Türkiye, küresel ölçekte yaşanan "demografik dönüşüm" sürecinin etkilerini hızla yaşamaya devam ediyor.
Bu süreçte, özellikle çocuk ve genç nüfus oranında kayda değer bir azalma gözlemlenirken, yaşlı nüfus oranı hızla artış gösteriyor. Son on yılda doğurganlık hızında yaşanan belirgin ve sürekli düşüşle birlikte Türkiye, artık “çok yaşlı ülkeler” kategorisine girmiş bulunuyor.
SAĞLIK VE REFAHIN ARTIŞI YAŞLI NÜFUSU BÜYÜTÜYOR
Doğurganlık oranlarındaki azalmanın yanı sıra, yaşam standartlarının yükselmesi, sağlık hizmetlerindeki gelişmeler ve refah seviyesindeki artış sayesinde ölümlülük oranlarında düşüş yaşanıyor. Bu durum, doğuşta beklenen yaşam süresinin uzamasına ve yaşlı nüfus oranının artmasına zemin hazırlıyor.
YAŞLI NÜFUS 5 YILDA %20 ARTTI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 65 yaş ve üzeri bireylerin sayısı 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 iken, 2024 yılı itibarıyla %20,7 artarak 9 milyon 112 bin 298’e ulaştı. Toplam nüfus içindeki yaşlı oranı da aynı dönemde %9,1’den %10,6’ya yükseldi. TÜİK’in nüfus projeksiyonları ise bu artışın hız kesmeden süreceğine işaret ediyor. Buna göre yaşlı nüfus oranı; 2030’da %13,5, 2040’ta %17,9, 2060’ta %27,0 ve 2100 yılında %33,6’ya çıkacak.
POLİTİKA GELİŞTİRME İHTİYACI ARTIYOR
Yaşlı nüfusun hızla artması, bu bireylerin yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan politikaların geliştirilmesini ve bu politikaların etkin şekilde uygulanmasını zorunlu hale getiriyor. Bu bağlamda, yaşlı bireylerin yaşlılık sürecini ne derece aktif ve sağlıklı geçirdiklerinin ölçülebilmesi için Aktif Yaşlanma Endeksi (AYE) önemli bir gösterge olarak öne çıkıyor.
(Haber Merkezi)
ABDULVAHİT GÜRASLAN