6 ve 20 Şubat 2023 depremleri şüphesiz Hatay’da şehir içi yolculuk rutinlerini de değiştirdi.
Sadece depremlerden değil, enkaz kaldırma çalışmaları yürüten iş makineleri ve kamyonlar nedeniyle de yolların çoğu harap halde. Eğer Antakya’dan Samandağ’a arabayla gidiyorsanız yol boyunca dikkatli olmanız gerekiyor. Normalde çift şeritli olan yol, bir anda tek şeride düşebiliyor, hemen her yerden iş makineleri ve kamyonlar önünüze çıkabiliyor. Vakıflı, Samandağ ilçe merkezine yaklaşık 5 kilometre, Antakya’ya ise 25 kilometre mesafede küçük bir köy. Akdeniz’e komşu Musa Dağ’ın eteklerinde kurulmuş; portakal, mandalina, turunç ve limon ağaçlarıyla kuşatılmış, narenciye kokan bir köy. Türkiye’deki son Ermeni köyü. Gazeteci ve yazar Serdar Korucu, “Sancak düştü” (Aras Yayıncılık, 2021) kitabında, Osmanlı döneminde “İskenderun Sancağı” (Liva el-İskenderun) olan Hatay’da, Musa Dağ Ermenilerine dair şöyle yazar: “Musa Dağ’daki 6 köyden –Hıdır Bek/Hıdırbey, Yoğunoluk, Kebusiye (bugünkü adıyla Kapısuyu), Hacıhabibli (Eriklikuyu), Bityas (Batıayaz), Vakıf (Vakıflı)– çok sayıda Ermeni Hatay’dan ayrılmayı ‘tercih’ etti. Kalanlarsa Vakıflı’da, basının sevdiği tabirle Türkiye’nin ‘tek Ermeni köyü’nde (aslında ‘son Ermeni köyü’nde) toplandı. Bu göçler Musa Dağ ile sınırlı kalmadı. 1936’da Sancak nüfusunun %11’ini oluşturan Ermeni nüfustan geriye sembolik bir sayı kaldı.” 6 Şubat depremleri 35 haneli ve yaklaşık 135 nüfuslu köyde yıkıma yol açmazken, Defne ve Samandağ merkezli 20 Şubat depremleri sonucu kilise ve evlerin neredeyse yarısı ya hasarlı ya da yıkılmış durumda. Vakıflı, kadınlar açısından özel bir örnek. Köyde, 6 Şubat’tan çok önce kurulmuş olan kadın kooperatifi, depremden kısa süre sonra yöresel üretim faaliyetlerine yeniden dört kolla sarıldı. Çan kulesi yıkılan, kubbesi, iç ve dış duvarlarında hasar olan Surp Asdvadzadzin Kilisesi onarılacak. Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nin hemen arkasında yer alan kültür merkezinin alt katı Mihran Ulikyan Üretim ve Gıda Atölyesi. Üçer katlı iki ayrı yapıdan oluşan merkezin içinde misafirhane, lojman ve müze de bulunuyor.
TÜRKİYE’DEKİ TEK ERMENİ KÖYÜ
“Vakıfköy 1938’den sonra Türkiye’deki son Ermeni köyü olma özelliğine sahip maalesef. ‘Maalesef’ diyorum çünkü bu topraklardaki binlerce köyden geriye tek bir köy kaldık” diyen Kartun, geçimlerini tarımla sağladıklarını, narenciyenin en önemli ürün olduğunu belirterek sözlerine devam ediyor: “Tarım bitti, üretim bitti denilen bir dönemde, biz ‘pes etmek yok’ dedik. 2005 yılında ‘Vakıfköy Kadınlar Kolu’ adıyla bir araya geldik. 2021’in aralık ayında kooperatifleştik. Amaç, her kadın eşit payda kazanç sağlasın. Bu köy hepimizin dedik. 30 kadındık. Biz kadınlar birlik olup ne üretebildiysek bunun satışını gerçekleştirip aile bütçemize destek olduk. Çocuklarımızı okuttuk.”
“DEPREM SONRASI KOLLARI SIVADIK”
6 Şubat’ı soruyoruz Kuhar Kartun’a. “Çok ama çok kötü anılarım var o günlere dair” diyor. İskenderun’da yaşayan annesi enkaz altında kalarak hayatını kaybetmiş. O günlerde İstanbul’da olduğunu, eşi ve oğlunun ise köyde olduğunu belirtiyor. Depremden sonra köydeki çay bahçesi tüm ailelere sığınak olmuş. Kadın-erkek, yaşlı-genç, çoluk çocuk herkes bir süre orada, hep birlikte yaşamışlar. “Buradakileri görmüyordum ama ne yaşadığını, ne hissettiğini, korkularından evlerine giremediklerini biliyordum. Mart ayında İstanbul’dan döndüm. Geldikten sonra bir rahatlama duydum” diyor Kuhar. Çay bahçesi depremin ardından köy halkına sığınak oldu. Şimdilerde ise köyün erkekleri için 'zaman geçirme' alanı; tavla oynayan, oynayanları izleyen... Sahibi Garbis, ekonomik olarak zor durumda olduklarını, mandalinaların ya ağaçta kaldığını ya da yok pahasına satabildiklerini söylüyor. O günlerde dayanışma amacıyla sipariş üstüne sipariş geldiğini, depremde kurtarabildikleri ürünleri hızlıca tükettiklerini anlatan Kuhar, ardından kolları sıvadıklarını belirtip ekliyor: “Çalışmak bize terapi oldu.” Ancak deprem sonrası birçok kadın da köyü terk etmek zorunda kalmış. “Neden derseniz, çocuklarının eğitimi için” diyor Kuhar Kartun. “Kimisi çocuğunu başka kente gönderdi, çocuğu yaşça küçük olanlar ise kendileri de gitti zorunlu olarak. Çünkü okullara buradan ulaşım zor; araç yok, servis yok, hiçbir şey yok.” Yine de umutlu Kuhar, “Eminim hepsi geri dönecek.” Kısa bir sessizlik anı. Ardından yüzünde inançlı bir ifadeyle şunları söylüyor: “Hatay tekrar ayağa kalkacak. Antakya, Samandağ tekrar ayağa kalkacak. Kadının elinin değdiği her yer toparlanacaktır, eminim. Yeter ki birlik olalım.” Türkiye’de resmi verilere göre, 50 bin 783 kişinin hayatını kaybederken, 100 binden fazla kişi yaralandı, aralarında kamu binalarının olduğu 7 bin 248 bina deprem anında yıkıldı. Depremden yaklaşık 14 milyon kişi etkilendi. Afet sonrası 2 milyondan fazla kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişi farklı bölgelere göç etti. Hatay, 20 Şubat 2023'te merkez üssü Defne ve Samandağ ilçeleri olan 6.4 ve 5.8 büyüklüklerindeki iki depremle daha sarsıldı. Depremler nedeniyle 6 Şubat’ta ağır hasar alan bazı binalar yıkılırken, resmi verilere göre 6 kişi hayatını kaybetti, 562 kişi de yaralandı.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN