Enerji verimli, güvenli, sağlıklı ve konforlu binalarda yaşamanın en önemli koşullarından olan yalıtımın doğru malzeme ve doğru uygulamalarla yapıldığı zaman hem ülke ekonomisine hem de vatandaşların bütçesine katkı sağladığını belirten İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Kış yaklaşırken yüksek doğalgaz faturaları ödemek istemeyen vatandaşlarımız yalıtıma yöneliyor. Yalıtım için mevsimsel açıdan çok doğru bir zamandan geçiyoruz ancak piyasada çok sayıda yalıtım malzemesi bulunuyor. Tüketicilerin bu ürünler arasından seçim yaparken mutlaka yalıtım malzemelerinin üzerindeki etiketlerde CE işareti olup olmadığına bakması gerekiyor.
Ülkemizde her sektörde olduğu gibi yalıtım sektöründe de mevcut olan haksız rekabet koşulları dolayısıyla merdiven altı üretilen kalitesiz ancak ucuz ürünler tüketiciyi yanıltıyor ve yaptırdıkları yalıtım uygulamalarından verim almalarını engelliyor. Doğru malzeme, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile binayı çevreleyen yalıtım, sayesinde kış aylarında ısıtmaya harcanan enerji azalıyor, faturalar hafifliyor.”
YALITIMA ÖDENEN PARA GELEN DÜŞÜK FATURALAR SAYESİNDE KENDİNİ AMORTİ EDİYOR
Yalıtımdan daha yüksek performans alabilmek için yalıtım kalınlığının da büyük önem taşıdığının altını çizen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Bugün yeni inşa edilen bir binada ısı yalıtımı uygulamalarının maliyeti toplam bina maliyetinin yüzde 2 ila yüzde 3’üne tekabül ediyor. Faturalardan elde edilen tasarruf sayesinde bu tutar 2 ila 5 yıl arasında kendini ödemiş oluyor. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb. yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyeti uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Yani iskeleyi kurdurmuş, işçiyi iskeleye çıkarmış, yapıştırıcı, sıva, boya gibi malzemeleri almışken enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmalıyız. Artık bizim de Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalıyız. Bu noktada tüm vatandaşlarımıza mevzuat limitlerinin ötesine geçmelerini ve daha kalın yalıtım yapmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.
ABDULVAHİT GÜRASLAN