenti, Roma’nın Suriye Eyaleti’nin Başkenti ve Makedon, Seleukos, Helen, Roma Kent Kültürlerinin görkemli yapılarına ve eşsiz mozaiklerine sahip olması nedeniyle, UNESCO Dünya Kalıtı Sıralaması (World Heritage) içinde yer alması gereklidir. 1932-1939 yılları arasında antik Antakya’dan çıkarılmış “Görkemli Antakya Mozaikleri”, günümüzde dünya müzelerini süsleyen en değerli yapıtlardır. UNESCO Dünya Kalıtı Sıralaması (World Heritage List) içinde Türkiye’den Antik Bergama (Pergamon, 2014), Antik Efes (Ephesus, 2015) ve diğer yerler gibi, özellikle İskender sonrası dönemin “Mekadon, Seleukos, Helen, Roma” kültürünü yansıtan Antik Antakya (Atiochia)’nın da yer alması gereklidir.
ANTİK ANTAKYA KORUMA ALTINA ALINMALIDIR
Antakya ve çevresinde, 6 Şubat 2023 deprem sonrası, yenden yapılaşamaya gidilirken, “antik Antakya” ile ilişkili yerlerin saptanıp, koruma altına alınması unutulmamalıdır. Antik Atiochia (Antakya), Antik Daphne (Defne) ve Anti Seleucia Pieria (Çevklik)’da, Princeton Üniversitesi Sanat ve Arkeoloji Bölümü, 1932-1939 yılları arasında, yapmış olduğu araştırma ve kazıların arşiv belgelerini dijital ortamda yayınlanmış, antik yerleşim yerlerinin toprağın 8.5m ve 11m altında olduğu bildirilmiştir. 92 yıldır bilinen bu bilgilere karşın, güncel imar işlemlerinde uygulanan “3m sondaj” yetersiz olduğu açıktır. Antakya, Habibi Neccar Dağı (Silpius) etekleri ile Asi (Orontes) Irmağı arasındaki alanda yer alır. Kent planı, Miletli Hippodamos’un, “Izgara Planına” göre Mimar Xenarios tarafından yapılmıştır. Antakya, caddeleri, yolları ve sokakları; yaz aylarında, Asi Irmağı yolu ile denizden gelen serin havayı, kış aylarında da güneş ışınlarını daha iyi alacak biçimde düzenlenmiştir.
Antakya, Doğu Akdeniz’de, Çin’den ve Hindistan’dan gelen İpek ve Baharat yolunun ulaştığı ilk merkezdir. Bu nedenle Antakya, doğudan gelen yollar üzerinde, Zeugma antik kentinden sonra Romalı tüccarların ve doğudan gelen kervanların Doğu Akdeniz’e ulaştığı bir varlık ve “zenginlik” merkezi olmuştur. Çeşitli yerlerden gelen insanlarla oluşan halk; doğal güzellikler, bol su kaynakları, bolluk içindeki Antakya’da, “moral değerler açısından yozlaşmış ve Antakya daimi kötülüğün yeri“ olarak tanınmıştır. Antakya’da yaşayan halk, Hristiyanlık öncesi, Roma Pagan ve Helen mitolojik kültürünün etkisinde kalmıştır.
DEPREM KONUSU, OKULLARDA DERS OLARAK İŞLENMELİDİR
Antakya (Antiochia), Defne (Daphne) ve Liman kenti Çevlik (Seleucia Pieria)’de varlıklı tüccarların, yöneticilerin, varlık içinde yaşayan “orta sınıfın” mozaiklerle süslü görkemli villaları yapılmıştır. Ayrıca yine mozaiklerle süslü Apollon, Athena, Diana Tapınakları, Büyük Görkemli Hamamlar, Görkemli Saraylar, Asklepion, Anıtsal yapılar bulunuyordu. Dünyanın her yerinden çeşitli dallarda sanatçılar, mozaik ustaları “sanatçıları” burada toplanmıştır. Mitolojik olayları, günlük yaşamı, doğa ve çevresel varlıkları betimleyen, sanatsal ve tarihsel açıdan değerli olan Antakya Mozaikleri dünya çapında ünlenmiştir. Antik Atiochia (Antakya) kentinin kalıntıları, Pergamon (Bergama), Ephesus (Efes) gibi Türkiye’nin dünyaca tanınan büyük bir turizm merkezi olabilir, ülkeye ve yerel halka, büyük refah getirebilir. Antik Bergama (Pergamon, 2014) ve Antik Efes (Ephesus, 2015) UNESCO Dünya Kalıtı içine girmiş olduğu gibi (World Heritage List), Antik Antakya’nın da burada yer alması gereklidir.
Bunun için, Antik Antakya’nın üzerine yeni “yapılaşma” yapılmaması, özellikle Asi Adası (Küçük Dalyan) ve Herod Caddesi’nin bölgelerinin gün yüzüne çıkarılması ve yeniden değerlendirilmesi yerinde olur. Antakya yeniden kurulurken;
Antik Antakya koruma altına alınmalı,
Bu konuda Princeton Üniversitesi Dijital Arşiv Belgeleri dikkate alınmalı,
Yeni yapılaşmanın, depreme dayanıklı yeteri zeminlere kaydırılmalı,
Yapılar, depreme yeterli düzeyde dayanıklı yapılmalı,
Toplumun eğitimine ve bilgilendirilmesine önem vermelidir.
Deprem konusu, okullarda ders olarak işlenmelidir.
Antakya’nın uygar, eğitimli, entelektüel, kültürlü halkı;
Geçmişte Roma Köprüsü yıkılırken,
Depreme dayanıksız yapılar yapılırken,
Antik yerler üzerine yapılaşmaya gidilirken,
“Sessiz kalıp” ve “tüm renklerin kötülük karşısında birleştiği” gibi, bundan sonrası için yeni adımlar atmalı, bilimin ve yeni teknolojilerin ışığında yürümelidir. Tarih bize göstermiştir ki; Bilimin yolunda yürüyenler ilerler, küçük olsun, benim olsun diyenler geri kalır” ifadelerini kullandı.
Haber: Hasan YETMEZ
ABDULVAHİT GÜRASLAN